Cilt: 10  Sayı: 2 - 2004
Özetleri Gizle | << Geri
1.
Kapak-İçindekiler
Cover-Contents
Pamukkale Üniversitesi Mühendislik Bilimleri Dergisi
Sayfalar I - III
DOWNLOAD

2.
AKTİFLEŞTİRİLMİŞ BENTONİT KULLANARAK SULU ÇÖZELTİLERDEN BOYAR MADDE UZAKLAŞTIRILMASI
THE REMOVAL OF DYE STUFF FROM AQUEOUS SOLUTIONS USING ACTIVATED BENTONITE
Mehmet MAHRAMANLIOĞLU, İrfan KIZILCIKLI, Celalettin USTAER, Melda TUNCAY
Sayfalar 151 - 156
Sulu çözeltilerden astrozone red adsorpsiyonu için adsorbent olarak aktifleştirilmiş bentonit kullanıldı. Langmuir ve Freundlich izoterm sabitleri belirlendi ve temas süresi, başlangıç konsantrasyonu ve tanecik boyutu etkileri incelendi. Adsorpsiyon üzerine sıcaklık etkisi incelendi ve termodinamik parametreler belirlendi. Kesikli çalışmaların yanında, astrozon red adsorpsiyonu sabit yataklı kolon kullanılarak çalışıldı. Çözelti akış hızının adsorpsiyon kapasitesi üzerine etkisi incelendi.
An activated clay was used as adsorbent for the adsorption of astrozone red from aqueous solution.The Langmuir and Freundlich isotherm constants were determined and the effects of contact time, initial concentration and particle size were studied. The effect of temperature on the adsorption was examined and the thermodynamic parameters were determined. Besides the batch studies, the adsorption of astrozon red was studied using fixd bed column. The effect of solution rate on the adsorption capacity was also studied.
Makale Özeti | Tam Metin PDF

3.
BİODİZELİN OKSİTLENME KARARLILIĞI ÜZERİNE DENEYSEL BİR ARAŞTIRMA
AN EXPERIMENTAL INVESTIGATION ON OXIDATIVE STABILITY OF BIODIESEL
Mustafa ÇANAKÇI, A. Necati ÖZSEZEN, Cenk SAYIN
Sayfalar 157 - 167
Biodizel, dizel motorları için hayvansal ve bitkisel yağlar gibi yenilenebilir kaynaklardan üretilen alternatif bir dizel yakıtıdır. Bitkisel ve hayvani yağlar, alkil mono esteri üretmek için bir alkol ile reaksiyona sokulur ve elde edilen ester, motor üzerinde hemen hemen hiç değişiklik yapılmadan kullanılabilir. Biodizel, yüksek oranlı doymamış yağlardan üretildiğinde, dizel yakıtından çok daha hızlı bir şekilde oksitlenir. Bu çalışmada, biodizelin hızlandırılmış oksitlenme test sonuçları sunulmuştur. Bu testler, zamanın, oksijen akış oranının, sıcaklığın, metallerin ve farklı biodizel hammaddelerinin, oksitlenme üzerine etkisini göstermektedir. Ayrıca üretilen biodizeller, motorinle karışım oluşturularak ve antioksidanlar ilave edilerek de incelenmiştir. Deneysel çalışmaların sonucu, normal dizel motor sıcaklıklarında antioksidan içermeyen biodizelin çok daha çabuk bir şekilde oksitlendiğini göstermektedir. Bu oksitlenme işleminde, peroksit, asit ve viskozite değerlerinde artış gözlemlenmiştir. Peroksit yaklaşık 350 meq O2/kg değerine ulaştıktan sonra sabit kalmakta, asit ve viskozite değeri ise periyodik olarak artmaktadır.
Biodiesel is an alternative fuel for diesel engines that can be produced from renewable feed stocks such as vegetable oil and animal fats. These feed stocks are reacted with an alcohol to produce alkyl monoesters. The obtained ester can be used in conventional diesel engines with little or no modification. Biodiesel, especially if produced from highly unsaturated oils, oxidizes more rapidly than diesel fuel. This paper reports the results of accelerated oxidation tests on biodiesel. These tests show the impact of time, oxygen flow rate, temperature, metals, and feedstock type on the rate of oxidation. Blending with diesel fuel and the addition of antioxidants are also explored. The data indicate that without antioxidants, biodiesel will oxidize very quickly at temperatures typical of diesel engines. This oxidation results in increases in peroxide value, acid value, and viscosity. While the peroxide value generally reaches a plateau of about 350 meq O2/kg, the acid value and viscosity increase monotonically as oxidation proceeds.
Makale Özeti | Tam Metin PDF

