Cilt: 19  Sayı: 3 - 2013
Özetleri Gizle | << Geri
1.
Kapak-İçindekiler
Cover-Contents
Pamukkale Üniversitesi Mühendislik Bilimleri Dergisi
Sayfalar I - III
DOWNLOAD

ARAŞTIRMA MAKALESI
2.
Trafik İşareti Direklerinde Kullanılan Reflektif Malzemelerin Sürücüler için Faydalarının İncelenmesi
Evaluation of the Benefits of Reflectorized Sign Posts to Drivers
Erdinç Öner
doi: 10.5505/pajes.2013.87597  Sayfalar 112 - 116
Amerika Birleşik Devletleri Federal Karayolları İdaresi, trafik işaretlerinin özellikle gece görülebilirliğini artırmak ve dikkat çekmek için trafik işareti direklerinde reflektif malzemelerin kullanılabilceğini belirtmektedir. Bu öneri doğrultusunda Ohio Eyaleti Ulaştırma Bölümü karayolları güvenliğini artırmak için tüm Dur, Yol Ver, Girilmez ve Yanlış Yön trafik işareti direklerinin kırmızı reflektif malzeme ile kaplanmasına ve tüm ok işaretli yön levhalarının gövdelerinin ise sarı reflektif malzeme ile kaplanmasına karar vermiştir.
Bu çalışmada, trafik işareti direklerinde kullanılan reflektif malzemelerin fotometrik analizi ve insan faktörleri analizi yapılmıştır. Bu analizler sonucunda trafik işareti direklerinde reflektif malzeme kullanımının sürücülerin trafik işaretlerini algılamasına, tanımasına ve anlamasına olan faydaları incelenmiştir. Çalışma sonucunda reflektörlü işaret direkleri, özellikle gece sürüş koşullarında, sürücülerin trafik işaretlerini algılamasına, tanımasına ve anlamasına faydasının olduğu görülmüştür.
In United States Federal Highway Administration (FHWA) provides departments of transportation (DOTs) the option of using retroreflective material on sign posts when the DOTs determine that there is a need to draw attention to the sign, especially at night. The State of Ohio Department of Transportation (ODOT) required all Stop, Yield, Do Not Enter, and Wrong Way sign posts to be reflectorized with RED reflective sheeting material and all Chevron, Stop Ahead, and One/Two Large Directional Arrow sign posts to be reflectorized with YELLOW (sign background color) reflective sheeting material as part of ODOT Comprehensive Highway Safety Plan and FHWA’ recommendations.
In this study, a photometric analysis and a human factors analysis were conducted to estimate the benefits of reflectorized sign posts to driver visual perception, driver guidance and driver comprehension. The study showed that the reflectorized sign posts improve detection, recognition, and comprehension of traffic signs for drivers, especially in nighttime driving conditions.
Makale Özeti | Tam Metin PDF

3.
Yüke maruz ince daneli zeminlerin donma-çözülme davranışı
Freezing-thawing behaviour of fine-grained soils subjected to surcharge loads
Ahmet Şahin Zaimoğlu, Fatih Hattatoğlu, Rahim Kağan Akbulut
doi: 10.5505/pajes.2013.35744  Sayfalar 117 - 120
Mevsimsel donma görülen soğuk iklim bölgelerinde karayolu, demiryolu, sulama kanalı gibi mühendislik yapılarına ait yüzeysel temel zeminleri bu yükler altında donma-çözülmeye maruz kalmaktadır. Bu çalışmada bu tür zeminleri temsil etmek amacıyla donma-çözülme deneyi geleneksel yöntemin yani numune üzerinde yük olmamasının yanı sıra numuneler üzerine yük uygulanması hali için de yapılmıştır. Deneyler, bir ince daneli zeminin standart proktor enerjisi altında sıkıştırılması ile hazırlanan numuneler üzerinde yürütülmüştür. Geleneksel yöntemde yapılan deneylerde 1, 3, 5 ve 10 çevrim sonunda numunelerin serbest basınç mukavemet değerleri belirlenmiştir. Daha sonra bu değerlerin % 25, % 35 ve % 50’sine karşılık gelen yük numuneler üzerinde iken donma-çözülme deneyleri tekrarlanmıştır. Her iki yöntem ile yapılan deneyler sonucunda numunelerin donma-çözülme dayanımları belirlenmiştir. Deney sonuçlarından üzerinde yük olan zeminlerin donma-çözülme dayanım değerlerinin geleneksel yöntem ile bulunanlardan daha az olduğu görülmüştür.
