Cilt: 10  Sayı: 3 - 2004
Özetleri Gizle | << Geri
1.
Kapak-İçindekiler
Cover-Contents
Pamukkale Üniversitesi Mühendislik Bilimleri Dergisi
Sayfalar I - III
DOWNLOAD

2.
BETONARME KİRİŞLERİN LİFLİ POLİMER (FRP) MALZEMELER KULLANILARAK ONARIM VE GÜÇLENDİRİLMESİ
REPAIR AND STRENGTHENING OF REINFORCED CONCRETE BEAMS USING FIBRE REINFORCED POLIMER (FRP) MATERIALS
Nihat ÇETİNKAYA, Hasan KAPLAN, Ş. Murat ŞENEL
Sayfalar 291 - 298
Betonarme yapıların onarım ve güçlendirilmesinde (O/G) Lifli Polimer (FRP) malzemenin kullanımı son zamanlarda yaygınlaşmaya başlanmıştır. FRP malzemelerin, yüksek çekme mukavemeti, korozyona karşı dayanıklılığı ve bu malzeme ile yapılan O/G’nin, yapının işleyişini çok fazla etkilememesi gibi nedenlerle tercih edilen bir malzeme olmaktadır. Pamukkale Üniversitesi, Mühendislik Fakültesi, İnşaat Mühendisliği Bölümü, Yapı labaratuarlarında yapılan bu çalışmada dört adet betonarme kirişin FRP malzemelerle onarım ve/veya güçlendirilmesi yapılmıştır. Her deney kirişi için yük deplasman eğrisi elde edilerek elemanların statik yük altında O/G’den önceki ve sonraki davranışı karşılaştırılmıştır. Bu çalışma sonucunda FRP malzemelerle yapılan O/G’nin betonarme kirişlerin taşıma gücünü çok büyük ölçüde arttırdığı görülmüştür.
The use of Fibre Reinforced Polimer (FRP ) materials for the repair and strengthening of Reinforced Concrete structures has become widespread recently. FRP materials are being prefered because they have very high tensile strength, resistance to corrosion and they do not affect the use of the building during the repair and strengthening process. Four reinfoced concrete beams repaired and strengthened with FRP materials have been used in this study which were performed at Pamukkale University-Faculty of Engineering- Civil Engineering Department- Structural Engineering Laboratuary. The behaviour of the beams before and after repair and strengthening was compared by obtaining the load- displacement curves under static loading. In this study, it was observed that the repair and strengthening of reinforced concrete beams by using FRP materials had increased the load carrying capacity significantly.
Makale Özeti | Tam Metin PDF

3.
CNC TORNA TEZGAHLARI İÇİN DİALOG METODU KULLANILARAK NC KOD TÜRETİLMESİ
CNC LATHE MACHINE PRODUCING NC CODE BY USING DIALOG METHOD
Yakup TURGUT, İhsan KORKUT, Mehmet Tolga AKINCI
Sayfalar 299 - 304
Bu araştırmada, CNC torna tezgahları için Diyalog Yöntemi ile NC Kodu üreten bir bilgisayar programı geliştirilmiştir. Öncelikle, CNC torna tezgahları, tornalama metotları ve takım yolu oluşturma teknikleri araştırılmıştır. Takım yolunun oluşturulmasında, geometrik tanımlama teknikleri kullanılarak, FANUC formatına uygun CNC parça programı türetilmiştir. Bu çalışma ile geometrik tanımlama teknikleri yardımı ile, CNC parça programı hazırlama işlemi kolaylaştırılmıştır. Geliştirilen bilgisayar programı VISUAL BASIC 6.0 programlama dili ile yazılmıştır. Program ACCESS 7.0’da hazırlanan malzeme ve kesici takım veri tabanları ile desteklenmiştir.
In this study, an NC code generation program utilising Dialog Method was developed for turning centres. Initially, CNC lathes turning methods and tool path development techniques were reviewed briefly. By using geometric definition methods, tool path was generated and CNC part program was developed for FANUC control unit. The developed program made CNC part program generation process easy. The program was developed using BASIC 6.0 programming language while the material and cutting tool database were and supported with the help of ACCESS 7.0.
Makale Özeti | Tam Metin PDF

