Cilt: 5  Sayı: 1 - 1999
Özetleri Gizle | << Geri
1.
Kapak-İçindekiler
Cover-Contents
Pamukkale Üniversitesi Mühendislik Bilimleri Dergisi
Sayfalar I - III
DOWNLOAD

2.
AKIŞKAN YATAKTA KATI MİKTARININ YATAK YÜKSEKLİĞİ VE KATI ORANINA ETKİSİ
IN THE FLUIDIZED BED THE EFFECT OF SOLID QUANTITY ON THE HEIGHT OF BED AND SOLID OF RATE
Kamil Bekir KOÇ, Kerim ÇETİNKAYA
Sayfalar 865 - 870
Artan elektrik ve ısı ihtiyacının karşılanmasında, kömür tüm dünyada önemi gittikçe artan bir rol oynamaktadır. Akışkan yatakta yakma, yakıtın niteliklerine bağlı olmayan, kükürt ve azot oksitlerin yayımını (emisyonunu) azaltabilen, temiz ve nispeten ucuz bir kömür yakma metodudur. Bu çalışmada bir prototip akışkan yatak yapılmış ve kullanılan dağıtıcı eleğin daha dengeli bir hava dağılımı için, içe doğru (merkeze) gidildikçe birim alana düşen delik sayısı azaltılmıştır. Daha sonra kömür miktarı sürekli arttırılarak yapılan ölçümlerin sonucunda katı yükseklikleri ve katı oranları belirlenmiş, kömür miktarının bunlara etkisi incelenmiştir.
In the process of meeting the growing demand for electric power and heat, coal will play an increasingly important role in the world wide. Fluidized combustion offers a clean and relatively inexpensive method for coal combustion, a method insensitive to fuel quality and capable of reducing sulfur and nitric oxides emission. At the work, a prototype fluid bed was produced and the distance between the holes had been narrower towards to the center of the distributor sieve in order to balance the distribution of the air. Later on, the quantity of the coal was decreased continuously and at the end of the measurements, the heights of the solids and the rates of the solid had been defined and the effects of the coal quantity had been investigated.
Makale Özeti | Tam Metin PDF

3.
500W REZONANS iNDÜKSiYON ISITICI YAPIMI
DESIGN OF A 500W RESONANT INDUCTION HEATER
Bekir Sami SAZAK
Sayfalar 871 - 878
Bu makalede 500W’lık komple bir indüksiyon ısıtma sistemi yapımı yöntemi verilmektedir. Basit olarak bir indüksiyon ısıtma sistemi bir bobin ve bir DC/AC güç dönüştürücü içerir. Tek anahtarlı rezonans güç dönüştürücü Devam etmeyen İletkenlik Durumu’nda (DID) çalıştırılır. DID devrede kullanılan yarıiletken, anahtarların yalıtkan duruma geçerken içlerinden geçen akımın sıfır olmasını sağlar. Bu nedenle anahtarlama kayıpları çok azaltılır. Bu kaynak dönüştürücü sistemi DC’yi indüksiyon ısıtıcı bobininde kullanılmak üzere AC ye çevirir. Sunulan bobin yapım yöntemi bobinin ısıtılacak parçayı sarması şartıyla tüm parça şekilleri için geçerlidir. Bu bobin yapım yönteminin temeli, indüksiyon ısıtma sisteminde kullanılan bobin ve ısıtılacak parçanın yerine onların direnç ve indüktans eşdeğerlerinin kullanılmasıdır.
In this paper a complete design procedure for a 500W induction heating system is given. An induction heating system basically consists of a coil and a DC/AC inverter. The use of a single switch resonant inverter, which is operated with Discontinuous Conduction Mode (DCM), allows the switching device to turn off under zero current conditions, therefore switching losses are much reduced. This inverter system transforms the DC into AC for the induction heater coil. The proposed coil design method is applicable to a load of any shape so long as the coil surrounds the workpiece. The basis of this method of coil design is the reduction of the induction heater coil and workpiece to their equivalent resistance and inductance.
Makale Özeti | Tam Metin PDF

4.
DÜZGÜN YAYILI YÜKE MARUZ ORTOTROPİK KOMPOZİT ANKASTRE KİRİŞTE SEHİM HESABI
CALCULATING DEFLECTION OF THE ORTHOTROPIC COMPOSITE CANTILEVER SUBJECTED TO A UNIFORMLY DISTRIBUTED LOAD
Alaattin AKTAŞ, Cemil TANIK
Sayfalar 879 - 884
Bu çalışmada T300/976 Grafit-Epoksi ve Karbon-Epoksi malzemeden yapılan, yayılı yüke maruz bir ortotropik kompozit ankastre kiriş göz önüne alınmıştır. Bu kirişin sehiminin analitik ve sonlu elemanlar çözümü yapılmış, bu çözümler karşılaştırılmıştır. Sonlu elemanlar yönteminin uygulanmasında Ansys 50a programı kullanılmıştır. Hesaplamalar fiber doğrultusu 0°, 15°, 30°, 45°, 60°, 75°, 90° için yapılmıştır.
In this study, an orthotropic composite cantilever, which is made of T300/976 Grafit-Epoxy and Carbon-Epoxy materials subjected to a uniformly distributed load, is considered. The deflection of this cantilever is calculated by finite element method and calculated analytically. These results are compared. For finite element calculation, Ansys 50a program is used. The calculations are made for 0°, 15°, 30°, 45°, 60°, 75°, 90° of fiber directions.
Makale Özeti | Tam Metin PDF