In cold climate zones, the shallow foundation soils belonging to civil engineering constructions such as highways, railways, irrigation channels are subject to freezing-thawing under these loads. In this study, with the purpose of representing such soils the freeze-thaw experiment has been carried out for the situation where load is applied on the samples in addition to the traditional method where there is no load on the sample. The experiments have been conducted on samples prepared with the compaction under standard proctor energy of fine grained soils. In the experiments conducted in the traditional method the unconfined compressive strength values of samples after 1, 3, 5 and 10 cycles have been determined. Then the freeze-thaw experiments were repeated while a load representing 25 %, 35 % and 50 % of these values was on the samples. As a result of the experiments conducted with both methods, the freeze-thaw resistances of the samples have been determined. It was observed that the freeze-thaw resistance values of soils under load are less than those found by the traditional method.
Makale Özeti | Tam Metin PDF

4.
Dairesel Testerelerle Kesme İşleminde Testere Devir Sayısının ve Gürültü Seviyesi Değişimlerinin İncelenmesi
Investigation into Variations of Saw Rotation and Noise Level in Cutting by Circular Saw
Nazmi Şengün, Raşit Altındağ, Servet Demirdağ
doi: 10.5505/pajes.2013.98698  Sayfalar 121 - 126
Doğaltaş işleme teknolojisinde kayaçları kesmek için en çok elmas soketli dairesel testereler kullanılmaktadır. Bu testerelerle kesim sırasında kayaca bağlı olarak önceden ayarlanmış çevresel hızda ve oluşan gürültü seviyesinde değişim görülmektedir. Çalışmada, kayaç kesme deneyleri sırasında testerenin boştaki ve yükteki durumuna göre gürültü seviyesi ölçümleri ve testerenin devir ölçümleri yapılmıştır. Buna göre görece gözenekliği düşük, dayanımı, sertliği ve özgül enerji değerleri yüksek kayaçlarda testerenin tam yükteki devir sayısı boştaki devir sayısına oranla yaklaşık % 1 oranında azalma göstermiştir. En yüksek azalma değeri kireçtaşlarında (bejler) ölçülürken traverten, limra ve andezitte daha düşük devir azalma değerleri ölçülmüştür. Gürültü seviyesindeki artış oranları ise yaklaşık % 6.46’ya kadar en yüksek andezit ve bazalt kayacında meydana gelmiştir.
In natural stone technology, to cut rocks circular diamond saws are widely being used. With these saws some variations are seen on pre-set peripheral speed and occurring noise level according to the rock type during cutting. In this study, in rock cutting experiment by circular saw, spindle speed and noise level measurements were made both when cutting and standing idle. About 1% decrease was showed saw spindle speed when cutting according to idle at rocks having low porosity, high strength, hardness and specific energy value. While the highest decrease value was measured at limestone, a lower speed reduction values was determined in travertine, lymra and andesite. The highest noise level increases approximately 6.46% was occurred in andesite and basalt.
Makale Özeti | Tam Metin PDF

5.
Akarçay Akarsuyu 2006-2011 Dönemi Su Kalite Eğilimi
Water Quality Tendency of Akarçay River Between 2006-2011
Halil İbrahim Burgan, Yılmaz İçağa, Yalçın Bostanoğlu, Murat Kilit
doi: 10.5505/pajes.2013.46855  Sayfalar 127 - 132
Çalışmada, Akarçay Akarsuyu 2006-2011 yılları arası su kalite eğilimleri incelenmiştir. Akarsuda Devlet Su İşleri tarafından 1991 yılından günümüze Su Kirliliği Kontrolü Yönetmeliği’nde bildirilen fiziksel ve inorganik kimyasal parametrelerin tümü için ölçüm yapılmaktadır. Akarsudaki Araplı Deresi, Afyon kanalizasyon çıkışı, şeker fabrikası çıkışı ve Bolvadin Köprüsü’nde ölçülen fiziksel ve inorganik kimyasal parametre değerleri gözlem verileri kullanılmıştır. Verilerin istatistik özellikleri hesaplanmış ve zamana göre değişimlerini anlamak amacıyla parametre-zaman korelasyon ve regresyon analizleri ile debi–parametre korelasyon analizi yapılmıştır. Bu analizlerin sonucuna göre Akarçay Akarsuyu’nun güncel su kirlilik durumu, beş yıllık kalite parametrelerinin değişimleri ve aralarındaki etkileşim ortaya konmuştur. Ayrıca analiz sonuçları ele alınarak kirletici kaynakların kalite değişimi üzerindeki etkileri yorumlanmıştır.
