Cilt: 7  Sayı: 3 - 2001
Özetleri Gizle | << Geri
1.
Kapak-İçindekiler
Cover-Contents
Pamukkale Üniversitesi Mühendislik Bilimleri Dergisi
Sayfalar I - III
DOWNLOAD

2.
SERBEST UCUNDAN TEKİL YÜKE MARUZ ANKASTRE METAL MATRİSLİ KOMPOZİT KİRİŞİN ELASTO-PLASTİK ÇÖZÜMÜ
AN EXACT ELASTO-PLASTIC SOLUTION OF METAL-MATRIX COMPOSITE CANTILEVER BEAM LOADED BY A SINGLE FORCE AT ITS FREE END
Onur SAYMAN, Ümran ESENDEMİR, Ayşe ÖNDÜRÜCÜ
Sayfalar 313 - 321
Bu çalışmada, serbest ucundan tekil yüke maruz ankastre metal matrisli kompozit kirişin elasto-plastik gerilme analizi yapıldı. Paslanmaz çelik takviyeli alüminyum kompozit malzemesi kullanıldı. Fiberin oryantasyon açısı 0°, 30°, 45°, 60° ve 90° olarak seçildi. Malzeme elasto-plastik çözüm için tam plastik olarak kabul edildi. Analitik çözüm, hem düzlem gerilme durumundaki diferansiyel denklemi hem de küçük plastik deformasyonlar için sınır şartlarını sağlayacak şekilde uygulandı. Çözümde Bernoulli-Navier Teorisi kabulu yapıldı. Kompozit malzeme lineer sertleştirilmiş olarak kabul edildi. Akma teorisi olarak Tsai-Hill teorisi kullanıldı.
In the present study, an elastic-plastic stress analysis is carried out in a metal matrix composite cantilever beam loaded by a single force at its free end. A composite consisting of stainless-steel reinforced aluminium was produced for this work. The orientation angle of the fibers is chosen as 0°, 30°, 45°, 60° and 90°. The material is assumed to be perfectly plastic in the elasto-plastic solution. An analytical solution is performed for satisfying both the governing differential equation in the plane stress case and boundary conditions for small plastic deformations. The solution is carried out under the assumption of the Bernoulli-Navier hypotheses. The composite material is assumed as hardening linearly. The Tsai-Hill theory is used as a yield criterion.
Makale Özeti | Tam Metin PDF

3.
CMAC NÖRAL DEVRESİ İÇİN KOMBİNE BİR ALGORİTMA
A COMBINE ALGORITHM FOR A CMAC NETWORK
Selahattin SAYIL
Sayfalar 323 - 329
Bir CMAC nöral devresinin başarısı, öğrenme algoritmasına ve giriş vektörlerin seçimine bağlıdır. CMAC algoritmasını geliştirme konusunda yeterli bir çalışma yapılmamıştır. Oysa, bir algoritmanın zayıf yönleri diğer algoritmanın güçlü yönleriyle birleştirilebilir. Bu makalede önce algoritmaların açıklanması yapılmış olup bunu takiben algoritma özellikleri ve bilgisayar simulasyonları kullanılarak karşılaştırımı yapılmıştır. 'Maksimum Hata Algoritması'nın sonuç olarak en iyi performansı göstermiştir. Geliştirim, önerilen Maksimum Hata Algoritması üzerine olmuş ve önerilen 'Kombine Algoritma' metodu CMAC'in başlangıçta fonksiyonu çok hızlı kavramasını sağlamıştır. Yeni bulunan bu teknikle kontrol sistemlerinde çok büyük öneme sahip olan fonksiyonu hızlı kavrama oranı arttırılabilmektedir.
The performance of a CMAC neural network depends on the training algorithms and the selection of input points. Papers have been published that explain CMAC algorithms but little work has been done to improve existing algorithms. In this paper, the existing algorithms are first explained and then compared using computational results and the algorithm properties. Improvements are made to the recommended Maximum Error Algorithm by using a "Combine Algorithm" approach. In this method, CMAC network is first trained by using Neighborhood Training Algorithm and then trained by Maximum Error Algorithm for fine-tuning of CMAC network. Faster initial convergence is achieved for the recommended Maximum Error Algorithm. This approach may reduce the training time and accelerate the initial learning which is very important in many control applications.
Makale Özeti | Tam Metin PDF