5.
SICAK TÜRBİN PARÇALARINDA SICAK KOROZYONDAN VE EROZYONDAN KORUNMA İÇİN KAPLAMALARIN KULLANIMI
THE USE OF COATINGS FOR HOT CORROSION AND EROSION PROTECTION IN TURBINE HOT SECTION COMPONENTS
Hayrettin AHLATCI
Sayfalar 885 - 892
Yüksek sıcaklık türbin malzemeleri sülfat ve klorürle birlikte aşındırıcı partiküllerin bulunduğu ortamda termal ve mekaniksel yüklenmeyle karşı karşıyadırlar. Bu incelemede gaz türbinlerinde kullanılan parçaların korunması için mevcut olan çeşitli kaplama ve biriktirme prosesleri özetlenmiştir. Basit diffüzyon kaplamadan modifiye alüminyum kaplamaya ve CoCrAlY tabakalı kaplamaya kadar birçok kaplama türü vardır. Koruyucu kaplamaların geliştirilmesinin altında yatan prensipler, diğer yüksek sıcaklık uygulamaları için kaplamaların geliştirilmesi ve seçiminde kullanışlı rehber olarak hizmet verir.
High pressure turbine components are subjected to a wide variety of thermal and mechanical loading during service. In addition, the components are exposed to a highly oxidizing atmosphere which may contain contaminants such as sulphates, chlorides and sulphuorous gases along with erosive media. So the variety of surface coatings and deposition processes available for the protection of blade and vane components in gas turbines are summarised in this study. Coating types range from simple diffusion aluminides to modified aluminides and a CoCrAlY overlayer. The recommendations for corrosion-resistant coatings (for low temperature and high temperature hot corrosion environments) are as follows: silicon aluminide and platinumchromium aluminide for different gas turbine section superalloys substrates. Platinum metal additions are used to improve the properties of coatings on turbine components. Inorganic coatings based on ceramic films which contain aluminium or aluminium and silicon are very effective in engines and gas turbines. Diffusion, overlayer and thermal barrier coatings which are deposited on superalloys gas turbine components by pack cementation, plasma spraying processes and a number of chemical vapour deposition, physical vapour deposition processes (such as electron beam, sputtering, ion plating) are described. The principles underlying the development of protective coatings serve as a useful guide in the choice of coatings for other high temperature applications.
Makale Özeti | Tam Metin PDF

6.
TORNALAMADA KESİCİ TAKIM AŞINMASINI İŞLEM ESNASINDA SICAKLIK ÖLÇÜMÜ İLE SAPTAMA
IN TURNING ON-LINE DETERMINATION OF CUTTING TOOL WEAR RATE BY MEASURING CUTTING TEMPERATURE
Murat KIYAK, Müzeyyen ERASLAN, Erhan ALTAN
Sayfalar 893 - 900
Adaptif kontrol ve bilgisayar yardımıyla imalattaki gelişmeler, talaş kaldırma esnasında takım aşınmasının hassas bir şekilde saptanmasını gerektirmektedir. Bu konuda çalışan araştırmacılar doğrudan ve dolaylı yöntemler geliştirmişlerdir. Talaş kaldırma esnasında sıcaklık ölçümü ile takım aşınmasının saptanması dolaylı bir yöntemdir. Bu çalışmada iki ölçüm tekniği ; iş parçası-takım ısıl çifti tekniği ve takıma gömme şeklinde bir ısıl çift monte edilerek gerçekleştirilen ölçüm tekniği yöntemleri kullanıldı. Her iki yöntem, sert metal takım malzemesi kullanılarak alaşımsız çeliğin tornalanmasında, kesici takım aşınması belirlenerek denendi ve birbirleriyle çeşitli yönlerden karşılaştırıldı.
The improvements of adaptive control and computer aided manufacturing need to be sensitively determined tool wear rate during machining. Reserarchers working on this topic have developed direct and indirect methods. To determine tool wear rate during machining by measuring of cutting temperature is an indirect method. In this study, two measuring techniques, work-tool thermocouple technique and a method that is realized by using a thermocouple assambed by embeding in the tool have been used. Both of them have been tested by obtaining tool wear using hard metal insert and turning mild steel and compared one with the other using different point of views.
Makale Özeti | Tam Metin PDF