4.
DEĞİŞKEN ATKI SIKLIKLI KUMAŞ DOKUNMASI SIRASINDA ÇÖZGÜ GERGİNLİĞİNİN İNCELENMESİ
ANALYSIS OF WARP TENSION DURING WEAVING FABRIC WITH VARIABLE WEFT DENSITY
Yıldıray TURHAN, Recep EREN
Sayfalar 305 - 316
Bu çalışmada, elektronik kumaş çekme ve çözgü salma mekanizmasına sahip bir dokuma makinesinde belirli bir atkı sıklığında çalışılırken daha yüksek bir atkı sıklığında dokumaya geçildiğinde çözgü ipliği gerginliğindeki değişim incelenmiştir. Bu amaçla ilk olarak her atkı sıklığı değişiminde başlangıçtan itibaren belirli aralıklarla çözgü ipliği gerginlikleri ve kumaş çizgisi mesafesi ölçülmüştür. İkinci olarak, kumaş çizgisinin kalıcı duruma geldiği dokuma miktarı saptanmış ve son olarak, dokunmuş olan bu miktara kadar ölçülen çözgü ipliği gerginlikleri analiz edilmiştir.
In this study, warp tension change has been studied by changing weft density from a lower to a higher value in a weaving machine with electronic take up and electronic let off motions. For this purpose firstly, warp tension and cloth fell distance were measured at certain intervals from the beginning of weaving with a new weft density. Secondly, the length of fabric woven until the cloth fell reached its steady state value was determined. Finally, the warp tension measured until the steady state cloth fell values was analysed.
Makale Özeti | Tam Metin PDF

5.
DERİN ÇEKME İŞLEMİNİN DOĞRUSAL OLMAYAN SONLU ELEMANLAR METODU YARDIMIYLA MODELLENMESİ
NON-LINEAR FINITE ELEMENT MODELING OF DEEP DRAWING PROCESS
Hasan YILDIZ, Onur KIRLI
Sayfalar 317 - 326
Derin çekme yoluyla şekillendirme işlemi, değişik sektörlerde kullanılan soğuk şekillendirme yöntemlerinin başında gelir. Bu yöntemde karşılaşılan problemlere bilgisayar destekli çözümler üretmek hem zaman hem de para kaybını önleyecektir. Bu çalışmada kompleks geometriler içeren kalıp yüzeylerinde, çelik sac malzemesinin ne doğrultuda akacağı ve şekillendirme esnasında incelenen sacın yırtılma, buruşma ve benzeri şekil hatalarının; kalıp tasarımı aşamasında önceden görülüp önlem alınması, tasarım değişikliklerinin sonuçlarını kalıp imal edilmeden öngörülebilmesi için yapılması gerekenler incelenmiştir. Bu çalışmada problemlerin çözümü için ekspilisit doğrusal olmayan sonlu elemanlar metodu seçilmiştir. Seçilen doğrusal olmayan malzeme ve temas modelleri önce bir örnekle karşılaştırılarak modelin doğruluğu irdelenmiştir. Ayrıca uygulamaya yönelik bir örnek üzerinde kalıp tasarımı adım adım yapılmıştır. Metodun kullanılması sonucunda elde edilen sonuçlar kapsamlı bir şekilde verilmiştir.
Deep drawing process is one of the main procedures used in different branches of industry. Finding numerical solutions for determination of the mechanical behaviour of this process will save time and money. In die surfaces, which have complex geometries, it is hard to determine the effects of parameters of sheet metal forming. Some of these parameters are wrinkling, tearing, and determination of the flow of the thin sheet metal in the die and thickness change. However, the most difficult one is determination of material properties during plastic deformation. In this study, the effects of all these parameters are analyzed before producing the dies. The explicit non-linear finite element method is chosen to be used in the analysis. The numerical results obtained for non-linear material and contact models are also compared with the experiments. A good agreement between the numerical and the experimental results is obtained. The results obtained for the models are given in detail.
Makale Özeti | Tam Metin PDF

6.
DOĞAL FREKANS VERİLERİ KULLANILARAK ANKASTRE BİR KİRİŞTE HASARLARIN BELİRLENMESİ
DETECTION OF DEFECTS IN A CANTILEVER BEAM USING MODAL TEST DATA
Ertuğrul ÇAM, Murat LÜY, Sadettin ORHAN
Sayfalar 327 - 331
Bu çalışmanın amacı çatlaklı kirişlerde hasar yeri ve derinliği hakkında bilgi edinmektir. Bu amaçla kirişte darbe vuruşu sonucu oluşan titreşimler incelenmiştir. Hasarlı ve hasarsız kirişlerden elde edilen sinyal hem zaman hem de frekans ortamında karşılaştırılmıştır. Bu sonuçlar kullanılarak bir hasarın yeri ve derinliği titreşim sinyallerinden belirlenebilir.
The aim of this study is to obtain information about the damage location and depth on the cracked beams. For this purpose, the vibrations due to impact shock are analyzed. The signal obtained from the defective and nondefective beams are compared both in time and frequency domain. By using these results, the location and depth of a defect can be determined from vibration signals.
Makale Özeti | Tam Metin PDF