4.
BİR ÇEVRİM İÇİ UZAKTAN TAKİP SİSTEMİ TASARIMI
DESIGN OF A REAL TIME REMOTE VEHICLE LOCATION SYSTEM
Ahmet Emir DİRİK
Sayfalar 169 - 177
Bu çalışmada düşük maliyetli bir çevrim içi takip sistemi geliştirilmiştir. Takip sistemi, konum belirleme, kablosuz haberleşme ve sayısal harita modülleri olmak üzere üç ana modülden oluşmaktadır. Takip sistemlerinde konum belirleme modülü, hareketli araçların pozisyonlarının tespitinde kullanılmaktadır. Bu modül ile elde edilen pozisyon bilgisi, kablosuz haberleşme sistemi aracılığı ile takip merkezine iletilmekte, takip merkezine ulaşan pozisyon bilgisi merkezde işlenerek araç konumları sayısal harita üzerinde görüntülenmektedir. Geliştirilen sistem ile kampüs içerisinde hareket eden araçların konumları 10m civarında bir hata ile tespit edilebilmekte ve araç hareketleri takip merkezinden on-line izlenebilmektedir. Sistemde kablosuz veri haberleşmesi için analog araç telsizleri kullanılmıştır. Böylece haberleşme için uydu ya da GSM şebekelerinin kullanılmasına gerek kalmamış ve düşük maliyetli-yüksek performanslı bir çevrim içi araç takip sistemi gerçekleştirilmiştir.
In this study, a low-cost, real-time vehicle location system is developed. The vehicle location system includes three main modules, i.e. positioning, wireless communication and digital map modules. The positioning module used in location systems computes position of the mobile vehicle. These vehicle location data are transmitted through a wireless communication system to host. The host has a capability to monitor a fleet of vehicles by analyzing data collected from wireless communication system. In this project, mobile vehicle location positions can be computed in a range of 10m position error and by using these position data, its possible to monitor the fleet of mobile vehicles on a digital map in the observation and control center. In this study, vehicle analog mobile radios are used to establish wireless communication system. Thus, there is no need to use satellite or GSM systems for communication and a low-cost and high-performance vehicle location system is realized.
Makale Özeti | Tam Metin PDF

5.
BUJİ İLE ATEŞLEMELİ MOTORLARDA EMME SUPABI KALKMA MİKTARININ PERFORMANSA ETKİLERİ ÜZERİNE BİR ARAŞTIRMA
AN INVESTIGATION OF THE EFFECTS OF INTAKE VALVE LIFT ON THE PERFORMANCE IN SPARK IGNITION ENGINES
Can ÇINAR, Yakup SEKMEN, Ali AKBAŞ, Perihan ERDURANLI
Sayfalar 179 - 184
Bu çalışmada, emme supabı kalkma miktarı değişiminin motor performansına etkileri deneysel olarak incelenmiştir. Bu amaçla, değişken supap sistemlerine alternatif bir prototip tasarlanmış ve imal edilmiştir. Buji ile ateşlemeli, tek silindirli, dört zamanlı bir motorda, dört değişik emme supabı kalkma miktarı için (6.5 mm, 5 mm, 4 mm ve 3 mm) deneyler yapılmış, volümetrik verim, moment, güç, özgül yakıt tüketimi ile egzoz emisyonlarına olan etkileri incelenmiştir.
In this study, the effects of intake valve lift variation on engine performance have been investigated experimentally. An alternative prototype has been designed and constructed for variable valve systems. A fourstroke, single cylinder, spark ignition engine has been used for experiments. The effects of four different intake valve lift value (6.5 mm, 5 mm, 4 mm and 3 mm) on volumetric efficiency, engine torque, specific fuel consumption and exhaust emissions have been investigated.
Makale Özeti | Tam Metin PDF