7.
UZMAN SİSTEM YAKLAŞIMI İLE VİDA AÇMA OPERASYONLARI İÇİN KLAVUZ SEÇİMİ
SCREW SELECTION FOR SCREW OPERATION USING EXPERT SYSTEM APPROACH
Hüdayim BAŞAK
Sayfalar 901 - 910
Bu çalışmada Leonardo uzman sistem paket programı kullanılarak makine kılavuzu ile vida çekme operasyonları için DIN standart normlarına göre kılavuz tipi belirleyen bir uzman sistem geliştirilmiştir. Tasarlanan program, vida çekilecek malzemeye, talaş tipine, kesme hızına, çalışma şartlarına vb. göre kullanıcıyı da yönlendirerek oluşturulan ortam için en uygun kılavuz tipini belirlemektedir.
In this study, a expert system has been developed using Leonardo expert system package programming for screw operation, According to DIN standard norm. The designed program decide the most suitable screw type considering to material, cutting speed, working condition etc. This program also directs to user.
Makale Özeti | Tam Metin PDF

8.
PLAKLARDAKİ BOYUT ORANININ VE BAŞLANGIÇTAKİ DÜZLEMSİZLİKLERİN PLAK MUKAVEMETİNE ETKİSİ
THE EFFECTS OF ASPECT RATIO AND INITIAL IMPERFECTION SHAPE ON THE UNIAXIAL PLATE STRENGTH
Numan Behlül BEKTAŞ
Sayfalar 911 - 919
Bu çalışma dikdörtgen çelik plakların boyut oranlarının ve başlangıçtaki düzlemsizliklerinin plak mukavemetine olan duyarlılığı ile ilgilidir. Bu plak boyut oranlarının ve düzlemsizliklerinin plak mukavemetine duyarlılığını araştırmak için ticari bir sonlu elemenler programı olan ANSYS 5.0'deki kullanıcıya ait olacak şekilde sunulan elemanı (user-element) kullanarak 90 dan fazla plak problemlemlerinin modellemesi yapılıp çözüldü. ANSYS 5.0 tarafından sunulan bu kullanıcı eleman plakların büyük deformasyon ve elasto-plastik malzeme davranışlarının analizinde kullanılan sonlu elemanlar metodu kullanılarak Fortran 77 dili ile yazılmış alt programlardan oluşturulmuştur. Her bir plaka probleminin sonuçları grafiklerle gösterilmiştir. Farklı plak boyutlarının oranı ve ilk düzlemsizlik modları ve bu modların birleşimi ile oluşan kompleks ilk düzlemsizlikleri için ortalama maksimum plak mukavemetleri hesaplanmıştır. Başlangıçtaki düzlemsizliklerin büyüklükleri literatürdeki makalelerden alınmıştır. Farklı modların oluşturduğu kompleks başlangıç düzlemsizliklerin ve plak boyut oranlarının mukavemetine olan etkileri hesaplanmıştır. Farklı modların oluşturduğu başlangıç düzlemsizliklerinin birleşimi yeni fakat farklı büyüklükteki düzlemsizlikler oluşturmaktadır. Bu faktörler plak mukavemetini azaltan değerler olarak oluşmaktadır. Elde edilen sonuçlar baskı altındaki dikdörtgen çelik plakların ve bunlardan oluşan çelik plak yapılarının tasarımında kullanılabilir.
This study is concerned with the imperfection and aspect-ratio sensitivity of the uniaxial strength of rectangular steel plates. To investigate the imperfection and aspect ratio sensitivity of the uniaxial strength of rectangular plates, over 90 different plate problems have been modelled and solved by using the user-element in ANSYS 5.0 which is a commercial finite element package. The user-element which is offered by ANSYS 5.0 as an extension of the element library, is used to implement subroutines written for analysing large deflection elastic-perfectlyplastic material behaviour of plates by using finite element method. The results obtained for each plate problem have been presented in figures. The maximum average strength of plates have been obtained for the different aspect ratios, the initial geometric imperfection modes and the complex initial geometric imperfections, achieved by combination of these modes. The levels of initial geometric imperfections are assumed as found in the literature. The effects of complex initial geometric imperfections and aspect ratios on plate strength for various modes have been determined. The combination of initial imperfection modes creates new geometrical imperfections and magnitudes, generally higher than previous values. These factors are shown to effect the plate by reducing its strength. The results obtained can help to design the rectangular plates and plated structures under uniaxial compression.
Makale Özeti | Tam Metin PDF

9.
ISI BORULU GÜNEŞ KOLLEKTÖRÜ İLE KURUTMA
DRYING WITH SOLAR COLLECTOR BY HEAT PIPE
Hikmet DOĞAN
Sayfalar 921 - 925
Bu araştırmada, kurutmada güneş enerjisinden daha iyi faydalanabilmek için güneş kolektöründe ısı borusu kullanılmıştır. Isı boruları ile güneşten alınan enerji kurutma havasına aktarılmış, bu sıcak hava, kurutulmak istenilen materyalin üzerine salınmıştır. Kurutulmak istenen materyal bünyesindeki su, sıcak havanın etkisiyle buharlaştırılarak, kurutma gerçekleştirilmiştir. Yapılan deneyler neticesinde kurutma olayı güneşin direkt radyasyon etkisinden uzak, gölgede kurutulduğu için, ürün üzerinde, dışarıdaki serbest güneşte kurutmada görülen bazı mahzurlar ortadan kalkmıştır. Ayrıca kuruma süresinin de dışarıdaki serbest kurutmaya göre kısaldığı tespit edilmiştir.
In this research, heating pipe was used in the solar collector in order to take better advantage of the solar energy. The energy obtained from the sun was transferred to the drying air by means of heating pipes and this hot air was blown on the material to be dried. The water on the material to be dried vaporised with the effect of the hot air and drying took place. Because drying took place in the shade, distant from the direct radiation effects of the sun, some of the disadvantages seen in drying outside, under the sun were eliminated. Additionally, it was observed that it took less time to dry in this method than it takes to dry under the open sun.
Makale Özeti | Tam Metin PDF