4.
BSD FREZE TEZGAHLARINDA İKİNCİ DERECEDEN BİR YÜZEY İMALATININ ARAŞTIRILMASI
INVESTIGATION OF A QUADRATIC FORM FACE MANUFACTURING ON CNC MILLING MACHINES
Cihan ÖZEL, Ali İNAN
Sayfalar 331 - 336
Bu çalışmada, ikinci dereceden bir yüzey olan ve A.X B.Y C.Z 0 2 2 2 + - = genel denklemi ile verilen eliptik koni şeklindeki bir parçanın, Bilgisayarlı Sayısal Denetimli (BSD) freze tezgahlarında imalatının yapılması açıklanmıştır. İmalat için gerekli olan Bilgisayar Destekli İmalat (BDİ) programının, Fanuc sistemli makrolarla nasıl hazırlanacağı gösterilmiş ve Dyna 2900 Myte tipi dik işlem merkezli BSD freze tezgahında da bir parça üzerinde uygulaması gösterilerek elde edilen sonuçlar değerlendirilmiştir.
The study aims the manufacture of an elliptical cone shaped with A.X B.Y C.Z 0 2 2 2 + - = quadratic general equation on CNC milling machines. It shows how a CAM program can be developed using the Fanuc system macros for this special case. For the implementation, the program was run on a vertical machining center CNC milling machine, Dyna 2900 Myte machine and the results were evaluated.
Makale Özeti | Tam Metin PDF

5.
ÇİFT FAZLI BÖLGEDE TAVLANMIŞ ERDEMİR 6114 SACININ BİÇİMLENDİRİLEBİLME PARAMETRELERİNİN BELİRLENMESİ
DETERMINATION OF FORMABILITY PARAMETERS OF ERDEMİR 6114 SHEETS TEMPERED AT DUAL PHASE REGIONS
N. Sinan KÖKSAL, Mehmet UZKUT
Sayfalar 337 - 341
ERDEMİR 6114 (SAE 1005) sac malzemesinin optimum biçimlenebilirliğini sağlayan tavlama sıcaklığını bulmak amacıyla çift fazlı bölgede tavlama yapılarak, biçimlendirmenin sıcaklıkla değişimi incelendi. Burada biçimlendirmeye etki eden faktörler; anizotropi faktörü (R), deformasyon sertleşmesi üsteli (n), çökertme derinliği (h), akma sınırı (Re ) ve çekme dayanımı (Rm) değerleri, hadde yönü dikkate alınarak tavlama sıcaklıkları ile değişimleri incelendi. Numunelere homojen yapı sağlamak için, 890 0C sıcaklıkta 30 dakika fırında bekletilip havada soğutularak normalizasyon tavlaması yapıldı. Çift faz bölgesinde 740, 770, 800, 820 ve 850 0 C sıcaklıkta, 30 dakika tutulup, suda su verilerek yapılan tavlama işleminden sonra, numunelere oda sıcaklığında çekme deneyi ve Erichsen çökertme deneyi uygulandı. Numunelerin akma sınırı (Re ), çekme dayanımı (Rm), R, n ve h değerlerinde oluşan değişimler incelendi. Tavlama sıcaklığı 740 ve 770 0 C olan numunelerin, R ve n değerinin aynı anda arttığı, h değerinin de diğer numunelere göre yüksek olduğu, yani bu numunelerin biçimlenebilme özelliğinin diğer numunelere göre daha iyi olduğu görüldü.
Formability versus hardening process of ERDEMİR 6114 (SAE 1005) sheet was examined for determining the convenient tempering temperature providing optimum formability. Here, the effects of factors on formability; anisotropy factor (R), deformation hardening exponent (n), stretchability (h), yield point (Re ) and tensile strength (Rm) variation were examined considering drawing direction also. Homogenous structures of test specimens were obtained by normalization tempering such as keeping in furnace at 890 0 C for 30 minutes and cooling in air. Tempering process of the samples were done at dual phase regions at temperatures 740, 770, 800, 820 and 850 0 C for 30 minutes and quenching in water afterwards. After tensile test and Erichsen experiment at room temperature, differences in yield point (Re ), tensile strength (Rm), R, n and h values were observed. As a conclusion, it has been seen that R and n values of the samples tempered at 740 and 770 0 C were increased and h value were higher than the others, so formability characteristics of these samples were better than the other samples.
Makale Özeti | Tam Metin PDF

