. 2017; 45(8): 731-738 | DOI: 10.5543/tkda.2017.63846  

Tanı konmamış veya yeterli tedavi almayan ailevi hiperkolestrolemili hastaların bir üçüncü basamak sağlık merkezi laboratuvar kayıtlarından tespit edilmesi

Cem Haymana1, Hamza Berlik2, Yalçın Güneş2, Orhan Enes Tunçez2, Cihat Aytekin2, Zafer Tapıkara2, Hüseyin Güzel2, Özlem Öztürk3, Cem Barçın4, Taner Özgürtaş3, Ömer Azal1, Alper Sönmez1
1Gülhane Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Kliniği, Ankara
2Sağlık Bilimleri Üniversitesi, Gülhane Tıp Fakültesi, Ankara
3Gülhane Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Biyokimya Kliniği, Ankara
4Gülhane Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Kardiyoloji Kliniği, Ankara

Amaç: Ailevi hiperkolestrolemi (AH), düşük yoğunluklu lipoprotein kolesterol (LDL-K) yüksekliği ve erken koroner kalp hastalığı ile birlikte seyreden ve genellikle tanı konmayan veya yeterli tedavi almayan hayatı tehdit edici genetik bir hastalıktır. Bu çalışmada, biyokimya laboratuvar kayıtlarına dayanarak, tanı konmamış veya yeterli tedavi almayan AH’li hastaların demografik özelliklerinin, farkındalıklarının ve tedaviye uyumlarının araştırılması amaçlandı.
Yöntemler: Laboratuvar kayıtları kullanılarak yapılan 16 aylık geriye dönük çalışma sonucunda LDL-K değeri >250 mg/dL olan hastalar tespit edildi (n=395). On sekiz yaşından genç veya ikincil dislipidemisi olan hastalar çalışma dışında bırakıldı (n=98). Sonuçta, 297 hasta telefonla arandı ve demografik özellikleri, dislipidemi farkındalıkları ve tedaviye uyumları hakkında sorular yöneltildi.
Bulgular: Çalışmaya katılmayı kabul eden toplam 147 hasta (ort. yaş 51.7±16.6 yıl, %59.2 kadın) ile görüşme yapıldı. Ortalama LDL-K düzeyleri 292.8±49.9 mg/dL bulundu. “Dutch Lipid Clinic Network” kriterlerine göre kesin, muhtemel ve olası AH’li hastaların oranları sırasıyla %18.4, %66.0 ve %15.6 olarak tespit edildi. Hastaların büyük bir kısmı (%93.9) yüksek LDL-K düzeylerine sahip olduklarının farkında olmalarına rağmen yalnızca yarısı (n=75, %51.0) tedavi almaktaydı. Görüşme yapılan hastaların %21’i (n=31) hiç tedavi almamış ve %28’i (n=41) ise lipid düşürücü ilaç kullanmayı bırakmıştı.
Sonuç: Bu pilot çalışma, çok yüksek LDL-K düzeylerine sahip olmalarına rağmen önemli oranda AH’li hastanın statin tedavisi almadığını ya da tedaviyi bıraktığını göstermektedir. Hastane kayıtlarından tespit edilen AH’li hastaların telefonla aranması ile yapılan bu çalışmanın ulusal düzeyde yaygınlaştırılması bu yüksek riskli hastalara ulaşılmasında ve bu hastaların yönetiminde yardımcı olabilir.

Anahtar Kelimeler: Ailevi hiperkolestrolemi, laboratuvar kayıtları; telefon görüşmesi.


Identifying undiagnosed or undertreated patients with familial hypercholesterolemia from the laboratory records of a tertiary medical center

Cem Haymana1, Hamza Berlik2, Yalçın Güneş2, Orhan Enes Tunçez2, Cihat Aytekin2, Zafer Tapıkara2, Hüseyin Güzel2, Özlem Öztürk3, Cem Barçın4, Taner Özgürtaş3, Ömer Azal1, Alper Sönmez1
1Department of Endocrinology and Metabolism, Gülhane Training and Research Hospital, Ankara, Turkey
2Health Sciences University, Gülhane Faculty of Medicine, Ankara, Turkey
3Department of Biochemistry, Gülhane Training and Research Hospital, Ankara, Turkey
4Department of Cardiology, Gülhane Training and Research Hospital, Ankara, Turkey

Objective: Familial hypercholesterolemia (FH) is a life-threatening genetic disease associated with elevated low-density lipoprotein cholesterol (LDL-C) and premature coronary heart disease that is undiagnosed and undertreated around the world. This study aimed to examine the demographic characteristics, awareness, and treatment adherence of undiagnosed or undertreated FH patients based on laboratory records.
Methods: In a 16-month retrospective survey using laboratory records, patients with elevated LDL-C (>250 mg/dL) were identified (n=395). Patients younger than 18 years of age or with secondary causes of dyslipidemia were excluded (n=98). In all, 297 patients were called and asked to participate in a phone interview regarding their demographic characteristics, awareness of dyslipidemia, and treatment adherence.
Results: A total of 147 patients (mean age: 51.7±16.6 years; 59.2% female) completed the interview. The mean LDL-C level of the patients was 292.8±49.9 mg/dL. According to the Dutch Lipid Clinic Network criteria, 18.4% of the patients had definite FH, 66.0% had probable FH, and 15.6% had possible FH. Although the majority of the patients (93.9%) were aware of their high LDL-C level, only about half of them (n=75; 51.0%) were in treatment. Of all the patients who were interviewed, 21% (n=31) had never taken medication to lower their LDL-C, and 28% (n=41) had stopped taking a lipid-lowering drug.
Conclusion: This pilot study revealed that a significant number of FH patients were not taking statins despite having a very high LDL-C level. Nationwide detection of likely FH patients using hospital records and interviewing them via a phone survey may help to better understand and manage these high-risk patients.

Keywords: Familial hypercholesterolemia, laboratory records; telephone interview.


Cem Haymana, Hamza Berlik, Yalçın Güneş, Orhan Enes Tunçez, Cihat Aytekin, Zafer Tapıkara, Hüseyin Güzel, Özlem Öztürk, Cem Barçın, Taner Özgürtaş, Ömer Azal, Alper Sönmez. Identifying undiagnosed or undertreated patients with familial hypercholesterolemia from the laboratory records of a tertiary medical center. . 2017; 45(8): 731-738

Sorumlu Yazar: Cem Haymana, Türkiye


ARAÇLAR
Tam Metin PDF
Yazdır
Alıntıyı İndir
RIS
EndNote
BibTex
Medlars
Procite
Reference Manager
E-Postala
Paylaş
Yazara e-posta gönder

Benzer makaleler
Google Scholar