10.
HÜCRESEL OTOMATA VE BİLGİSAYAR GRAFİKLERİ
CELLULAR AUTOMATA AND COMPUTER GRAPHICS
Şen ÇAKIR, Aylin KANTARCI
Sayfalar 927 - 931
Hücresel Otomata (CA) çeşitli fiziksel işlemler için model temin eden basit matematik sistemleridir. Önemsiz veya küçük değişikliklerin ve basit kuralların sistemlerin davranışlarında nasıl çok büyük değişikliklere yolaçtığını gösterirler. İlginç şekillerin zengin bir kaynağı olarak bilgisayar grafikleri aracı olarak da kullanılmaktadırlar. Son yıllarda CA birçok bilim adamının dikkatini çekmiştir. Günümüzde CA ekolojiden görüntü işlemeye kadar birçok alanda kullanılır. Bu makalede oldukça basit CA kuralları ile çok sayıda karmaşık ve harika modelin yaratılabileceği gösterilmektedir
Cellular Automata (CA) are simple mathematical systems which provide models for a variety of physical processes. They show how minute changes and simple rules lead to enormous changes in the behaviour of a system. They can also be used as computer graphics tools to produce a rich reservoir of interesting figures. In recent years, CA have attracked the attention of many scientists. Today, CA are used in many fields from ecology to image processing. In this paper, it is shown that a large number of complex and interesting patterns can be created with relatively simple CA rules.
Makale Özeti | Tam Metin PDF

11.
K0 KOŞULLARINDA YANAL TOPRAK BASINÇLARI İÇİN YAKLAŞIM
AN APPROXIMATION TO LATERAL EARTH PRESSURES FOR K0 CONDITION
M. Arslan TEKİNSOY
Sayfalar 933 - 942
Bu çalışmada zeminlerin yanal toprak basınçları veya K0 parametresinin tayini ele alınmıştır. Bu etki için bir odömetre aletine konulan zemin örneğine ait kayma gerilemelerinin değişimi ve deformasyonları incelenmiştir. Bu verilere dayanarak yanal toprak basınçlarının hesaplanabildiği genel bir yöntem ileri sürülmüştür. Araştırmalar, farklı iki grup sembolüne sahip kohezif zemin ile farklı rölatif sıkılıktaki kumlu zeminler üzerinde sürdürülmüştür. İnce cidarlı odömetre tekniği ile ölçülen ve hesaplanan yanal basınç değerleri; birbirlerine oldukça yakındır. Sonuç olarak; yanal toprak basınçları veya K0 değerleri, zemin örneklerinin bozulup bozulmadığına; örneklerin rölatif sıkılık ve onsistansına, ön konsolidasyon basıncının büyüklüğüne bağlıdır. İleri sürülen yöntem, hem ekonomik hem de basit bir yöntemdir.
In this study, the determination of lateral earth pressures of soils or Ko parameter is considered. For this effect, the deformation and the variations in the shear stresses of the soils placed in an oedometer set up were investigated. Based on this data, a general method which can be used in the calculation of lateral pressures of soils has been proposed. The study was carried out on a cohesive soil having two different group symbol and sandy soils with different relative densities. The lateral pressure values measured by thin wall oedometer technique are in very good agreement with those obtained by calculation. In conclusion, lateral earth pressures or the Ko values are depend upon the distribution of the samples, their relative density and consistancy, the magnitude of the pre-consolidation pressure. The proposed method is a simple and economic technique as regards to the approximation and experimentation.
Makale Özeti | Tam Metin PDF