7.
FARKLI İNCELİKLERDEKİ TRAS VE UÇUCU KÜLÜN ÇİMENTO DAYANIMLARINA ETKİSİ
THE EFFECT OF NATURAL POZZOLAN AND FLY ASH HAVING DIFFERENT FINENESS ON THE STRENGTH OF CEMENT
Özlem ÇELİK
Sayfalar 333 - 337
Bu çalışmada, % 40 sabit oranında uçucu kül katkısı ve % 40 sabit oranında tras kullanılarak üç grup halinde karışımlar hazırlanmıştır. Birinci gruptaki karışımlarda 45 µ elek üstü değerleri, ikinci gruptaki karışımlarda Blaine değerleri eşitlenmiş üçüncü grupta ise tras ve uçucu kül laboratuvar ortamında 15 dakika süreyle öğütülmüştür. Bu karışımlarla hazırlanan çimento harçlarının 2, 7, 28, 60, 90 ve 360 günlük kür süreleri sonucunda basınç dayanımı değerleri tespit edilmiştir. Yapılan basınç dayanımı testlerinde 3. grupta bulunan ve en yüksek Blaine değerine sahip uçucu kül katkısı ile üretilen harçların en yüksek dayanım değerlerini verdiği saptanmıştır.
In this study, three groups of mixtures containing 40 % constant fly-ash and natural pozolan ratios were prepared. In the first group mixtures 45 µ sieve values, in the second Blaine values were equalized, and in the third fly-ash and natural pozzolan were grinded in the labaratory for 15 minutes. The compression strength values of the prepared cement mortars having these group mixtures were obtained at the end of 2, 7, 28, 60, 90 and 360-day curing. In these trength tests , the highest strength values were found in the mortars produced with fly-ash admixture having the highest Blaine value, which is in the third group of mixtures.
Makale Özeti | Tam Metin PDF

8.
FOTOVOLTAİK ENERJİ DÖNÜŞÜM SİSTEMLERİNDE KULLANILABİLECEK BİR SERİ REZONANS İNVERTÖR DEVRESİNİN İNCELENMESİ
EXAMINING A SERIES RESONANT INVERTER CIRCUIT TO USE IN THE PHOTOVOLTAIC ENERGY CONVERSION SYSTEMS
Engin ÇETİN, Bekir Sami SAZAK
Sayfalar 339 - 346
Bilindiği üzere güneş enerjisi, çevreyle dost, yenilenebilir ve en kolay bulunabilen enerji kaynağıdır. Özellikle son yıllarda, petrol, kömür gibi yeraltı kaynaklarının sınırlı olması ve çevre kirliliğine sebep olmaları, elektrik üretiminde alternatif enerji kaynaklarına olan ilgiyi arttırmıştır. Güneş enerjisi de, alternatif enerji kaynaklarının başında gelmektedir. Fotovoltaik sistemler, güneşten elektrik enerjisi üreten sistemlerdir. Yapılan bu çalışmada, fotovoltaik enerji sistemlerinde kullanılan bir seri rezonans inverter devresi incelenmiştir.Devrenin sistem üzerindeki etkileri ele alınmış ve sonuçlar irdelenmiştir.
As we know, solar energy is the energy source which is environment friendly, renewable, and can be found easily. Particularly, in the recent years, interest on producing electrical energy by alternative energy sources increased because of the fact that underground sources are not enough to produce energy in the future and also these sources cause enviromental pollution. The solar energy is one of the most popular one among the alternative energy sources. Photovoltaic systems produce the electrical energy from the sunlight. In this study, a series resonant inverter circuit which is used in the photovoltaic energy conversion systems has been examined.Effects of the series resonant inverter circuit on the photovoltaic energy conversion system have been investigated and examined
Makale Özeti | Tam Metin PDF

9.
GENELLEŞTİRİLMİŞ DİFERANSİYAL QUADRATURE METODUNUN KİRİŞLERİN SERBEST TİTREŞİM ANALİZİNE UYGULANMASI
APPLICATION OF THE GENERALIZED DIFFERENTIAL QUADRATURE METHOD TO FREE VIBRATION ANALYSIS OF BEAMS
Zekeriya GİRGİN, Ersin DEMİR, Cem KOL
Sayfalar 347 - 352
Bu çalışmada, kirişlerin serbest titreşim frekanslarının çözümü için Genelleştirilmiş Diferansiyel Quadrature (GDQ) metodu kullanılmıştır. Geniş çapta ele alınan kiriş konfigürasyonları için temel frekans değerleri elde edilmiştir. Değişik sınır şartları için elde edilen GDQ sonuçları, mevcut gerçek ve diğer metotlarla elde edilen sonuçlarla karşılaştırmalı olarak verilmiştir. Metodun temel avantajları, basitliği ve kolay programlanabilme sebebiyle hesaplama süresinin çok kısa olmasıdır.Sayısal örnekler, bu metodun mekanik sistemlerin analizi için, etkinliğini ve yüksek potansiyelini ortaya koymuştur.
In this paper, The Generalized Differential Quadrature is used to solve the problems on free vibration behavior of beams. Results are obtained for various boundary and loading conditions. Computed results are compared with existing exact and numerical solutions evaluated by other methods. An inherent advantage of the approach is its basic simplicity and small computational effort with easy programmability. Numerical examples have shown the efficiency and great potential of this method for the analysis of mechanical systems.
Makale Özeti | Tam Metin PDF