In this study, water quality trends from 2006-2011 of Akarcay River were analyzed. In river, physical and inorganic chemical parameters defined in Water Quality Control Regulation have been measured by State Hydraulic Works since 1991. Measured physical and inorganic chemical parameters in Araplı River, Afyon sewage output, sugar factory output and Bolvadin Bridge of river were used. Statistical properties of data and to understand the variation in time, parameters –time correlation and regression analysis and also parameter-discharge correlations were calculated. According to these analyses results, current pollution status for last five years, variation of quality parameters and interaction among them were determined. Moreover, analysis results were interpreted to define the effect of pollution sources on quality variation.
Makale Özeti | Tam Metin PDF

6.
Gökpınar ve Çürüksu Çaylarının Kirlilik Parametre ve Yüklerinin İzlenmesi
Monitoring Water Quality Parameters and Pollution Discharge Loads of Gökpınar and Çürüksu Creeks, Denizli, TURKEY
Figen Turan, Güngör Ülkü
doi: 10.5505/pajes.2013.25633  Sayfalar 133 - 144
Denizli ili sınırları içinde akışını sürdüren Gökpınar Çayı, Çürüksu ve Büyük Menderes Nehri’nin bazı kirlilik parametre ve yükleri 2005 yılı Eylül ayından itibaren bir yıl boyunca aylık periyotlarla izlenmiştir. Yedi farklı noktadan alınan numunelerin sıcaklık, pH, çözünmüş oksijen, iletkenlik, tuzluluk, toplam çözünmüş katı madde miktarı, kimyasal oksijen ihtiyacı (KOİ) ve biyolojik oksijen ihtiyacı (BOİ5) değerleri ölçülmüştür. Nehir ve çayların kirlilik yükleri DSİ Müdürlüğü debi değerleri kullanılmak suretiyle hesaplanmıştır. Elde edilen ortalama sonuçlar değerlendirildiğinde, “Su Kirliliği Kontrolü Yönetmeliği”ne göre Gökpınar ve Çürüksu Çayları ile Büyük Menderes Nehri sıcaklık ve pH yönünden 1. sınıf su, çözünmüş oksijen yönünden 3. sınıf su, toplam çözünmüş madde yönünden 2. sınıf su kalitesinde olduğu gözlenmiştir. Organik madde konsantrasyonları KOİ ve BOİ5 için 4. sınıf su kalitesinde olduğu belirlenmiştir.
Pollution parameters of Gökpınar and Çürüksu Creeks and Büyük Menderes River within the borders of Denizli city were monitored on a monthly basis for a year starting from September 2005. Samples taken from seven different selected stations were analyzed for temperature, pH, dissolved oxygen level, conductivity, salinity, total dissolved solid content, chemical oxygen demand (COD) and biochemical oxygen demand (BOD5). The pollution discharge loads were calculated by using flow rates obtained from DSI Government Water Association. Based on the mean results of temperature and pH values, the water samples from all stations near Gökpınar and Çürüksu creeks and Büyük Menderes River are classified as the 1st class water according to the “Water Pollution Regulation Values”. Results of the dissolved oxygen and total dissolved solid contents indicated that the water samples of the stations were of the 3rd and 2nd class, respectively. Organic material concentrations for COD and BOD5 resulted in the 4th class of water quality.
Makale Özeti | Tam Metin PDF

7.