6.
EĞİLME MOMENTİ, EKSENEL GERİLME VE İÇ BASINÇ ALTINDAKİ MERKEZİ ÇATLAKLI SİLİNDİRİK BORULARIN GERİLME YOĞUNLUK FAKTÖRÜ
STRESS INTENSITY FACTOR FOR CENTER CRACKS IN CYLINDRICAL PIPES UNDER BENDING MOMENT, AXIAL STRESS AND INTERNAL PRESSURE
Mehmet AKTAŞ
Sayfalar 343 - 346
Bu çalışmada; iç basınç etkisindeki silindirik bir numunenin eksenel gerilme ve eğilme momentine maruz kalması durumunda, numunenin sahip olacağı gerilme yoğunluk faktörü hesaplanmıştır. Bu nedenle numuneye etkiyen eğilme momenti, eksenel gerilme ve iç basınç gibi faktörler ayrı ayrı hesaplanarak superpoze edilmiştir. Silindirik numune için belirlenen gerilme yoğunluk faktörü Mod I diye bilinen açılma modu içindir. Silindirik numunenin merkezinde çevresel olarak belirli açılarda çatlaklar olduğu düşünülerek hangi açıda, nasıl ve ne kadar bir etkinin olduğu tartışılmıştır.
In this study; the stress intensity factor was computed for a cylindrical object that was under effect of bending moment, axial stress and internal pressure. In order to make the calculations easy, the stress intensity factor was calculated individually for bending moment, axial stress and internal pressure. Then, the result were superimposed to have a final stress intensity factor for the concerned object. The calculated stress intensity factor is known as Mode I, which corresponds to “opening mode”. Furthermore, it was assumed that there were some initial radial cracks around the center line for a given object and the amount of change on the stress intensity factor was discussed.
Makale Özeti | Tam Metin PDF

7.
TASARIMDA KULLANILAN BİR UZMAN SİSTEM
AN EXPERT SYSTEM USED IN DESIGN
Hüdayim BAŞAK, Mahmut GÜLESİN
Sayfalar 347 - 357
Bu çalışmada, bilgisayar destekli tasarımda kullanılan bir uzman sistem geliştirilmiştir. Geliştirilen programda, bir unsur tabanlı tasarım programı ile oluşturulan modelde kullanılan unsurlar, uzman sistem modülü ile yorumlanmakta ve belirlenen kurallara göre uygunlukları tespit edildikten sonra parça modellenmesinde kullanılmaktadır. Bu program, özellikle imalat aşamalarını bilmeyen veya çok az bilen kullanıcılar için bilgilendirme ve yönlendirme işlevini yerine getirmektedir. Geliştirilen program, modelleme esnasında yapılan tasarım hataları için kullanıcıyı uyarmaktadır.
In this work, an expert system used in computer aided design has been developed. In the developed program, the features which are used in the models prepared by a feature based design program are evaluated by the expert system module and are used in part modeling after determining of their compatibilty according to the rules. This program, particulary for those who do not know or know very little manufacturing stages, accomplishes the duty of informing and directing them. The program developed warns the user for design mistakes made during modeling.
Makale Özeti | Tam Metin PDF