12.
GIDALARIN DONMA VE ÇÖZÜLME ZAMANLARININ BELİRLENMESİNDE KULLANILAN TAHMİN METOTLARI I. BASİT EŞİTLİKLER
FREEZING AND THAWING TIME PREDICTION METHODS OF FOODS SIMPLE EQUATIONS
Yahya TÜLEK, Hüsnü Yusuf GÖKALP, Sami Gökhan ÖZKAL
Sayfalar 943 - 950
Gıda maddelerinin muhafazası için uygulanan en etkin metotlardan birisi, dondurarak muhafaza etmektir. Dondurma, dondurulmuş ürünün depolanması ve çözülmesi işlemlerinin uygun bir şekilde yapılması durumunda, gıda maddesi orijinal haldeki özelliklerinin hemen hemen tamamını uzun bir süre koruyabilmektedir. Donma ve çözülme zamanlarının bilinmesi, hem dondurulmuş ürünün kalitesi hem de proses verimliliği ve ekonomisi açısından çok önemlidir. Donma ve çözülme zamanlarının hesaplama yöntemi ile belirlenmesi için kullanılacak olan bir metotta; basit çözüm, yüksek doğruluk oranı, az miktarda proses ve fiziksel özellik verilerine ihtiyaç duyması gibi nitelikler aranmaktadır. Ancak, bu özelliklerin tamamının aynı anda tek bir tahmin metodunda bulunması çok zordur. Bu nedenle, çok farklı donma ve çözülme zamanı tahmin metotları geliştirilmiş ve araştırmalar yapılmaktadır.
Freezing is one of the excellent methods for the preservation of foods. If freezing and thawing processes and frozen storage method are carried out correctly, the original characteristics of the foods can remain almost unchanged over an extended periods of time. It is very important to determine the freezing and thawing time period of the foods, as they strongly influence the both quality of food material and process productivity and the economy. For developing a simple and effectively usable mathematical model, less amount of process parameters and physical properties should be enrolled in calculations. But it is a difficult to have all of these in one prediction method. For this reason, various freezing and thawing time prediction methods were proposed in literature and research studies have been going on.
Makale Özeti | Tam Metin PDF

13.
KAFES SİSTEMLERİN UYGULAMAYA YÖNELİK OPTİMUM TASARIMI
OPTIMUM DESIGN OF TRUSSES FOR PRACTICAL APPLICATIONS
Ayşe DALOĞLU, Zekeriya AYDIN
Sayfalar 951 - 957
Bu çalışmada, yapıların optimizasyonu için ayrık tasarım değişkenleri kullanarak sonuca giden genetik algoritma yöntemi düzlem kafes sistemlere uygulanmıştır. Çalışmada deplasman, gerilme ve burkulma sınırlayıcıları dikkate alınmıştır. Bu amaçla geliştirilen bilgisayar programı FORTRAN dilinde kodlanmıştır. Pratikte yaygın olarak kullanılan çeşitli çatı makaslarının minimum ağırlıklı boyutlandırılması gerçekleştirilmiştir. Son olarak deneme yanılgıya dayalı olarak bir geometrik optimizasyonu örneği verilmiştir.
In this study, a simple genetic algorithm for optimising structural systems with discrete design variables are used for the optimum design of plane trusses. Displacement, stress and stability constraints are considered. A computer programme is developed and coded in FORTRAN language for the purpose. Algorithm presented is used to obtain the optimum designs of the different practically employed roof trusses. Finally an optimum geometry design is performed to find out the optimum roof slope by trial and error.
Makale Özeti | Tam Metin PDF

14.
A. Ü. Z. F. KENAN EVREN ARAŞTIRMA UYGULAMA ÇİFTLİĞİ TOPRAKLARININ BAZI ENZİM AKTİVİTELERİNE BİTKİ TÜRÜNÜN ETKİLERİ
THE EFFECT OF PLANT SPECIES ON SOME ENZYME ACTIVITIES OF THE SOIL OF A. Ü. Z. F. KENAN EVREN RESEARCH AND EXPERIMENTAL FARM
Sevinç ARCAK, Ayten KARACA, O. Can TURGAY, Koray HAKTANIR
Sayfalar 959 - 965
Farklı vejetasyon uygulaması altındaki toprak örneklerinde (yonca, buğday, elma, çam ve nadas) ve üç farklı derinlikte (0-5, 5-15, 15-30 cm) üreaz ve ß-Glikozidaz enzim aktiviteleri araştırılmıştır. Yonca ekili parsellerden alınan toprak örneklerinde her iki enzim aktivitesinde de en yüksek değer saptanmıştır. Toprak organik maddesi ile toplam azotu yüksek olan parsellerde enzim aktiviteleri de artmaktadır. Üreaz aktiviteleri, ß- Glikozidaz aktivitelerinden bütün vejetasyon uygulamalarında yüksek bulunmuştur. Toprak derinliği arttıkça üreaz aktivitesinde önemli düzeyde artma (P < 0.01), ß-Glikozidaz aktivitesinde ise azalma gözlenmiştir. Farklı derinlikle beraber farklı vejetasyon uygulamalarında üreaz ve ß- Glikozidaz aktiviteleri önemli ölçüde etkilenmiştir (P < 0.01).
The objective of our study was to determine soil urease and ß-Glucosidase enzyme activities in soil samples taken from three different depths (0-5 cm, 5-15 cm and 15-30 cm) and under different type of vegetation (apple, pine, clover, wheat and followed land). Highest activities, both urease and ß- Glucosidase were determined in soil samples representing parcels planted with clover. Enzyme activity showed increase in parcels which have high level of organic matter and total nitrogen. Urease enzyme activity was found higher than ß -Glucosidase activity in all samples. As the soil deepens, significant increase was monitored in urease activity (P<0.01), whereas, decrease was recorded in ß-Glucosidase activity. We conclude that urease and ß -Glucosidase activities were significantly effected by vegetation types and soil depth.
Makale Özeti | Tam Metin PDF