6.
DİELEKTRİK KAPLANMIŞ SİLİNDİRİK BİR YÜZEYDEN SAÇILAN ELEKTROMAGNETİK DALGALARIN FİZİKSEL OPTİK YAKLAŞIMIYLA ASİMPTOTİK HESABI
ASYMPTOTICAL CALCULATION OF ELECTROMAGNETIC WAVES SCATTERED FROM A DIELECTRIC COATED CYLINDRICAL SURFACE WITH PHYSICAL OPTICS APPROACH
Uğur YALÇIN
Sayfalar 185 - 193
Bu çalışmada, sonlu kaynaklı elektromagnetik dalgaların, dielektrik kaplanmış silindirik bir yüzeyden optik gibi saçılması Fiziksel Optik (FO) yaklaşımı ile incelenmiştir. Sonlu kaynak, çizgisel elektrik akım kaynağı olarak seçilmiştir. Silindirik yüzeye ait yansıma katsayısı, Kırınımın Geometrik Teorisi (KGT) yaklaşımı kullanılarak bulunmuştur. Elde edilen bu katsayı kullanılarak yüzeyden saçılan alanlar ifade edilmiştir. Alan ifadeleri FO yaklaşımında kullanılmış ve yüzeye ait saçılma integrali belirlenmiştir. Bu integralin asimptotik olarak değerlendirilmesi sonucunda yüzeyden yansıyan alanlar ile yüzeye ait diverjans katsayısı hesaplanmıştır. Neticede, çalışmada elde edilen sonuçlar nümerik olarak değerlendirilmiş ve yüzey empedansının saçılan alanlara etkileri incelenmiştir. Yapılan çalışmada zaman faktörü j te? alınmıştır.
In this study, quasi-optical scattering of finite source electromagnetic waves from a dielectric coated cylindrical surface is analysed with Physical Optics (PO) approach. A linear electrical current source is chosen as the finite source. Reflection coefficient of the cylindrical surface is derived by using Geometrical Theory of Diffraction (GTD). Then, with the help of this coefficient, fields scattered from the surface are obtained. These field expressions are used in PO approach and surface scattering integral is determined. Evaluating this integral asymptotically, fields reflected from the surface and surface divergence coefficient are calculated. Finally, results obtained in this study are evaluated numerically and effects of the surface impedance to scattered fields are analysed. The time factor is taken as j te? in this study.
Makale Özeti | Tam Metin PDF

7.
DİFERANSİYEL QUADRATURE ELEMAN METODU (DQEM) İLE YAPI ELEMANLARININ STATİK ANALİZİ
STATIC ANALYSIS OF STRUCTURAL ELEMENTS BY USING DIFFERENTIAL QUADRATURE ELEMENT METHOD (DQEM)
Zekeriya GİRGİN, Ersin DEMİR, Cem KOL
Sayfalar 195 - 200
Genelleştirilmiş Diferansiyel Quadrature Metodu (GDQM); fen ve mühendislik alanındaki diferansiyel denklemlerin direkt çözümü için geliştirilmiş alternatif bir metottur. Bu çalışmada ise, GDQM’nun yeni bir versiyonu olan DQEM tanıtılmış ve yapı elemanlarının statik analizine uygulanmıştır. Önceki çalışmalarda fiziksel sistem tek bir eleman olarak göz önüne alınıyordu. Bu metotla, incelenen sistem, sonlu elemanlar metodundaki gibi, elemanlara ayrılarak, sistemin incelenmesi sağlanmıştır. Metot daha önce geliştirilmiş olan GDQM’ nun sağladığı tüm avantajları kullanmakla birlikte programlama kolaylığı ve hesaplama süresinin kısalığı ile etkinlik sağlamaktadır. Metot detaylı olarak ele alınmış, verilen sayısal örneklerle elde edilen sonuçların, önceki çalışmalarla uyumlu olduğu gösterilmiştir.
The Generalized Differential Quadrature Method (GDQM) is an alternative method to direct solution of differential equations on the field of engineering and science. In this study, DQEM which is a new version of GDQM, is presented and applied to static analysis of mechanical elements. In the previous studies, the physical system is considered as a single element. In this method, analyzed system is divided into elements as in the Finite Element Method. The method has all of the advantages of GDQM and is an effective method with the easy programmability and short computational time. The method considered in details and with the given numerical examples, it is shown that the results are in good agreement with the pervious studies.
Makale Özeti | Tam Metin PDF

8.
İÇ BASINCA MARUZ BİR ALUMİNYUM DİSK’İN ELASTİK-PLASTİK VE ARTIK GERİLME ANALİZİ
ELASTIC-PLASTIC AND RESIDUAL STRESS ANALYSIS OF AN ALUMINUM DISC UNDER INTERNAL PRESSURES
Numan Behlül BEKTAŞ, Gürkan ALTAN, Emin ERGUN, Gülabi DEMİRDAL
Sayfalar 201 - 206
Bu makale, iç basınçlara maruz ince bir aliminyum diskte oluşan elastik- plastik gerilmelerin hesaplanması ile ilgilidir. Bu çalışmada, küçük plastik deformasyonlar için sınır şartlarını, elastik-plastik gerilmeri ve şekil değiştirmeleri sağlayan analitik bir çözüm öngörüldü. Von-Mises kriteri akma kriteri olarak kullanıldı ve malzeme plastik deformasyonda ideal plastik olarak kabul edildi. İç çaptan dış çapa kadar olan bölgede elastikplastik ve artık gerilmeler hesaplandı. Sonuçlar tablolar ve grafikler halinde verildi. Bütün radial gerilme bileşenleri, ?r, bası gerilmesidir ve bu gerilmeler disk’in iç çapında maksimum değerdedir. Bütün teğetsel gerilme bileşenleri, ??, çeki gerilmesidir ve bu gerilmeler plastik deformasyonun başladığı yerde maksimum değerdedir. Teğetsel artık gerilmeler radial artık gerilmelerinkinden çok çok büyüktür.
This paper deals with elastic-plastic stress analysis of a thin aluminum disc under internal pressures. An analytical solution is performed for satisfying elastic-plastic stress-strain relations and boundary conditions for small plastic deformations. The Von-Mises Criterion is used as a yield criterion, and elastic perfectly plastic material is assumed. Elastic-plastic and residual stress distributions are obtained from inner radius to outer radius, and they are presented in tables and figures. All radial stress components, ?r, are compressive, and they are highest at the inner radius. All tangential stress components, ??, are tensile, and they are highest where the plastic deformation begins. Magnitude of the tangential residual stresses is higher than those the radial residual stresses.
Makale Özeti | Tam Metin PDF