8.
KIRMIZIBİBERLERDE ACILIK VE RENK BİLEŞİKLERİ
PUNGENT AND COLOUR COMPOUNDS OF RED PEPPERS
Çetin KADAKAL, Ender POYRAZOĞLU, Oktay YEMİŞ, Nevzat ARTIK
Sayfalar 359 - 366
Solanacea familyasının bir cinsi olan kırmızıbiberlerin kapsaisinoit miktarı, önemli bir kalite kriteri olduğu gibi birçok ülkede sınıflandırmada dikkate alınmaktadır. Kapsaisinoitler içersinde en önemli acılık maddesi kapsaisindir (% 69). Diğerleri ise dihidrokapsaisin (% 22), nordihidrokapsaisin (% 7), homokapsaisin (% 1) ve homodihidrokapsaisindir (% 1). Birçok gıdada olduğu gibi, kırmızıbiberlerde de karotenoitler önemli bileşiklerdir. Karotenoit pigmentleri kırmızıbiberlere karakteristik rengi verdiği gibi bazıları da A vitamini aktivitesi göstermektedir. Tam olgunlaşmış kırmızıbiber meyvesinin başlıca karotenoitleri kapsantin, kapsorubin, ß-karoten ve zeaksantindir. Bu derlemede, dünyanın değişik bölgelerinde yetiştirilen kırmızıbiberlerin kapsaisinoit ve karotenoit içerikleri, özellikleri ve sağlık üzerine etkileri ele alınmıştır.
The capcaicinoid amount of red peppers from Solanacea family is used for the evaluation of quality and classification in many countries. Capsaicin is the major pungent principle (69 %) of capsaicinoids. The others are dihidrocapsaicin (22 %), nordihidrocapsaicin (7 %), homocapsaicin (1 %) and homodihidrocapsaicin (1 %). As in most foods, the carotenoids of red peppers are also important compounds. Carotenoids are typical colour pigments and some of them have vitamin A activity. Major carotenoids of ripe fruit of red peppers are capsanthin, capsorubin, ß-carotene and zeaxanthin. Capcaicinoid and carotenoid contents of red peppers grown in many different regions of the world, their properties and roles on the human health were given in this review.
Makale Özeti | Tam Metin PDF

9.
SULARIN OZONLANMASINDAKİ GELİŞMELER
DEVELOPMENTS IN OZONATION OF WATERS
Ensar OĞUZ, Zeynep ÇELİK
Sayfalar 367 - 372
Ozon, hem endüstriyel hem de sentetik kimyada kullanılmaktadır. Bu nedenle birçok araştırmacı tarafından ozon’un organik kimyası ile ilişkili makaleler yayınlanmıştır. Ayrıca, onun hava ve su kirliliği problemlerindeki rolü bugün oldukça önemlidir. Ozon araştırmalarının bir sonucu olarak, ozonun endüstriyel, evsel ve içme suyu arıtımında gelecek için umut olacağı açıktır. Yüksek oksidasyon maddesi olan ozon atıksulardan toksik ve kirletici maddeleri uzaklaştırmak için kullanılmaktadır.
Ozone, has been used in both industrial and synthetic chemistry. From this point of view, ozone-organic chemistry related papaers have been published by many researcher. Forthermore; its role in air and water pollution problems is more important today. As a result of ozone researches, it is clear that ozone is to be the brightest expection for future in industrial, domestic, and driking water treatment. Ozone, a high grade oxidation matter, has been used for removing the pollutants and toxic materials from waste waters.
Makale Özeti | Tam Metin PDF