15.
SONLU MARKOV ZİNCİRİNİN GRAFLARLA KATLANIŞI
COLLAPSIBILICATION OF A FINITE MARKOV CHAIN BY GRAPHS
Samim DÜNDAR, Pınar DÜNDAR
Sayfalar 967 - 973
Sonlu bir Markov zinciri P olasılık matrisi ile ifade edilebildiği gibi birleştirilmiş, yönlendirilmiş ve ağırlıklandırılmış bir grafla da (bu graflar olasılıksal graflar olarak bilinir) gösterilebilir. Markov zincirinin durum uzayının eleman sayısının büyük olduğu durumlarda, bu uzay hemen hemen eşit sayıda duruma sahip q tane alt uzaya ayrılıp, her bir alt uzayda hesaplamaları ayrı ayrı yapılıp, sonuç bunlardan elde edilir. Bu düşünce bilgisayar bilimlerinde paralel hesaplama olarak bilinmektedir. Böyle bir hesaplamanın uygulanmasında önemli olan etkin ve kolay uygulanabilen bir yöntemin verilmesidir. Bu çalışmada bir sonlu Markov zinciri olasılıksal bir graf olarak ele alınmış ve katlanabilir graflara ait bilgilerin yardımıyla kendisinden daha küçük boyutlu alt uzaylara ayrılmıştır. Ayrıca yöntemin bir algoritması verilmiştir.
A finite Markov chain is presented by a P probability matrix, and it is represented by a connected, directed and weighted graph. When the state space of Markov chain is of large dimension, this space is divided into subspaces those have roughly same number states. The main solution is founded from the solutions in these subspaces. It is known that parallel computation in computer sciences. It is important to fınd a procedure which gives that operation which mentioned above. In this work, a finite Markov chain is considered a probabilistic graph and it is partitioned to its subspaces by using the knowledges of collapsible graphs. An algorithm of the procedure is given.
Makale Özeti | Tam Metin PDF

16.
AĞAÇ MALZEMEDE YANMAYI GECİKTİRİCİ VE SU İTİCİ KİMYASAL MADDELERİN EĞİLME DİRENCİNE ETKİLERİ
STATIC BENDING STRENGHT OF WOOD TREATED WITH FIRE RETERDANT AND WATER REPELLENT PRESERVATION CHEMICALS
Hüseyin PEKER, Hüseyin SİVRİKAYA, Ergün BAYSAL, M. Kemal YALINKILIÇ
Sayfalar 975 - 982
Bu çalışmada bor içerikli çeşitli kimyasal maddelerle emprenye edilmiş odunun statik eğilme direncinde meydana gelen değişimler incelenmiştir. Karşılaştırma için denemelerde polietilenglikol (PEG-400/P4), Amonyum sülfat (AS), Diamonyum fosfat (DAP) ve organik çözücülü ticari bir emprenye maddesi olan Vacsol kullanılmıştır. Emprenye işlemlerinde tek işlemle bireysel kimyasal maddelerin kullanılması ve ikincil bir su itici madde (Water repellent = WR) ile muamele edilerek hazırlanan deney planı uygulanmıştır. Deney sonuçlarına göre; asidik karakterdeki çözeltiler sarıçam eğilme direncinde azalmaya sebep olurken, kayında bazik çözeltiler daha olumlu sonuçlar vermiştir. Her iki türde de Polietilenglikol - 400 (P4) ve Borik asit + Borax (BA + BX) sonrası uygulanan su itici madde uygulamalarında dikkate değer oranda direnç artışları sağlanamamıştır.
This study has designed for determination of static bending strenght of mainly boron impregnated scots pine and east beech wood. Other chemicals used as control are polyethylene glycole (PEG-400) and some commercial preservatives such as Vacsol (V), Ammonıum sulphate (AS) and Diammonium phospate (DAP) were used by secondary process on the boron or PEG treated wood by the aim of improving static bending strenght and avoiding the leachability of both chemicals. Result indicated that static bending strenght of scots pine wood were reduced by acidic solutions of salts. In beech wood static bending strenght were also affected by neutral pH of the solution. Water repellent , surprisingly don’t show their aspected protective properties of static bending strength, in general .
Makale Özeti | Tam Metin PDF

17.
BOYARMADDE İÇEREN ENDÜSTRİYEL ATIK SUYUN EVSEL ATIK SU İLE BİRLİKTE AKTİF ÇAMUR YÖNTEMİYLE ARITILMASI
CO-TREATABILITY OF A DOMESTIC AND AN INDUSTRIAL WASTEWATER CONTAINING DYESTUFF BY THE ACTIVATED - SLUDGE METHOD
Ayşe MURATHAN
Sayfalar 983 - 986
Boyarmadde içeren endüstriyel atık suyun, evsel atık su ile birlikte aktif çamur yöntemiyle arıtımı incelendi. Arıtma etkinliği BOİ, KOİ ve toplam askıda katı madde değerleri tayin edilerek hesaplandı.
Co-treatment of an industrial wastewater containing dyestuff was studied with a domestic wastewater by the activated-sludge method was investigated. Treatment efficiency was obtained by determining. BOD, COD and total suspended solids values.
Makale Özeti | Tam Metin PDF