9.
ERBİYUM KATKILI FİBER YÜKSELTEÇLERDE ASE’NİN İNCELENMESİ
EXAMINING OF ASE AT THE ERBIUM DOPED FIBER AMPLIFIERS
H. Haldun GÖKTAŞ, Murat YÜCEL
Sayfalar 207 - 210
Bu çalışmada uzun mesafe sinyal iletiminde kullanılan Erbiyum Katkılı Fiber Yükselteçlerin (EDFA) en büyük gürültü nedeni olan kendiliğinden yükseltilmiş yayılmanın (ASE) sinyal kazancı üzerindeki etkileri incelenmiştir. Bu amaçla 1480 nm dalga boyunda pompalanmış, 1550 nm dalga boyundaki sinyalleri yükselten EDFA ASE’li ve ASE’siz olarak analiz edilmiştir. Yapılan analizde ASE’nin yükselteç kazancını sınırladığı ve aynı kazancı sağlamak için daha uzun mesafeli fibere ihtiyaç duyulduğu görülmüştür.
In this study, the effect of Amplified Spontaneous Emission (ASE) which is the main cause of noise in Erbium Doped-Fiber Amplifiers (EDFA) used in long distance signal transmission has been examined. For this purpose an EDFA pumped with a 1480nm pump source has been analysed to see the effect of ASE, by taking into account the noise and removing it from the simulation.
Makale Özeti | Tam Metin PDF

10.
ERZURUM ŞEHİR MERKEZİ BATI KESİMİ JEOTEKNİK HARİTASINDA KULLANILAN KRİTERLERİN İSTATİSTİKSEL ANALİZİ
STATISTICAL ANALYSIS OF THE CRITERIA USED IN PRODUCING GEOTECHNICAL MAP OF THE WESTHERN PART OF THE ERZURUM URBAN AREA
Necmi YARBAŞI, Azer KADİROV, M. Salih BAYRAKTUTAN
Sayfalar 211 - 219
Jeoteknik Haritalar, yerleşim yerleri gelişme planlarının hazırlanmasında, sanayi bölgeleri, toplu konut ve katı-atık depolama alanları için uygun yer seçiminde planlamacı ve mühendislerin ihtiyaçları olan temel verileri içeren en önemli bilgi kaynaklarıdır. Ülkemizde şehirlere hızlı nüfus akımı, çarpık yapılaşmaya sebep olmuş ve planlama bu hızın çok gerisinde kalmıştır. Doğu Anadolu'da yer kabuğunun tektonik özellikleri ve yerleşim yerlerinin çok büyük bir bölümünün aktif fay zonlarında, genç alüvyon zeminler üzerinde bulunması nedeniyle, çarpık yapılaşmanın doğal afetler sonucu yol açtığı hasar ve can kaybı beklenenden çok daha fazla olmaktadır. Erzurum kent alanı, Karasu Havzasının doğu ve güney kenarlarını oluşturan fay kuşaklarının kesişme noktası olan güneydoğu köşeye yakın olması nedeniyle tarihinde çok sayıda yıkıcı depremlere maruz kalmıştır. Aktif faylar, genç alüvyon zemin ve yeraltı suyu Erzurum şehir planlamasını olumsuz yönde etkileyen faktörlerdir. Bu çalışmada Erzurum şehir merkezi batı kesimi 5 farklı jeoteknik bölgeye ayrılmıştır. Jeoteknik Bölgelendirme haritasının; örnek dağılımı, jeoteknik parametreleri ve bölge sınırları istatistiksel yöntemlerle kontrol edilmiştir.
Geotechnical maps are considered as the most significant basic data sources, requested by urban planners and engineers, in selecting suitable sites for massive constructions industrial and land-fill areas, and in urban development planning. Rapid increase in urban population caused irregular and random constructions. Development planning in general, realized too slow with respect to very high rate of constructions.Tectonic features of the east Anatolia, location of most urban areas on alluvial soil in active fault zones and random construction are the main factors of increased life loss and destruction caused by natural disasters. Erzurum urban area has experienced many destructive earthquakes in history, due to its tectonic setting close to the southeastern combining point of eastern and southern marginal faults defining Karasu Basin. In this study the western segment of the Erzurum urban area has been seperated into five geotechnical unites. Distribution of sampling locations, geotechnical parameters and the boundries of zones are checked by statisticial analysis methods.
Makale Özeti | Tam Metin PDF