DBYBHY2007 ve FEMA440 da Önerilen Performans Noktası Belirleme Yaklaşımlarının Karşılaştırılması
Comparison of the Performance Point Determination Approaches Proposed in TEC2007 and FEMA440
Konuralp Girgin, Ercan Yüksel, Arda Karabulut, Selim Çakırterzi
doi: 10.5505/pajes.2013.02996  Sayfalar 145 - 151
Mevcut betonarme yapı sistemlerinin performansa dayalı hesabında, kapasite ve istem eğrilerinin kesiştirilmesi ile elde edilen performans noktasının belirlenmesi için farklı yaklaşımlar bulunmaktadır. Deprem Bölgelerinde Yapılacak Binalar Hakkında Yönetmelik (DBYBHY2007) de, TB‘den daha uzun peryotlu yapılar için eşit yerdeğiştirme prensibine dayalı bir yöntem izlenirken, FEMA440 da efektif periyot ve sönüm tanımlarına dayalı bir ardışık yaklaşım yöntemi önerilmektedir. Bu çalışmada, düzenli betonarme yapı sistemlerini temsil edecek şekilde seçilen, farklı kat sayılarına sahip çerçeve ve perde-çerçeve türü taşıyıcı sistemi olan binalar üzerinde çalışılmıştır. Bu binalar için DBYBHY2007 ve FEMA440 da tanımlanan performans noktası belirleme yaklaşımları kullanılarak elde edilen deprem istemleri, birbirleriyle ve “kesin çözüm” olarak kabul edilen Zaman Tanım Alanında Doğrusal Olmayan Analiz (ZTADOA) ile bulunan deprem istemleriyle karşılaştırılmıştır. Bu istemler arasında tepe yerdeğiştirmesi, taban kesme kuvveti, göreli kat ötelemeleri bulunmaktadır. İncelenen sistemlerde, DBYBHY2007 ile belirlenen istemlerin “kesin çözüm” olarak kabul edilen ZTADOA sonuçlarına daha yakın olduğu gözlenmiştir.
There are different approaches in the performance based design of the existing reinforced concrete structures, regarding the determination of the intersection point of capacity and demand curves. While the equivalent displacement approach is employed in Turkish Earthquake Code (TEC2007), a successive approximation technique based on the effective period and damping is suggested in FEMA440. Frame type and wall-frame type regular structures with different number of stories are selected to discuss the approaches on the performance point determination techniques proposed in TEC2007 and FEMA440. The resulting earthquake demands are compared with each other and also those obtained from the nonlinear time history analyses. Top displacement, base shear, relative story drift are amongst the discussed demand parameters. It is shown that for the structures considered in this study, the demands obtained from the TEC2007 procedure are more close to the nonlinear time history analyses results.
Makale Özeti | Tam Metin PDF

8.
Ege bölgesi standart süreli yıllık maksimum yağışları için en uygun dağılımlar
Best fitting distributions for the standard duration annual maximum precipitations in the Aegean Region
Halil Karahan, Esra Özkan
doi: 10.5505/pajes.2013.29392  Sayfalar 152 - 157
Su kaynaklarının temel girdisi olan yağışların; miktarı, süresi, şiddeti, alansal ve zamansal değişimi v.b. özelliklerinin bilinmesi; su kaynakları, tarım, kentleşme, drenaj, taşkın kontrolü ve ulaşım gibi farklı sektörlere ait planlama, tasarım, inşaat ve işletme çalışmaları için gereklidir. Belirtilen faaliyetlerin gerçekleştirilebilmesi için; mevcut gözlemlere dayalı, güvenilir ve gerçekçi tahminlerin yapılması gerekir. Güvenilir tahmin yapabilmenin ilk aşaması ise mevcut gözlemlerin güvenirliğinin test edilmesidir. Bu çalışmada; DMİ Genel Müdürlüğü tarafından işletilen Ege Bölgesi il ve ilçe merkezlerinde yer alan meteoroloji istasyonlarında (1929-2005 yıllarında) ölçülen standart süreli maksimum yağış değerlerinin hangi dağılıma uyduklarını belirlemek için; Kolmogorov-Smirnov, Anderson-Darling ve Ki-Kare dağılım uygunluk testleri uygulanmıştır. Anderson-Darling testine göre gözlemlerin tümüne yakını GEV dağılımına uyum gösterirken, Kolmogorov-Smirnov ve Ki-Kare testlerine göre kısa, orta ve uzun süreli yağış gözlemleri için genellikle GEV, Gamma ve Log-Normal dağılımın uygun olduğu görülmüştür. Seçilen olasılık dağılımının parametrelerini belirlemek için farklı dağılımlara göre maksimum olabilirlik (LN2, LN3, EXP2, Gamma3), olasılık-ağırlıklı momentler (LP3,Gamma2), L-momentler (GEV) ve en küçük kareler (Weibull2) yöntemleri kullanılmıştır.