18.
BÖHMİTİK BOKSİTİN YAPISINDA BULUNAN ALUMİNYUM HİDROKSİTİN ALKALİ ÇÖZELTİLERİNDEKİ ÇÖZÜNÜRLÜĞÜ
THE DIGESTION OPERATION IN THE ALKALI ALUMINAT SOLUTIONS OF ALUMINUM HYDROXIDES IN THE BOEHMITIC BAUXITES
Sami ŞAHİN
Sayfalar 987 - 992
Bugün dünya alümina üretiminin % 90’ından fazlası Bayer prosesi ile yapılmaktadır. Basit bir proses oluşu, yüksek saflıkta ürün vermesi, bu prosesin uygulanmasının en önemli sebeplerindendir. Bayer prosesinin esası, boksit mineralindeki aluminyum oksitin sodyum hidroksit çözeltisi ile muamelesi sonucu çözünürleştirilmesine dayanır. Sodyum aluminat çözeltilerinin yapısı çok kompleks olup henüz tam aydınlatılmamıştır. Burada böhmitik boksitin yapısında bulunan aluminyum hidroksitin alkali alüminat çözeltisindeki çözünürlüğü incelenmiştir.
At present more than 90 per cent of the world’s alumina is produced by the Bayer process, a simple technology providing high purity final product. A part from some exceptional local conditions, bauxite is processed almost solely by this technology. As a benefication process, alumina production releases the aluminum oxide content of bauxite from other accompanying oxides thus providing alumina suitable for electrolysis in a cryolite melt. The basic theory of the Bayer process was elaborated by K.J. Bayer and described in his patents in 1887 and 1892. The first patent refers to the aid of seed crystals of aluminum hydroxide or of carbonic acid, that is, to the precipitation and carbonation processes. The second patent formulates the concept that the aluminum oxide content of bauxites can be dissolved in sodium hydroxide solutions, with the formulation of sodium aluminate, a process called digestion nowadays. The most important operations of the Bayer technology are bauxite preparation, crushing, grinding, digestion, red mud separation, thickening, washing, filtration, precipitation, calcination and evaporation. In spite of its great significance as regards the complete Bayer technology, the structure of sodium aluminate solutions has not been cleared up definitely yet. Boehmite is the most important aluminum mineral of karstic bauxites. Some experimental results showing the various effects on aluminum hydroxides by alkali process from boehmitic bauxites and the factors gowerning the digestion operation of aluminate solutions were investigated.
Makale Özeti | Tam Metin PDF

19.
KARAKURT(KARS) YÖRESİNİN JEOMORFOLOJİK EVRİMİNDE VOLKANİZMA VE TEKTONİĞİN ETKİSİ
THE INFLUENCE OF VOLCANISM AND TECTONIC ON THE GEOMORPHOLOGICAL EVOLUTION OF KARAKURT (KARS) REGION
Cevdet BOZKUŞ
Sayfalar 993 - 1000
nceleme alanında Paleozoyik metamorfitleri, Üst Kretase ofiyolitleri ile Tersiyer-Kuvaterner devirlerine ait karasal tortullar ve volkanitler yüzeyler. Bu alanda yüzeyleyen en yaygın kaya birimi, bazaltik lav-tüflerden oluşan ve Üst Miyosen-Pliyosen yaşlı Karakurt volkanitleridir. Bu alanın en önemli jeomorfolojik birimi, yaklaşık D-B gidişli kornişli Aras vadisi ve bunu sınırlayan yükseltilerdir. Aras nehri yatay konumlu ve bazalttüf ardaşımlı volkanitleri düşey olarak yarması ile vadisini geliştirmiştir. Bu vadinin kuzey-kuzeydoğu yamacında, bazalt kornişlerinden sonra az eğimli yapı platosu ile daha kuzeyde yeralan koni biçimli volkanik dağlar yeralır. Güney yamacında ise kornişlerden sonra fay denetimli basamaklı bir morfoloji ve faylanma ile gelişmiş tepeler ve dağlar yer alır. Aras nehrini denetleyen ve vadisinin oluşumunda birinci derecede etkili olan sol yanal doğrultu atımlı bir fay sistemi (Horasan Fay Kuşağı) egemendir. Kuzey ve güneye dirsekler yaparak uzanan vadi içerisindeki menderesli akarsu yatağının gelişiminde sol ve sağ yanal nitelikli doğrultu atımı fayların hareketleri etken olmuştur. Geç Miyosen’de başlayıp, Kuvaterner başlarına kadar devam etkin volkanizma, alkali ve kalkalkali özelliktedir. Bu volkanik etkinlik Aras nehri kuzeyinde Süphandağı, Kesedağ ve Aladağ gibi önemli yükseltiler oluşturmuştur. Bugünkü yerşekillerinin ve akarsu ağının oluşumunda volkanizmanın da önemli rolü olmuştur.
Metamorphics of Paleozoıc, ophiolitics of Upper Cretaceous and continental sediments and volcanics of Tertıary-Quaternary are out cropped in the investigated area. The most common rock unit is Upper Miocene Pliocene aged Karakurt volcanics which is of basaltic lawa and tuff. The most important geomorphological unit in the area is the cornice of Aras valley in E - W direction and high landforms around it. Aras river is developed its bed by cutting basaltic and tuffaceous volcanics placed horizontally. Structure plateau and conical shaped volcanic hills are located at N - NW of valley. Strike-slip faults in E - W direction (Horasan Fault Zone) control the forming of the Aras river. The volcanism which started at Late Miocene and finished at Quaternary is alcali and calcalkali in character. This volcanic activity has cansed some higt major lanforms like Süphandağ, Kesedağ and Aladağ. Volcanism also played major role to form recent land forms and river net.
Makale Özeti | Tam Metin PDF