10.
KONİK BOBİNLİ ROTOR İPLİK MAKİNASINDA KUŞAK OLUŞUMUNUN İNCELENMESİ
ANALYSIS OF RIBBONING ON CONICAL YARN PACKAGE WOUND BY OPENEND SPINNING MACHINES
Resul FETTAHOV, Güngör DURUR, Şeref ÇITAK, Sema PALAMUTCU
Sayfalar 373 - 379
Bu çalışmada konik bobinlerin sarımı sırasında iplik dolaklarının (sarımlarının) üst üste gelecek şekilde sarılması ile oluşan ve kuşak olarak tanımlanan bobin sarım hatası matematiksel olarak incelenmiştir. İplik kılavuzunun bir gidiş-gelişinde (double traverse) bobin tur sayısı (n) iki yöntem ile hesaplanmıştır. Birincisi iplik kılavuzunun bir gidiş-geliş süresinde bobine sarılan toplam iplik miktarı ile bobinin üzerine sarılan tek bir sarımın uzunluğunun hesaplaması yöntemiyle, ikincisi ise konik bobin silindirik tambur hareket iletim oranıyla hesaplanmıştır. Bu iki farklı yöntem ile bulunan formüllerin birbirine oldukça yakın değerler verdiği görülmüş ve Schalfhorst Autocoro rotor iplik makinasında olası kuşak oluşum çaplarının belirlenmesinde kullanılmıştır.
In this paper, Ribboning , one of the common faults in yarn packages, is mathematically analysed. If yarn is repeatly laid on top of or along the same path as the previously wound yarn, this duplication of yarn path on the package creates a defect known as ribboning. The number of turns of package (n) per double traverse of yarn guide is calculated in two different way One is calculated the length of a coil on the package and total length of yarn in a double traverse; the other is considered transmission rate between drum and conical yarn package The result of two different approach is similar and the probable diameter of conical yarn package which ribboning is occurred is calculated and used on Schalafhorst-Autocore OE spinning machines.
Makale Özeti | Tam Metin PDF

11.
ATKI ÖRMECİLİĞİ ESNASINDA UÇUNTU OLUŞUMU ÜZERİNE BİR ÇALIŞMA 1. BÖLÜM: KAYNAK TARAMASI
A STUDY OF FLY GENERATION DURING WEFT KNITTING PART I : LITERATURE REVIEW
Mehmet Emin YÜKSEKKAYA
Sayfalar 381 - 387
Atkı örmeciliği esnasında oluşan uçuntu yıllarca pekçok kişinin ilgisini çekmiştir. Örme esnasında lifin bütün özellikleri yanında lif uzunluğu uçuntu miktarı üzerinde en fazla etkiye sahiptir. Sentetik lifler ile karışım ortalama lif uzunluğunu arttırdığı için uçuntu miktarında azalmaya sebebiyet verirler. Ayrıca iplikteki nem miktarı, örgü uzunluğu, ipliğin besleme hızı ve gerilmesi ile ipliğin sarılı olduğu bobinin konikliği ucuntu miktarı üzerinde büyük etkiye sahiptir. Uçuntu miktarının önceden tahmin edilmesi üzerine herhangi bir çalışma olmamasına rağmen lif ve iplik özellikleri örme parametreleri ile birlikte kullanılarak, örme esnasındaki uçuntu miktarı tahmin edilebilir.
The study of fly generation during weft knitting has attracted the attention of many workers for decades.Among all fiber properties, the fiber length has the greatest effect on the amount of fly generated during knitting. Blending with a synthetic fiber type also reduces the fly generation due to an increase in the fiber mean length. Additionally, yarn moisture content, stitch length, yarn speed and input tension, and package conicity have a significant effect on the fly generation. Although there is no listed literature for fly prediction techniques, fiber and yarn properties, along with knitting parameters, can be used for fiberfly prediction during knitting.
Makale Özeti | Tam Metin PDF