Knowing the properties like amount, duration, intensity, spatial and temporal variation etc… of precipitation which is the primary input of water resources is required for planning, design, construction and operation studies of various sectors like water resources, agriculture, urbanization, drainage, flood control and transportation. For executing the mentioned practices, reliable and realistic estimations based on existing observations should be made. The first step of making a reliable estimation is to test the reliability of existing observations. In this study, Kolmogorov-Smirnov, Anderson-Darling and Chi-Square goodness of distribution fit tests were applied for determining to which distribution the measured standard duration maximum precipitation values (in the years 1929-2005) fit in the meteorological stations operated by the Turkish State Meteorological Service (DMİ) which are located in the city and town centers of Aegean Region. While all the observations fit to GEV distribution according to Anderson-Darling test, it was seen that short, mid-term and long duration precipitation observations generally fit to GEV, Gamma and Log-normal distribution according to Kolmogorov-Smirnov and Chi-square tests. To determine the parameters of the chosen probability distribution, maximum likelihood (LN2, LN3, EXP2, Gamma3), probability-weighted distribution (LP3,Gamma2), L-moments (GEV) and least squares (Weibull2) methods were used according to different distributions.
Makale Özeti | Tam Metin PDF

9.
Ctp Atıklarının Kendiliğinden Yerleşen Tamir Harçlarının Özelliklerine Etkisi
Effects Of Grp Wastes On The Properties Of Self-Compacting Repair Mortars
Çağlar Yalçınkaya, Ali Topal, Burak Şengöz, Halit Yazıcı
doi: 10.5505/pajes.2013.77487  Sayfalar 158 - 164
Kendiliğinden yerleşen tamir harçları (KYTH) dar kesitlerden vibrasyon gerekmeksizin geçebilen ürünlerdir. Tamir ve güçlendirme işlerinde kullanılabilecek nitelikte olan bu harçların yüksek oranda toz içermesi atık değerlendirilmesi açısından fırsat olarak görülebilir. Çalışmada, gemi ve tekne onarımında kullanılan cam lifi takviyeli plastiklerin (CTP) uygulaması sırasında açığa çıkan tozların KYTH içerisinde kullanım potansiyeli araştırılmıştır. Çimento bağlayıcılı ve yüksek oranda (%50) öğütülmüş yüksek fırın cürufu (YFC) ikameli matrislere hacmen %1, %2, %3 CTP katılarak 6 farklı karışım oluşturulmuştur. CTP tozunun KYTH’nın işlenebilirliğini azalttığı, mekanik özelliklere etkisinin ise bağlayıcı matrise göre değiştiği görülmüştür. CTP dozajı arttıkça erken dönem bünyesel büzülmeler sırf çimentolu matriste artarken, cüruf ikameli matriste azalmıştır.
Self-compacting repair mortars (SCRM) can flow through the narrow sections without vibration requirement. This study is aimed to search the utilization potential of glass reinforced plastic (GRP) waste powders occurred during repairing ship and vessel. Six mixtures have been prepared with 1%, 2% and 3% GRP waste addition by volume into two different matrices including only cement binder as well as ground granulated blast furnace slag (GGBFS) replaced 50% wt. of the cement binder. Workability of SCRM decreased as a result of GRP waste utilization. GRP wastes have exhibited different mechanical performance and early age autogenous shrinkage depending on the binder. The increment in GRP dosage caused an increase in early age autogenous shrinkage for matrix involving only cement binder while it caused a decrease in autogenous shrinkage value of GGBFS replaced matrix.
Makale Özeti | Tam Metin PDF