10.
KLİMA SİSTEM KONTROLÜNÜN BULANIK MANTIK İLE MODELLEMESİ
MODELLING OF AIR CONDITIONING SYSTEM BY FUZZY LOGIC APPROACH
Ahmet ÖZEK, Mahmut SİNECEN
Sayfalar 353 - 358
Kontrol sistemlerinde karşılaşılan en büyük problemlerden biri denetim mekanizmasına ait matematiksel modelin oluşturulmasının zor olmasıdır. Bu model oluşturulsa bile geleneksel mantık ile uygulamayı gerçekleştirmek çok karmaşık problemlere yol açacaktır. Bulanık Mantık ise kontrol sistemine ait matematiksel modele ihtiyaç duymadan sadece dilsel değişkenler yardımıyla denetim mekanizmasını oluşturabilmektedir. Bu makalede de matematiksel modellemesi zor ve karmaşık olan klima cihazının bulanık mantık ile modellenmesi ve simülasyonu gerçekleştirilmiştir.
One of the main problems in control systems is the difficulty to form the mathematical model associated with the control mechanism. Even though this model can be formed, to realize the application with conventional logic may cause very complex problems. The fuzzy logic without using mathematical model of control system can create control mechanism only with the help of linguistic variables. In this article the modeling has been realized by fuzzy logic.
Makale Özeti | Tam Metin PDF

11.
KOMPOZİT MALZEMELERİN SÜRÜNME DAVRANIŞININ SONLU ELEMANLAR YÖNTEMİ İLE İNCELENMESİ
INVESTIGATION OF CREEP BEHAVIOUR OF COMPOSITE MATERIALS WITH THE FINITE ELEMENT METHOD
Hasan YILDIZ, Gürkan ERAL
Sayfalar 359 - 366
Bu çalışmada farklı sıcaklık ve gerilme değerlerinde, SiC elyaf destekli Al-6061 alaşımı metal matris kompozitin sürünme davranışı incelenmiştir. Al-6061 malzemesinin deneysel sürünme eğrisi grafikleri literatürden elde edilip, bu eğrilerden alınan noktalar, en küçük kareler yöntemi kullanılarak, Norton-Bailey sürünme denklemine göre sürünme davranışını karakterize eden sabitleri bulmak için kullanılmıştır. Elde edilen sürünme parametrelerini kullanarak SiC/Al metal matris kompozitin sürünme analizi ANSYS paket programı kullanılarak yapılmıştır. Analiz sonucu elde edilen sürünme uzaması eğrileri literatürden elde edilen kompozitin sürünme uzaması eğrileri ile karşılaştırıldı. Analiz sonunda elde edilen sonuçlarla literatürdeki sonuçlar arasında çok iyi bir benzerlik olduğu ortaya çıkmıştır. Ayrıca, SiC/Al metal matris kompozitin Al-6061 malzemesine göre çok daha az oranda sürünme uzaması davranışı gösterdiği sonucuna varılmıştır.
In this study, the creep behavior of a unidirectional silicon carbide/aluminum (SiC/Al) composite investigated over a temperature range at various stress levels. Norton Bailey creep model is used for the creep behavior of aluminum matrix. The creep coefficients of the model are obtained from the experimental creep curves given in the literature. The least squares method is used to determine the appropriate constants. The finite element analysis package ANSYS is used to obtain the creep behavior of the composite. The results obtained in this study is compared the results given in the literature. A good agreement between these results is found. The effect of the fibers on the creep behavior of the composite is also studied.
Makale Özeti | Tam Metin PDF