11.
FOTODİYODUN ANAHTARLAMA SÜRELERİNİN DARBELİ YÜKSEK IŞIK ŞİDDETLERİ İÇİN İNCELENMESİ
AN INVESTIGATION ON PHOTODIODE SWITCHING TIMES FOR PULSED HIGH RADIANT POWERS
Erdem ÖZÜTÜRK
Sayfalar 221 - 226
Uygulamada genellikle fotodiyodun üzerine düşen ışık darbeli şekilde değişmektedir. Bu durumda fotodiyot ile oluşturulmuş dedektör devresinden alınan ve ışık şiddetiyle doğru orantılı olan akım ya da gerilimin değişimi de darbeli olmaktadır.Işık darbelerinin genliğinin yüksek değerde olması durumunda fotodiyodun eşdeğer devresindeki bazı elemanların değerleri çarpan ışığın şiddetine bağlı olarak önemli değerlerde değişmektedir ve bu değişimler doğrusal olmamaktadır. Bu nedenle burada yapılan incelemede nonlineer fotodiyot modeli kullanılmıştır. Fotoiletken modunda çalışıldığında hız daha yüksek olduğundan yapılan incelemede fotoiletken devresi ele alınmaktadır. Bu çalışmada yüksek ışık değerleri için anahtarlama sürelerinin değişimi SPICE programı kullanılarak incelenmiş ve ışık darbelerinin genliğinin artışına bağlı olarak anahtarlama sürelerindeki değişim gösterilmiştir.
In many applications the light impinging on photodiode surface is pulsed. The change in parameter values in the equivalent circuit of photodiode is important if the amplitude of light pulses are large. In this situation, the change of parameter values with the amplitude of light pulse is nonlinear. Because of this, the nonlinear model of photodiode has been used in this search. By the reasons of photoconductive operation mode is a fast operation, the photoconductive circuit has been examined. In this study, according to the nonlinear behavior of photodiode at pulsed high radiant powers the changes of switching times have been investigated by using SPICE program and the changing of switching times with increasing radiant power has been showed.
Makale Özeti | Tam Metin PDF

12.
KANATLI ETLERİNİN MARİNASYON TEKNiĞİ İLE İŞLENMESİ
THE USE OF MARINATION TECHNIQUE IN POULTRY MEAT PROCESSING
Haluk ERGEZER, Ramazan GÖKÇE
Sayfalar 227 - 233
Taze tüketime sunulan kanatlı etlerinde et kalitesini, dayanıklılığını ve verimini arttırmak amacıyla uygulanan marinasyon, günümüzde oldukça yaygın bir et işleme tekniğidir. Daldırma, tamburlama ve enjeksiyon yöntemleriyle uygulanabilen bu teknikte temel ingredientler; tuz, fosfatlar, çeşni vericiler ve bazı aroma maddeleridir. Marinasyon öncesi et kompozisyonu, ete uygulanan elektriksel stimulasyon ve kullanılan ingredient bileşimi, son ürün kalitesi üzerinde önemli etkileri olan faktörlerdir.
Marination is the widespread meat processing technique to improve quality, stability and yield of the poultry meats that submitted to raw consumption in the present time. In marination technique, immersion, tumbling and different injection methods may be applied, and the main ingredients are salt, acidic or basic phosphates, seasonings and some aroma materials. The important factors on final product quality are the raw meat composition, the use of electrical stimulation and composition of ingredients.
Makale Özeti | Tam Metin PDF