12.
BOUGUER ANOMALİLERİNDEN ÜSTÜ ÖRTÜLÜ FAYLARIN SAPTANMASI VE İSTANBUL-SİLİVRİ BÖLGESİNİN YERALTI YAPISININ MODELLENMESİ
DETERMINATION OF THE COVERED FAULTS BY USE OF BOUGUER ANOMALIES AND MODELLING OF UNDERGROUND STRUCTURE OF İSTANBUL-SİLİVRİ REGION
Fethi Ahmet YÜKSEL, Davut AYDOĞAN
Sayfalar 389 - 393
Bu çalışmada, İstanbul-Silivri bölgesinin Bouguer anomali haritasında etkileri görünmeyen üstü örtülü düşey süreksizliklerin saptanması için yeni bir yöntem sunulmuştur. Bu yöntem, gözlem değerlerinin II. düşey türev değerleri ile kuramsal bir düşey süreksizlik modeline ait II. düşey türev değerleri arasındaki kros-korelasyon esasına dayanmaktadır. Kros-korelasyon fonksiyonunun maksimum veya minimum değerleri düşey süreksizliklerin orijin noktaları üzerinde oluşmaktadır. Yöntem, bir ve iki boyutlu kuramsal modeller üzerinde test edildikten sonra, Silivri bölgesinin yüzeylenmemiş çizgisellik yapısının modellenmesinde kullanılmıştır.
In this study, a new method is presented for the determination of the covered vertical discontinuous whose effects can not be observed in the Bouguer’s gravity anomaly map of Istanbul-Silivri region. This method is based on the second vertical derivative values as well as cross-correlation between the second derivative values for a theoretical vertical discontinuous model. The maximum or minimum values of cross-correlation function takes place on the origin points of vertical discontinuity. The proposed method is applied to modelling of covered lineament structure of Silivri region after the method is tested for one and two dimensional theoretical models.
Makale Özeti | Tam Metin PDF

13.
MALİK ASİDİN ALİQUAT-336 İLE SEYRELTİCİ ÇÖZÜCÜLER VARLIĞINDA EKSTRAKSİYONU
EXTRACTION OF MALIC ACID WITH ALIQUAT-336 IN EXISTENCE OF DILUENT SOLVENTS
Mehmet BİLGİN, İ. Metin HASDEMİR, İsmail İNCİ
Sayfalar 395 - 399
Bu çalışmada, Malik asidin sulu çözeltilerden, kimyasal ismi trikapril metil amonyum klorür olan Aliquat-336 ile ekstraksiyonuna farklı kimyasal yapıdaki seyrelticilerin etkisi incelenmiştir. Çalışmada kullanılan seyrelticiler Heptan, Toluen, Kerosen, Siklohekzan ve Metilizobutilketon (MIBK)’dur. Bu çözücülerin yanı sıra MIBK+Heptan’ın hacmen 1:1 oranındaki karışımı da kullanılarak ekstraksiyon üzerine etkisi incelenmiştir. Ekstraksiyon işlemleri oda sıcaklığında ve bir çalkalayıcı yardımıyla gerçekleştirilmiştir. Elde edilen deneysel sonuçlardan yararlanılarak dağılma katsayıları ve yükleme değerleri hesaplanmış, sonuçlar tablolar ve grafikler halinde sunularak karşılaştırılmıştır. Kullanılan seyrelticiler içerisinde en iyi sonucu MIBK'un verdiği görülmüştür.
In this study, the effect of diluents in different structures on the extraction of malic acid from aqueous solutions with Aliquat-336, named chemically as tricapril metyl ammonium chloride, was investigated. Diluting solvents used in experiments are heptane, toluene, kerosene, cyclohexane and methyl isobuthyl ketone (MIBK). Furthermore, the effect of MIBK+Heptan mixture in 1:1 volume ratio on the extraction was investigated also. The extraction was performed at room temperature by means of a shaker. The distribution coefficients and loading factors were calculated from the experimentally determined results, presented as tables and graphics, and compared with each other. Among the diluents used in this study, the best results were obtained with MIBK.
Makale Özeti | Tam Metin PDF

