. 2017; 45(8): 690-701 | DOI: 10.5543/tkda.2017.03152  

Biküspit aort kapak fenotiplerinin ve ilişkili patolojilerin değerlendirilmesi: Bir transözofajiyal ekokardiyografi çalışması

Selcen Yakar Tülüce1, Kamil Tülüce2, Ersin Çağrı Şimşek1, Özgen Şafak1, Mehmet Şefa Ökten3, Zeynep Yapan Emren2, Sadık Volkan Emren1, Uğur Kocabaş1, Serdar Bayata1, Cem Nazlı1
1Katip Çelebi Üniversitesi Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Kardiyoloji Kliniği, İzmir
2Tepecik Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Kardiyoloji Kliniği, İzmir
3Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi, Kardiyoloji Kliniği, İzmir

Amaç: Farklı biküspit aort kapak (BAK) fenotiplerinin dağılımını, kapak patolojilerini ve aortopati fenotiplerininin dağılımını iki boyutlu (2B) transtorasik, 2B transözofajiyal ekokardiyografi (TÖE) ve 3B TÖE kullanarak araştırdık ve de bu incelemelerin BAK fenotiplendirmesinde kullanım yerini değerlendirdik.
Yöntemler: BAK’lı 154 hasta çalışmaya alındı. Beş BAK fenotipi saptandı. Kapak patolojilerini daha iyi tanımlamak için ikili BAK sınıflandırması şu şekilde kullanıldı: Ön-arka komissür çizgisinin olduğu BAK-ÖA ve sağ-sol komissür çizgisinin olduğu BAV-SS. Aortopati fenotipleri tutulum olan kısımlara göre sınıflandırıldı.
Bulgular: Hastaların %53.2’sinde tip 1, %16.2’sinde tip 2, %15.6’sında tip 3, %1.3’ünde tip 4 ve %13.6’sında tip 5 BAK alt tipi saptandı. BAK-ÖA ve BAK-SS’nin prevalansı sırasıyla %68.2 ve %31.8 idi. BAK-ÖA ve BAK-SS, kapak patolojileri açısından karşılaştırıldığında aort yetersizliği açısından fark yokken (p=0.9), BAK-SS grubunda daralmış bir kapak bulundurma eğilimi daha yüksekti (p=0.003). Sinüsler düzeyinde endekslenmiş aort çapı BAK-ÖA’da BAK-SS’ye göre daha genişti (p=0.008). Kök ve tübüler bölümün genişlediği hastalarda BAK-ÖA saptanma sıklığı BAK-SS saptanma sıklığına göre daha yüksekti (%85’e karşı %15). BAK popülasyonumuzda kök fenotipi (%3.2) belirgin olarak azdı. 2B TÖE hastaların %90.1’inde BAK fenotipini belirleyebildi ve 3B görüntülemeye olguların %9.9’unda ihtiyaç duyuldu.
Sonuç: BAK’lı hastalarda kapak ve aortopati fenotiplerinin sıklığında ırksal değişiklikler olabilir. BAK fenotipleri aort darlığı ve aortopati açısından farklılıklar göstermektedir. BAK fenotipini belirlemede TTE’nin düşük yararına karşın TÖE iyi bir tanısal fayda sağlayabilir.

Anahtar Kelimeler: Aortopati, biküspit aort kapağı; transözofajiyal ekokardiyografi.


Assessment of bicuspid aortic valve phenotypes and associated pathologies: A transesophageal echocardiographic study

Selcen Yakar Tülüce1, Kamil Tülüce2, Ersin Çağrı Şimşek1, Özgen Şafak1, Mehmet Şefa Ökten3, Zeynep Yapan Emren2, Sadık Volkan Emren1, Uğur Kocabaş1, Serdar Bayata1, Cem Nazlı1
1Department of Cardiology, İzmir Katip Çelebi University Atatürk Training and Research Hospital, İzmir, Turkey
2Department of Cardiology, Tepecik Training and Research Hospital, İzmir, Turkey
3Department of Cardiology, Ege University Faculty of Medicine, İzmir, Turkey

Objective: We investigated the frequency of different bicuspid aortic valve disease (BAV) phenotypes,the associated valvular pathologies, and the aortopathy phenotypes, using 2-dimensional (2D) transthoracic, 2D transesophageal echocardiography (TEE) and 3-dimensional (3D) TEE.
Methods: A total of 154 patients with BAV were included. Five BAV phenotypes were detected. To better define valvular pathologies, binary classifications of BAV were used: BAV with antero-posterior commisural line (BAV-AP) and right-left commissural line (BAV-RL). Aortopathy phenotype was classified according to the involved tract(s).
Results: Of the patients, 53.2% had type 1, 16.2% type 2, 15.6% type 3, 1.3% type 4, and 13.6% had type 5 BAV. The prevalence of BAV-AP and BAV-RL was 68.2% and 31.8%, respectively. No difference was detected with respect to aortic regurgitation between BAV-AP and BAV-RL (p=0.9), but the BAV-RL group had an increased propensity to have a stenotic aortic valve (p=0.003). The indexed aortic diameter was larger in BAV-AP cases than BAV-RL at the sinus of Valsalva (p=0.008). In patients with dilatation of the root and tubular portion, a predominance of BAV-AP versus BAV-RL was observed (85% vs 15%). A markedly low prevalence of the root phenotype (3.2%) was observed. In 90.1% of the patients, 2D TEE was sufficient to classify BAV phenotypes; further 3D imaging was needed in 9.9% of the cases.
Conclusion: There may be racial differences in the frequency of valvular and aortopathy phenotypes in patients with BAV. BAV phenotypes differ with respect to aortic stenosis and aortopathy phenotypes. TEE may have good diagnostic utility in differentiating BAV phenotypes.

Keywords: Aortopathy, bicuspid aortic valve; transesophageal echocardiography.


Selcen Yakar Tülüce, Kamil Tülüce, Ersin Çağrı Şimşek, Özgen Şafak, Mehmet Şefa Ökten, Zeynep Yapan Emren, Sadık Volkan Emren, Uğur Kocabaş, Serdar Bayata, Cem Nazlı. Assessment of bicuspid aortic valve phenotypes and associated pathologies: A transesophageal echocardiographic study. . 2017; 45(8): 690-701

Sorumlu Yazar: Selcen Yakar Tülüce, Türkiye


ARAÇLAR
Tam Metin PDF
Yazdır
Alıntıyı İndir
RIS
EndNote
BibTex
Medlars
Procite
Reference Manager
E-Postala
Paylaş
Yazara e-posta gönder

Benzer makaleler
Google Scholar