20.
GELİŞTİRİLMİŞ KALİTE KARŞILAŞTIRMA METODUYLA HİDROLİK KAZICI MAKİNE SEÇİMİ
HYDRAULIC EXCAVATOR SELECTION USING IMPROVED QUALITY COMPARISON METHOD
Tibet CEBESOY
Sayfalar 1001 - 1008
Quality comparison equipment selection is essentially an equipment ranking method developed by Cokorilo and Milicic in 1991. The concept of this method is based on three matrixes models which are namely called as the machine technical characteristic matrix, parameter machine matrix and corresponding machine matrix respectively. However, the researchers mentioned have ignored to take into consideration the uncertainty in parameter machine characteristic matrix. Therefore, in this paper as a tool to manage this uncertainty and to improve the matrix explained , the use of fuzzy triangular technique is sought and thus as a numerical example, an application of the technique is given for a selection of hydraulic excavator. In quality based equipment selection, the results obtained from the application presented that the magnitude of fuzzy triangular technique is remarkable.
Kalite mukayeseli makine seçimi, 1991 yılında Cokorilo ve Milic tarafından geliştirilmiş makinelerin oranlamasına dayalı bir tekniktir. Metodun mantığı, makinenin teknik özelliklerini içeren matris, kuramsal makinelerin özelliklerini içeren parametre matrisi ve atama matrisi olarak bilinen üç matris model üzerine kuruludur. Ancak bu modeli ilk geliştiren araştırmacılar kurumsal parametre matrisindeki belirsizlikleri dikkate almayı ihmal etmişlerdir. Bundan dolayı bu makalede söz konusu matristeki belirsizliği dikkate almak ve tekrar düzenlenmek amacıyla, bulanık üçgensel sayılar yaklaşımının kullanımı araştırılmış ve tekniğin hidrolik kazıcı makinesi seçiminde bir de nümerik uygulaması yapılmıştır. Neticede elde edilen sonuçlar bulanık sayılar yaklaşımının son derece etkili bir yaklaşım olduğunu ortaya koymuştur.
Makale Özeti | Tam Metin PDF

21.
KENDİLİĞİNDEN YANMA İLE İLGİLİ YANGIN İNDEKSLERİ
SPONTANEOUS COMBUSTION RELATED FIRE RATIOS
Cem ŞENSÖĞÜT
Sayfalar 1009 - 1014
Yeraltı ocaklarında kendiliğinden yanmadan kaynaklanan durumun açıklanmasında, yangına ait gaz ürünlerinin çabuk ve hassas analizine gereksinim vardır. Ayrıca, bu verilerin doğru olarak yorumlanması da çok önemlidir. Bu değerlendirme, herhangi bir yangın kaynaklı patlamanın oluşmasından evvel tahlisiye ekibinin içinde bulunduğu kurtarma çalışmalarına devam etmeleri veya geri çekilmeleri konusunda, ocak idaresine bilgi akışı sağlar. İlave olarak, yangınla mücadele tekniklerinin ne kadar etkili olduğu veya barajlama sırasında veya sonrasında işçilerin emniyeti açısından yangının kontrol altında olup/olmadığının bilinmesi son derece önemlidir. Bu nedenle, günümüzde halen yaygın olarak kullanılan kendiliğinden yanmaya ait indeksler bu makalede topluca verilmiştir.
For explaining the situation arising from spontaneous combustion, there is a necessity for quick and accurate analysis of the gaseous products of combustion. It is also very important to interpret these data correctly. This interpretation provides information prominence to mine rescue crew and the mine management concerning the withdrawal or continuity of rescue team in a rescue and recovery operation before an explosion takes place. Additionally, it is also of utmost importance to see whether the fire combating techniques are effective or the fire is under control ensuring the security of workers and equipment during and after the sealing works. Therefore, the indices related with spontaneous combustion which are still commonly in use are summarised in this work.
Makale Özeti | Tam Metin PDF