13.
KARTEZYEN GEOMETRİDE FAZ DEĞİŞİMLİ VE FAZ DEĞİŞİMSİZ ISI TRANSFERİ PROBLEMLERİ
HEAT TRANSFER PROBLEMS WITH AND WITHOUT PHASE CHANGE IN CARTESIAN GEOMETRY
Hüseyin GÜNERHAN
Sayfalar 235 - 242
Bu çalışma, bir ortam içerisinde zamana bağlı faz değişimsiz ısı iletiminin olması durumunda eşsıcaklık eğrilerinin hareket hızı ile, aynı ortam içerisinde faz değişimi olması durumundaki eşsıcaklık eğrilerinin hızıarasında bir ilişkinin olduğu fikrine dayanmaktadır. Bu ilişki, malzemenin iki fazına ait fiziksel özeliklere bağlıdır. Faz değişimi olmayan ısı iletimi problemlerinin analitik çözümleri var olduğundan bu tür bir ilişkinin bilinmesi, faz değişimi olması halinde katı-sıvı ara yüzeyinin bulunmasına olanak sağlayacaktır. Bu fikirden hareketle, kartezyen geometride üç farklı sınır koşul için katılaşma problemi analitik ve sayısal yöntemler kullanılarak çözülmüş ve faz değişimsiz problemlere ait çözümlerin sonuçlarıyla çoklu regresyon analizleri yapılarak korelasyon katsayıları 0.98 ile 1.00 arasında değişen ilişkiler elde edilmiştir.
This study is to show that there is a relationship between temperature qradients of time dependent heat conduction problems with and without phase change in the same medium. The solidification problem is solved by using analytical and numerical methods for three different types of boundary conditions in cartesian geometry. The results are correlated with the results of problems without phase change. These results have been found to be correlated with multiple correlation coefficients ranging between 0.98 and 1.00, which is statistically significant.
Makale Özeti | Tam Metin PDF

14.
KASTAMONU-TAŞKÖPRÜ ORMAN FİDANLIĞINDA ÜRETİLEN 2+0 YAŞLI SARIÇAM (Pinus sylvestris L.) FİDANLARININ TSE NORMLARINA GÖRE DEĞERLENDİRİLMESİ
EVALUATION OF 2+0 AGED NURSERY OF THE SCOTCH PINE (Pinus sylvestrisL.) RAISED IN KASTAMONU-TASKOPRU FOREST NURSERY AS TO TSI QUALITY CLASSIFICATION
Nurcan DEMİRCİOĞLU, Sezgin AYAN, Birsel AVANOĞLU, Ahmet SIVACIOĞLU
Sayfalar 243 - 251
Bu çalışmada, Kastamonu-Taşköprü Orman Fidanlığında üretilen 2+0 yaşlı çıplak köklü sarıçam fidanlarıkullanılmıştır. Daday-Koldandere orijinli fidanların morfolojik karakterleri belirlenerek, TS 2265/Şubat 1988 Bu çalışmada, Kastamonu-Taşköprü Orman Fidanlığında üretilen 2+0 yaşlı çıplak köklü sarıçam fidanlarıkullanılmıştır. Daday-Koldandere orijinli fidanların morfolojik karakterleri belirlenerek, TS 2265/Şubat 1988 kalite sınıflamasına uygunluğu irdelenmiştir. Ayrıca, söz konusu sarıçam fidanlarının hem TSE ve hem de yeni oluşturulan kalite sınıflamasının hassasiyeti diskriminant analizleri ile denetlenmiştir. Çalışma sonucunda; üretilen 2+0 yaşlı sarıçam fidanlarının boyu 11.62 cm, kök boğazı çapı 2.93 mm, gürbüzlük indisi 40.14, katlılık 2.34, kuru kök % 30.65, kalite indeksinin 0.32 ortalama değerlerde olduğu tespit edilmiştir. TS kalite sınıflamasına göre; deneme materyali olarak kullanılan fidanların fidan boyu bakımından % 92.7’si, kök boğazı çapı bakımından % 98.7’si, fidan boyu-kök boğazı çapı bakımından % 91.4’ü, katlılık kriteri bakımından % 92,7’si I. kalite sınıfında yer almaktadır.
In this study; 2+0 aged, bare root, Daday-Koldandere origin of Scotch pine seedlings, produced at Kastamonu–Taşköprü forest nursery, were used. First the morphological characters of the seedlings were determined and the appropriateness to TS 2265/February 1988 were examined. Furthermore, the sensitiveness of quality classification both TSI and newly formed for the mentioned scotch pine seedlings were checked with discriminate analysis. In the conclusion, the average values of the seedling height, the root collar diameter, seedling height / root collar diameter ratio, stem dry weight / root dry weight ratio, dry root percent, quality index of 2+0 aged scotch pine seedlings were determined as 11.62 cm, 2.93 mm, 40.14, 2.34, 30.65 %, 0.32 respectively. In addition, 92.7 % of the seedlings as to the seedling height criterion, 98.7 % of the seedlings as to the root collar diameter criterion, 91.4 % of the seedlings as to the seedling height - root collar diameter criterion, 92.7 % of the seedlings as to the stem dry weight / root dry weight ratio criterion were included in first quality class in respect of TSI quality classification.
Makale Özeti | Tam Metin PDF