14.
LİNYİT KÖMÜRLERİNDEN ELDE EDİLEN AKTİF KÖMÜR İLE SULU ÇÖZELTİLERDEN Cr(VI) UZAKLAŞTIRILMASI
REMOVAL OF Cr(VI) FROM AQUEOUS SOLUTION BY ACTIVATED COAL FROM LIGNITE COAL
Mehmet MAHRAMANLIOĞLU, İrfan KIZILCIKLI, Özge ÖZGEN
Sayfalar 401 - 407
Ağaçlı Linyit kömürlerinden elde edilen aktif kömür, sulu çözeltilerden Cr(VI) uzaklaştırmak için kullanılmıştır. Cr(VI) adsorpsiyonu başlangıç konsantrasyonu, zaman, pH, adsorbent konsantrasyonu ve sıcaklığın fonksiyonu olarak çalışılmıştır. Adsorpsiyon verileri Langmuir ve Freundlich izotermlerine uydurulmuştur. Adsorpsiyon hız sabitini hesaplamak için Lagergren eşitliği kullanıldı. Adsorbe edilen Cr(VI) miktarı pH değerinin azalması ile artmış, sıcaklığın artması ile azalmıştır.
Activated coal produced from Ağaçlı Lignite coal was used to remove Cr(VI) from aqueous solutions. The adsorption of Cr(VI) was studied as a function of initial concentration, time, pH, adsorbent concentration and temperature. The adsorption data were found to fit to Langmuir and Freundlich isotherms. Lagergren equation was used to calculate the adsorption rate. The amount of Cr(VI) adsorbed was increased with decreasing pH and decreased with increasing temperature.
Makale Özeti | Tam Metin PDF

15.
İKİLİ SIVI SİSTEMLERİNİN DİFÜZYON KATSAYILARININ TAYİNİ
DETERMINATION OF DIFFUSION COEFFICIENTS OF BINARY LIQUID SYSTEMS
Erol İNCE, ,
Sayfalar 409 - 413
Seçilmiş ikili sıvı sistemlerinin (Siklopentanol-Asetik asit, Sikloheksanol-Asetik asit ve MetilsikloheksanolAsetik asit) difüzyon katsayılarının tayininde diyafram hücresi tekniği kullanıldı. Bu teknik hassasiyeti ve kolaylığı sebebiyle seçildi. Karıştırma hızı 60 dev/dak. seçildi. Difüzyon hücresinin hücre sabiti (ß); 0.1N KCl çözeltisinin saf su içine difüzyonu ile 298.15 K’de tespit edildi. Bu değer 0.09293 cm -2 bulundu. Su banyosunun sıcaklığı, hassasiyeti ± 0.1 °C olan bir kontakt termometre ile sabit tutuldu. Siklopentanol-Asetik asit, Sikloheksanol-Asetik asit ve Metilsikloheksanol-Asetik asit sistemlerine ait deneysel difüzyon katsayıları sırasıyla 2.40 x 10 -5 cm 2 /s, 1.16 x 10 -5 cm 2 /s, 3.97 x 10 -5 cm 2 /s olarak bulundu. Ayrıca bulunan deneysel sonuçlar teorik metotlardan olan Wilke-Chang ve Scheibel eşitliklerinden hesaplanan sonuçlarla karşılaştırıldı.
The diaphragm cell method technique was used to determine the diffusion coefficients of selected binary systems (Cyclopentanol-Acetic acid, Cyclohexanol-Acetic acid and Methylcyclohexanol-Acetic acid). The technique was chosen because of simplicity and accuracy. The stirring rate was 60 rpm. The diaphragm cell was calibrated at 298.15 K by diffusing of 0.1 N KCl solution into distilled water. The experimental diaphragm cell constant (ß) was found 0.09293 cm -2 . The temperature of water bath was controlled by a contact thermometer with an accuracy of ± 0.1 °C. The obtained experimental diffusion coefficients for Cyclopentanol-Acetic acid, Cyclohexanol-Acetic acid and Methylcyclohexanol - Acetic acid binary systems were 2.40 x 10 -5 cm 2 /s, 1.16 x 10 -5 cm 2 /s, 3.97 x 10 -5 cm 2 /s, respectively. Furthermore, diffusion coefficients have been estimated by the theoretical methods of Wilke - Chang and Scheibel equations and compared with the experimental results.
Makale Özeti | Tam Metin PDF