12.
KONYA YÖRESİ DOLOMİTLERİNİN SİNTERLENMESİNE DEMİR TUFALI VE KUVARS KATKILARININ ETKİLERİ
THE INFLUENCE OF MILL SCALE AND QUARTZ INTO SINTERING OF KONYATURKEY DOLOMITES
H. Aygül YEPREM
Sayfalar 367 - 371
Bu çalışmada Konya/Sille-Ecmel ocağından alınan dolomitin sinterlenmesine demir tufalı ve kuvars katkılarının etkileri araştırılmıştır. Ocaktan alınan dolomitin diferansiyel termal analizi (DTA) ve X-ışın difraksiyon analizi (XRD) yapılarak çok az miktarda kalsit içeren dolomit olduğu tesbit edilmiştir. Hammaddenin ince kesiti alınarak oldukça homojen dağılımlı olduğu ve tane boyutunun da interlenmeye uygun olduğu saptanmıştır. Doktora araştırmasının ön çalışması olan bu çalışmada, sinterlemeye olumlu etkisi olacağı düşünülerek hammaddeye -45µm boyutlu kuvars (% 99 SiO2 içeren) ve demir oksit (% 98.66 Fe2O3 içeren) tozları katılarak 1625 °C ve 1675 °C derecelerde 2 saat süre ve 10 °C/dak ısıtma hızı ile sinterleme yapılmış, elde edilen dolomaların (sinter dolomit) mikro yapıları, kütle yoğunlukları, görünür gözeneklilikleri ve hidratasyon durumları incelenmiştir.
A study was pursued in order to explore the sintering of dolomite extracted from a mine in Konya-Sille-Ecmel. The differential thermal analysis (DTA) and x-ray diffraction analysis (XRD) material showed that the material was dolomite with very low levels of calcite. An examination of the cross-section of the raw material showed that the material was homogeneous that its particle size was acceptable for the sintering process. In this preliminary study of the PhD research, the raw material was mixed with –45 µm sized quartz (with 99 % SiO2 content) and mill scale (with 98.66 % Fe2O3 content). The sintering operation carried out at a temperature of 1625 °C and 1675 °C for 2 hrs and at a rate of 10 °C/min. The microstructure, bulk density, apparent porosity and hydratation behaviour of doloma are investigated.
Makale Özeti | Tam Metin PDF

13.
PARALEL AKTİF GÜÇ FİLTRESİNDE KOMPANZASYON AKIMINI HESAPLAMAK İÇİN YENİ BİR YÖNTEM
A NEW METHOD TO CALCULATE COMPENSATION CURRENT IN PARALLEL ACTIVE POWER FILTER
Ahmet ALTINTAŞ, Yusuf ÖNER
Sayfalar 373 - 379
Aktif güç filtreleri günümüzde, enerji iletim hatlarındaki reaktif güç ve harmonik akımlarını azaltmak için önemli bir rol oynamaktadır. Aktif güç filtresinin etkin bir biçimde çalışabilmesi ve güvenilirliği temel olarak üç karakteristiğe bağlıdır. Bunlar, modülasyon metodu, PWM modülatörün tasarım karakteristikleri ve kompanzasyon akımını üretmek için uygulanan yöntemdir. Son karakteristik için bir çok yöntem sunulmuştur. Bu yöntemlerin geneli karışıktır ve bu yüzden uygulanmaları ve ayarlanmaları zordur. Bu çalışmada, kompanzasyon akımını hesaplamak için yeni bir yöntem geliştirilmiş ve mikrodenetleyici kontrollü tek fazlı paralel aktif güç filtresi üzerinde test edilmiştir. Deneysel ve simülasyon sonuçları bu çalışmada sunulmuştur.
Nowadays, active power filter plays an important role in reducing harmonic current and reactive power in power lines. The reliability and effectiveness of an active power filter depends basically on three characteristics. These are the modulation method, the design characteristics of the PWM modulator and the method implemented to generate compensation current. For the last one, there are many proposed methods. Most of them complicated and hence difficult to implement and adjust. In this study, a new method to calculate compensation current is improved and tested in single-phase parallel active power filter controlled by microcontroller. Experimental and simulation results are presented in the paper.
Makale Özeti | Tam Metin PDF

14.
PUZOLAN KATKILI ÇİMENTOLARIN BETON OLGUNLUĞUNA ETKİSİ
EFFECT OF PORTLAND-POZZOLAN CEMENTS ON CONCRETE MATURITY
Arın YILMAZ
Sayfalar 381 - 387
Olgunluk kavramı, betonda sıcaklık ve zamanın ortak etkisini ele alarak betonun dayanımını tahmin eden bir yöntemdir. Olgunluk kavramına göre, aynı olgunluk değerine sahip beton numuneleri, hangi sıcaklık ve zamanın ortak etkisine sahip olursa olsun, aynı dayanıma sahiptirler. Geçmiş 50 yıl içinde birçok olgunluk fonksiyonu önerilmiştir. Bu fonksiyonların geçerliliği yalnızca genel Portland çimentoları içindir. Bu çalışmada, kabul görmüş olgunluk fonksiyonlarının puzolan katkılı çimentolar için uygunluğu araştırılmış ve yeni bir olgunlukdayanım ilişkisi geliştirilmiştir. Bu amaçla, dört tip puzolan ve bir adet Portland çimentosu seçilmiştir. Katkılı çimentolar, % 5, % 20 ve % 40 oranlarında çimento ile ağırlıkça yer değiştirerek oluşturulmuştur.
The maturity concept expressed by the combined effect of time and temperature on the concrete is a useful technique for prediction of the strength gain of concrete. According to maturity concept, samples of the same concrete at same maturity whatever combination of temperature and time, have approximately the same strength. Many maturity functions have been proposed for the last 50 years. The validity of these functions are only for ordinary portland cements. In this study, the suitable of traditional maturity functions for different types of Portland-pozzolan cements were investigated and a new maturity-strength relationship was tried to be established. For this purpose, four different pozzolans and one Portland cement was selected. Portland-pozzolan cements were prepared by using three different replacement amounts of % 5, % 20 and 40 % by weight of cement.
Makale Özeti | Tam Metin PDF