15.
UÇUCU KÜL ADSORPSİYONU İLE REAKTİF BOYA GİDERİMİ
REMOVAL OF REACTIVE DYE WITH FLY ASH ADSORPTION
Zeynep EREN, Filiz Nuran ACAR
Sayfalar 253 - 258
Uçucu külün sulu çözeltideki reaktif Chemactive D Black N’i adsorplama etkinliği adsorbent dozunun ve başlangıç boyar madde konsantrasyonunun bir fonksiyonu olarak incelenmiştir. Adsorpsiyon verilen Freundlich izotermine oranla Langmuir izotermine daha iyi uyum göstermiştir. Adsorpsiyon kapasitesi ortamın doğal başlangıç pH’inde (pH = 5.40) Q o = 6.75 mg/g’dır. Boyar madde giderim oranı 5, 10, 25, 50 ve 100 mg/L başlangıç boyar madde konsantrasyonlarında sırasıyla; % 100, % 98, % 98, % 82.5, % 66.31 olmuştur.
The efectiveness of fly ash in adsorbing Chemactive D Black N from aqueous solutions has been studied as a function adsorbent dosage and initial dye concentration. The Langmuir adsorption ishoterm were found more suitable than Freundlich isotherm. The adsorption capacity Q o was 6.75 mg/g at natural initial pH (pH = 5.40). The removal ratio of dye respectively founded % 100, % 98, % 98, % 82.5, % 66.31 at 5, 10, 25, 50 and 100 mg/L initial dye concentration.
Makale Özeti | Tam Metin PDF

16.
SANTRİFÜJ KOMPRESÖR ÇARKININ TASARIM DIŞI ÇALIŞMASI
OFF-DESIGN OPERATION OF IMPELLER OF THE CENTRIFUGAL COMPRESSOR
Saim KOÇAK
Sayfalar 259 - 265
Santrifüj kompresörü çarkının emme kenarı ve basınç kenarı boyutları ön tasarım ile bulundu. Blokaj faktörü ile emme kenarı boyutsuz kütle akış parametresi basınç kenarı bağıl Mach sayısına göre düzenlendi. Tasarım dışı hesaplara esas olacak basınç kenarı bağıl Mach sayısına bağlı denklem, emme kenarı boyutsuz kütle debisi parametresine eşit oluncaya kadar itere edilerek tasarım dışı çalışma şartı için basınç kenarı bağıl Mach sayısı bulundu. Basınç, sıcaklık ve yoğunluk oranlarına göre bulunan sonuçların teori ile uyum içinde olduğu görüldü.
Inducer and discharge dimensions of impellers of centrifugal compressor are determined as a preliminary design. Blockage factor and inducer dimensionless mass flow are exercised in relation with the relative Mach number. The equation which will be based o off-design calculation, related with the discharge relative Mach number are iterated until it will equal to inducer dimensionless mass flow rate. Then discharge relative Mach number for off-design works is obtained. The results calculated in accordance with pressure, temperature and density are seen to be similar with the theoretical parameters.
Makale Özeti | Tam Metin PDF

17.
SÜT VE ÜRÜNLERİNDE KOLESTEROL OKSİDASYON ÜRÜNLERİ
CHOLESTEROL OXIDATION PRODUCTS IN MILK AND MILK PRODUCTS
A. Kemal SEÇKİN, Mustafa METİN
Sayfalar 267 - 274
Kolesterol oksidasyon ürünleri (KOÜ); kolesterol içeren gıdaların işlenmesi sırasında, uygun olmayan ambalajlama ve depolama koşullarında, ısı ve ışık gibi faktörlerin etkisi ile oluşmaktadır. Bu maddeler mutajenik, kanseriyojenik, sitotoksik, anjiyotoksik, hücre zarlarını tahrip edici ve metabolizmada kolesterol biyosentezini yavaşlatıcı özelliklere sahiptir. Bu nedenle gıdalardaki KOÜ halk sağlığı için potansiyel bir risk taşımaktadır. Kolesterolce zengin olan süt ve süt ürünlerinde de uygun olmayan şartlarda işleme ve depolama sırasında KOÜ oluşmaktadır. Bu nedenle süt ürünlerinin işlenmesi sırasında KOÜ oluşmaması için önlemlerin alınması ve bu konuda standartların getirilmesi gerekmektedir.
Cholesterol oxidation products (COPs) are occurred by heat and light factors during processing, improper packaging and storage conditions. COPs are mutagenic, carcinogenity, cytotoxic, angiotoxic and damage to cell membrane and effect biosynthesis cholesterol in the metabolism . So, COPs have potential risk for public health. Also, in milk and milk products that have high cholesterol COPs can be also formed during processing and storage. Therefore it is necessary that measurements must be taken and standards must be in dairy about COPs.
Makale Özeti | Tam Metin PDF