16.
ASETİK ASİDİN SU VE SOLVENT SİSTEMLERİ ARASINDA DAĞILIM KATSAYILARI
THE DISTRIBUTION COEFFICIENTS OF ACETIC ACID BETWEEN WATER AND SOLVENT SYSTEMS
Mehmet MAHRAMANLIOĞLU, Melda TUNCAY
Sayfalar 415 - 419
Asetik asidin sulu çözelti ve solvent sistemleri (C6-C10 alkolleri-butil asetat, eter-benzen) arasında dağılım katsayısı incelendi. Alkol ester sistemleri için sinerjik etki elde edildi. Benzen–eter sistemleri için hafif pozitif sapma görüldü. En iyi dağılım katsayısı hegzanol-ester karışımı için elde edildi. Sapmalar için Redlisch-Kister eşitliği katsayıları elde edildi.
Distribution coefficients of acetic acid between aqueous phase and solvents (water-C6-C10 alcohols, butyl acetate, ether and benzene) were studied. Synergetic effect was obtained for alcohol and ester systems. A slightly positive deviation was obtained for benzene–ester mixtures. The best distribution coefficient was obtained for hexanol-butyl acetate systems. The coefficients of Redlisch-Kister equation were obtained for the deviations.
Makale Özeti | Tam Metin PDF

17.
GÖMLEK ÜRETİMİNDE ÇALIŞANLARA UYGULANAN FARKLI İŞ YÜKLEMELERİNİN DİKİM HATA ORANLARINA ETKİLERİ
THE EFFECTS OF DIFFERENT WORK-LOADING APPLIED TO THE WORKERS THAT WORK PRODUCING OF SHIRT TO THE SEAM FAULT RATES
Önder YÜCEL,
Sayfalar 421 - 425
Konfeksiyon sektöründe görülen otomasyon çalışmaları bu sektördeki insan etkinliğinin önemini değiştirememiştir. Bu özelliğinden dolayı üretimde aktif olarak çalışan kişilerin yapılan işlerin türüne göre dengeli iş yükleri ile donatılması büyük önem taşımaktadır. Bu durum işgücünden daha etkin yararlanmak ve üretim kalitesini belirli standartlarda tutabilmek içinde bir zorunluluktur. Bu çalışmada farklı iş yüklerinin dikim hata oranlarına olan etkilerinin belirlenmesi hedeflenmiştir. Gömlek üretim hattında çalışan kişilere dört farklı iş yüklemesi yapılmış ve elde edilen çıktılardaki dikim hataları tespit edilmiştir. Ayrıca dikim hatalarının oransal değerleri tek tek bulunarak karşılaştırılmaları yapılmıştır.
Human efficiency is of big importance in the clothing industry. So as to provide high quality and productivity stabilized work –loading must be given to the workers that work in the cloth production lines. In addition to it, the kind of work must be paid attention in the studies to be done on stabilized work-loading. The aim of this study is to determine the effects of different work-loading to the seam fault rates. For this purpose, four different work-loading had been applied to the workers and determined seam faults on the clothes had been recorded. As a result of this study, seam fault rates in the different work-loading had been evaluated.
Makale Özeti | Tam Metin PDF