15.
SANTRİFÜJ POMPANIN KANATLI VE KANATSIZ DİFÜZÖRÜNDEKİ AKIŞIN SAYISAL İNCELENMESİ
NUMERICAL SIMULATION OF THE FLOW IN THE CENTRIFUGAL PUMP WITHIN VANE AND VANELESS DIFFUSER
K. Melih GÜLEREN, Cahit GÜRLEK, Ali PINARBAŞI
Sayfalar 389 - 394
Bu çalışmada 5 kanatlı bir santrifüj pompanın kanatlı ve kanatsız difüzöründe akış karakteristiği sayısal olarak incelenmektedir. Kullanılan yöntem, kararlı, sıkıştırılamaz ve viskoz akış kabulüyle, 2-boyutlu Navier-Stokes denklemlerinin sonlu hacimler tekniğine uygun olarak çözülmesini içermektedir. Çalışmada kullanılan pompanın çalışma aralığı 890 d/dak, çark çapı yaklaşık 20 cm ve geriye dönük kanat geometrisine sahiptir. Kanatsız difüzör, paralel düzlemsel duvar tipi olup, kanatlı difüzör ise 9 kanatlı ve salyangoz çeperi ile kuşatılmıştır. Çark çıkışı ve difüzördeki jet ve çevrintili akış yapıları ayrıntılı olarak araştırılmış olup, kanatlı ve kanatsız difüzör durumunda pompa performansına olan etkileri irdelenmiştir. Sonuçlar, performans eğrilerinin yanında, difüzördeki hız vektörleri, eş basınç eğrileri ve türbülans kinetik enerji dağılımları olarak verilmiştir. Ayrıca elde edilen sonuçlar, mevcut deneysel verilerle karşılaştırılarak aralarındaki paralellik araştırılmış olup büyük bir uyum içerisinde olduğu görülmüştür.
In this study, the flow in a 5-bladed centrifugal pump within vaned and vaneless diffuser is analyzed numerically. The method contains of assumption as steady, incompressible and viscous flow solved according to 2-D Navier-Stokes equations relating finite volume technique. The pump used in this study runs at 890 rpm, its impeller diameter is approximately 20 cm and it has back-swept blade geometry. The jet-wake flow structures within the impeller and diffuser passages are investigated elaborately and in addition to this, the effects of vaned and vaneless diffuser of the pump are analyzed. The results are shown as velocity vectors, pressure and turbulent kinetic energy distributions in centrifugal pump, beside the performance curves. Moreover, the results are compared with available experimental data which is seen good agreement.
Makale Özeti | Tam Metin PDF