18.
ÇİMENTO ENJEKSİYONLARINDA KULLANILAN KATKI MALZEMELERİNİN REOLOJİK ÖZELLİKLERE ETKİLERİNİN ARAŞTIRILMASI
INVESTIGATION OF EFFECTS TO THE RHEOLOGICAL PROPERTIES OF ADDITIVE MATERIALS WHICH ARE USED ON CEMENT ENJECTIONS
Özcan TAN, Ahmet Şahin ZAİMOĞLU
Sayfalar 275 - 281
Bu çalışmada farklı oranlardaki bentonit (B), uçucu kül (UK) ve silis dumanı (SD) ile birlikte hazırlanan enjeksiyon karışımlarının reolojik özellikleri araştırılmıştır. Deneyler için Taguchi Yöntemine göre 3 parametreli 4 seviyeli L16 deney tasarım tablosu seçilmiştir. Enjeksiyon karışımlarının hazırlanmasında, kullanılan katı ağırlığının % 0, % 0.5, % 1 ve % 3’ü oranlarında bentonit, % 10, % 20, % 30 ve % 40’ı oranlarında uçucu kül ve % 0, % 5, % 10 ve % 20’i oranlarında silis dumanı kullanılmıştır. Hazırlanan enjeksiyon karışımları için laboratuarda çökelme ve Marsh Hunisi deneyleri yapılmıştır. Deneyler su/katı (S/K) 1.25 için yapılmış olup deney sonuçları Taguchi Yöntemine göre ayrı ayrı değerlendirilmiştir. Yapılan değerlendirmeler sonucunda; Akma süresi ve çökelme miktarı üzerinde en etkili parametrenin silis dumanı olduğu belirlenmiştir. Enjeksiyon karışımlarının incelenen özellikleri için optimum karışım oranları Taguchi Yöntemi ile belirlenmiş ve bu oranlar için doğrulama deneyleri yapılmıştır.
In this study the rheological properties of the injection mixtures containing various proportions of bentonite (B), fly ash (UK) and silica fume (SD) were investigated. L16 orthogonal array with three parameters and four levels was selected using Taguchi Design of Experiment Method. In the preparation of the injection mixtures the percentages of bentonite, fly ash and silica fume (by weight of solid) used were 0 %, 0.5 %, 1 %, 3 %, 10 %, 20 %, 30 %, 40 %, and 0 %, 5 %, 10 %, 20 %, respectively. For the prepared injection mixtures the sedimentation and Marsh funnel experiments were performed. The experiments were carried out water to solid ratios (W/S) of 1.25 and the experimental results were evaluated separately using Taguchi method. As a result of the evaluations; the most effective parameter on the flowing time (viscosity) and the amount of sedimentation was determined as the silica fume. For the investigated properties of the injection mixtures the optimum mixing ratios were determined with the Taguchi method and for these ratios the confirmation experiments were performed.
Makale Özeti | Tam Metin PDF

19.
KARE KESİTLİ HELİSEL KANALDA TÜRBÜLANSLI AKIŞTA BASINÇ DÜŞÜŞÜNÜN DENEYSEL VE NÜMERİK ANALİZİ
THE EXPERIMENTAL AND NUMERICAL ANALYSIS OF TURBULENT FLOW PRESSURE DROP OF HELICAL SQUARE DUCT
Okyar KAYA
Sayfalar 283 - 289
Bu çalışmada 8 x 8 mm kare kesitli, 12 mm hatveli helisel kanalda basınç düşüşü deneysel olarak tespit edilerek benzer sınır şartlarında bilgisayarda nümerik çözüm yapılmıştır. Nümerik çözüm FLUENT ® programı ile SIMPLE çözüm algoritması, PRESTO basınç-hız enterpolasyon yöntemi, RNG k-? türbülans modeli ve Gauss Siedel iterasyon metodu kullanılarak yapılmıştır. Nümerik ve deneysel veriler arasında en fazla % 5 gibi bir fark vardır. Deneysel ve nümerik sonuçlar literatürde yayınlanmış çözümler ile karşılaştırılarak valide edilmiştir.
In this study, the pressure drop of helical square duct which has 8x8 mm dimension, a pitch of b =12 mm was investigated both experimentally and numerically with the similar experimental boundary conditions. SIMPLE algorithm, PRESTO pressure-velocity interpolation option, RNG k-? turbulent model and Gauss Siedel iteration method were used in numerical computations which were done by FLUENT® programme. As a result it was understood that the maximum difference between numerical and experimental data is about 5 %. The experimental and numerical results were compared and validated with the results in the literature.
Makale Özeti | Tam Metin PDF