16.
SERBEST UCUNDAN TEKİL BİR YÜKE MARUZ POLİMER MATRİKSLİ KOMPOZİT ANKASTRE BİR KİRİŞ İÇİN ELASTO-PLASTİK GERİLME ANALİZİ
AN ELASTIC STRESS ANALYSIS FOR A POLYMER MATRIX COMPOSITE CANTILEVER BEAM SUBJECTED TO A SINGLE TRANSVERSE FORCE
Ayla TEKİN, Ümran ESENDEMİR, Ayşe ÖNDÜRÜCÜ
Sayfalar 395 - 403
Bu çalışmada, serbest ucundan P yüküne maruz tek yönlü fiberlerle takviye edilmiş polimer matriksli kompozit ankastre bir kiriş için anizotrop elastisite teorisi kullanılarak elasto-plastik gerilme analizi yapılmıştır. 0°, 30° 45°, 60° ve 90° oryantasyon açıları için akma noktaları hesaplanarak ?x kalıntı gerilme bileşenleri elde edilmiştir. Akma, 0° ve 90° oryantasyon açıları için kirişin en alt ve en üst yüzeylerinde aynı anda başlamaktadır. 30°, 45°ve 60° oryantasyon açıları için ise kirişin en üst yüzeyinde akmanın daha önce başladığı görülmüştür. Kirişin en alt ve en üst yüzeylerinde ?x kalıntı gerilme bileşeni maksimumdur. Bu çalışmanın sonucunda tek yönlü fiberlerle takviye edilmiş polimer matriksli kompozit kiriş için elde edilen ?x kalıntı gerilme bileşenleri, daha önceki alışmalarda örgü fiberlerle takviye edilmiş termoplastik matriksli kompozit kiriş için elde edilmiş olan ?x kalıntı gerilme bileşenleri ile karşılaştırılmıştır.
In this study, elasto-plastic stress analysis is carried out in a polymer matrix composite cantilever beam of arbitrary fiber orientation subjected to a single transverse force applied to the free end by using the anisotropic elasticity theory. The residual stress component of ?x and yield points are determined for 0°, 30°, 45°, 60° and 90° fiber orientation angles. The yielding begins for 0° and 90° fiber orientation angles at the upper and lower surfaces of the beam at the same distances from the free end. It is seen that the yielding begins for 30°, 45° and 60° fiber orientation angles at the upper surface of the beam. The intensity of the residual stress component of ?x is maximum at the upper and lower surfaces of the beam. In this study, the residual stress component of ?x obtained for the polymer matrix composite thermoplastic cantilever beam reinforced by reinforced unidirectional fibers is compared with that of the thermoplastic cantilever beam reinforced by woven Cr-Ni steel fibers.
Makale Özeti | Tam Metin PDF

17.
SONSUZ UZUNLUKLU YANAL BASINÇ ALTINDAKİ ENİNE İZOTROP BİR SİLİNDİRDE TEMAS GERİLMELERİ
CONTACT STRESSES IN A TRANSVERSELY ISOTROPIC SOLID CYLINDER LATERALLY COMPRESSED BY AN INDENTER
Ahmet YAPICI, Ahmet AVCI, Mesut UYANER
Sayfalar 405 - 413
Bu çalışmada, yanal bir basınca maruz içi dolu enine izotrop bir silindirde elastostatik temas problemi ele alınmıştır. Temas bölgesinin büyüklüğü ve gerilme dağılımı incelenmiştir. Problemin formülasyonu elastik bir silindir için yapılmıştır. Silindir ve rijit ıstampa (indenter) arasında sürtünme olmadığı ve sadece yüzeydeki basınç kuvvetlerinin ara yüzeye aktarıldığı kabul edilmiştir. Problem geometrisi gereğince Fourier dönüşüm tekniği kullanılmıştır. Problem tekil integral denklemine indirgenmiş ve Gauss Chebyshev integral formülü kullanılarak bu tekil denklem lineer denklem sistemine dönüştürülmüştür. Elde edilen sistem Gauss eliminasyon yöntemi kullanılarak çözülmüştür. Enine izotrop malzeme olarak E camı ve baryum titanat kullanılmıştır. İnceleme farklı temas yüzeyi, bilezik yarıçapı ve silindir yarıçapları için yapılmıştır. Elde edilen sonuçlar grafiklerde gösterilmiştir.
In this study, an elastostatic contact problem for a laterally compressed transversely isotropic cylinder subjected to radial compression through a circumferential rigid indenter is considered. The extent of the contact region and the stress distribution are sought. It is assumed that the contact between the cylinder and the rigid indenter is frictionless and only compressive normal tractions can be transmitted through the interface. Due to the geometry of the configuration, Fourier transform techniques are chosen. The problem is reduced to a singular integral equation. It is reduced to linear algebraic equation system by using Gauss Chebyshev Integration Formulae and is solved by using Gauss Elimination method. E glass and barium titanate are used as a transversely isotropic materials. The stress analysis is performed for different contact area, punch radiuses and cylinder radiuses. The obtained results are shown in figures.
Makale Özeti | Tam Metin PDF

18.
TRİSTÖR VE TRİYAK HARMONİKLERİNİN 3 BOYUTLU GÖSTERİMİ VE TOPLAM HARMONİK BOZUNUMA EĞRİ UYDURMA
SHOWING THE THYRISTOR AND TRIAC HARMONICS IN 3D SPACE AND CURVE FITTING TO THD
Ahmet ALTINTAŞ
Sayfalar 415 - 421
Tristör ve triyak gibi anahtarlama elemanları güç elektroniğinde geniş olarak kullanılmaktadır. Bu elemanlar lineer olmayan yük karakteristiğine sahip olup etkin harmonik üretirler. Lineer olmayan bir alıcıya harmonik kompanzasyonu yapmak için, çalışma şartlarında yükün üretebileceği tüm harmonik genliklerinin ve toplam harmonik bozunum (THD-Total Harmonic Deflection) (THD) değerinin bilinmesi gereklidir. Bu da ancak harmonik analizi ile mümkündür. Harmonik analizi özel düzenekler isteyen pahalı bir işlemdir. Bu çalışmada, tristör ve triyakın çeşitli yük ve tetikleme açılarında üretmiş olduğu harmonikler 3 boyutlu uzayda ifade edilip, harmonik analiz sonuçlarının görüntülenmesine yeni bir bakış açısı getirilmiştir; her bir tetikleme açısındaki THD değerlerine eğri uydurularak polinomlar elde edilmiş, bu sayede harmonik analizi yapılmaksızın THD değerlerinin direkt olarak bulunması sağlanmıştır.
The switching equipment, like thyristors and triacs, are widely used power electronics. Also, they have nonlinear load characteristics and produce effective harmonics. In order to compensate harmonic currents of nonlinear loads, THD value and the amplitude of harmonics produced from loads at the working conditions should be known. Also, this process is only possible with harmonic analysis. Harmonic analysis is expensive process because of demanding special equipment. In this study, by expressing harmonics, produced thyristor and triac with different load and firing angle, in 3D space, a new viewing point to show harmonic analysis was presented; with curve fitting to the THD values at the each firing angle, polynomials were obtained; by doing so, THD values will be directly found without harmonic analysis.
Makale Özeti | Tam Metin PDF

19.
TÜRKİYEDEKİ ULAŞTIRMA SİSTEMLERİNİN ANALİZİ VE ULAŞTIRMA POLİTİKALARI
ANALYISIS OF TRANSPORTATION SYSTEMS AND TRANSPORTATION POLICIES IN TURKEY
Ali Payıdar AKGÜNGÖR, Abdulmuttalip DEMİREL
Sayfalar 423 - 430
Sosyo-ekonomik ve sosyo-kültürel yapılaşmanın doğal bir sonucu olarak ortaya çıkan ulaştırma talebi değerlendirilirken, ulaştırma sistemlerinin bir bütün olarak ele alınarak incelenmesi gereklidir. Gerek yolcu, gerekse yük taşımacılığı için seçilecek olan ulaştırma sisteminin hızlı, ekonomik, güvenli, çevreye az zarar veren ve ülke koşullarına uygun bir ulaştırma sisteminin olması arzu edilir. Ancak bir sistemin, sıralanan bu hususların hepsini birden bünyesinde toplaması oldukça zordur. Her sistemin birbirlerine göre üstünlükleri ve sakıncaları vardır. Bu nedenledir ki, büyük yatırımlar ülke genelinde tesis edilirken ileriye yönelik çok kapsamlı planlamalar yapılmalıdır. Ayrıca ülke kaynaklarının ulaştırma sistemleri arasında akılcı bir şekilde nasıl dağıtılması gerektiği araştırılmalı ve ulaştırma sistemleri arasında koordineli çalışmayı sağlayacak bir ulaşım planı hazırlanmalıdır. Bu planın başarısı ise hiç kuşkusuz sistemlerden birine ağırlık vermek yerine kombine taşımacılık ile mümkün olacaktır. Ülkemizin üç yanı denizlerle çevrili iken deniz yolu ile yapılan taşımacılığın % 1 seviyesinin çok altında olması ve karayolu ile yapılan yük ve yolcu taşımacılığının ise % 95 seviyelerine çıkması Türkiye’deki ulaştırma politikalarının sorgulanması gerektiğini ortaya çıkarmaktadır. Bu bildiride Türkiye’deki ulaştırma sistemlerinin ve ulaşım politikalarının tarihsel süreç içerisinde genel bir değerlendirmesi yapılarak sorunlar ortaya konulmakta ve çözüm önerileri sunulmaktadır.
Transportation systems have to be considered and analysed as a whole while transportation demand, becoming as a natural outcome of socioeconomic and socio-cultural structure, is being evaluated. It is desired that transportation system, which will be selected for both passenger and freight transport, should be rapid, economic, safe, causing least harm to environment and appropriate for the conditions of a country. However, it is difficult for a transportation system to have all these properties. Every transportation system has advantages and disadvantages over each other. Therefore, comprehensive plans for future periods have to be prepared and how the sources of the country should be reasonably distributed among transportation systems must be investigated. Also, transportation plans have to be prepared to get coordinated operations among transportation systems while great investments are instituted in the entire country. There is no doubt that it is possible with combined transportation instead of concentration on one transportation system. Transportation policies in Turkey should be questioned since the level of highway transportation usage reaches to 95 % and level of sea transportation usage drops to less than 1 % in spite of being surrounded with sea in three sides of our land. In this paper, transportation systems and transportation policies in Turkey are evaluated in general and problems are analysed. Proposals are presented for the solutions of these problems.
Makale Özeti | Tam Metin PDF