Cilt: 40  Sayı: 3 - 2023
Özetleri Gizle | << Geri
ARAŞTIRMA MAKALESI
1.
Akut Lösemili Çocuklarda Febril Nötropeni Etiyolojisi ile Ciddi Komplikasyon ve Mortalite Üzerine Etkili Faktörler
Etiology and Factors Affecting Severe Complications and Mortality of Febrile Neutropenia in Children with Acute Leukemia
Irem Ceren Erbaş, Ayşe Çakıl Güzin, Şilem Özdem Alataş, Hatice Karaoğlu Asrak, Ilknur Akansu, Şefika Akyol, Canan Özlü, Özlem Tüfekçi, Sebnem Yılmaz, Hale Ören, Nurşen Belet
doi: 10.4274/tjh.galenos.2023.2023.0185  Sayfalar 143 - 153
Amaç: Febril nötropeni (FN), malignitesi olan hastalarda morbidite ve mortaliteye neden olan en önemli komplikasyonlardan biridir. Akut lösemili çocuklarda FN etiyolojisini, epidemiyolojik dağılımını ve yıllar içindeki değişimini, klinik seyrini ve sonuçlarını araştırmayı amaçladık.
Gereç ve Yöntem: Ocak 2010 ile Aralık 2020 arasında FN’li çocuk hastaların demografik verilerini, klinik özelliklerini, laboratuvar sonuçlarını, ciddi komplikasyonlarını ve ölüm oranlarını retrospektif olarak inceledik.
Bulgular: Yüz elli üç hastada toplam 450 FN epizodu (FNE) meydana geldi. Bu hastaların 84’ü (%54,9) erkekti, hastaların ortanca yaşı 6,5 (3-12,2) yıldı ve 127 hastaya (%83) akut lenfoblastik lösemi tanısı kondu. Ateş odağı hastaların yaklaşık yarısında vardı ve hastaların %38,7’sinde etiyolojik bir mikroorganizma saptandı. En sık görülen ateş odağı kan dolaşımı enfeksiyonuydu (n=74, %16,5). Etiyolojik olarak epizotların %22,7’sinde (n=102) bakteriyel enfeksiyon, %13,3’ünde (n=60) viral enfeksiyon ve %5,8'inde (n=26) mantar enfeksiyonları saptandı. Toplam 112 bakterinin 26’sı (%23,2) antibiyotiğe dirençliydi. Ciddi komplikasyon oranı %7,8 (n=35) ve mortalite oranı %2 (n=9) idi. Lojistik regresyon analizinde refrakter/relaps maligniteler ve ilk başvuruda yüksek C-reaktif protein (CRP) mortalite için en önemli bağımsız risk faktörleri olarak bulundu. Kemoterapi sonrası uzamış nötropeni, akut myeloid lösemi tanısı, ateş odağı veya etiyolojik ajanların saptanması, invaziv mantar enfeksiyonları, polimikrobiyal enfeksiyonlar ve intravenöz immünoglobulin tedavisi ciddi komplikasyon sıklığını artırdı.
Sonuç: Son 10 yılda merkezimizde dirençli bakterilerin epidemiyolojik dağılımında veya sıklığında önceki yıllara göre anlamlı bir değişiklik olmadığını saptadık. Uzamış ateş süresi, refrakter/relaps maligniteler, ateş odağının varlığı ve yüksek CRP düzeyi kötü klinik seyir ve sonuçlar için önemli risk faktörleriydi.
Objective: Febrile neutropenia (FN) is an important complication that causes high rates of morbidity and mortality in patients with malignancies. We aimed to investigate the etiology, epidemiological distribution and its change over the years, clinical courses, and outcomes of FN in children with acute leukemia.
Materials and Methods: We retrospectively analyzed the demographic data, clinical characteristics, laboratory results, severe complications, and mortality rates of pediatric patients with FN between January 2010 and December 2020.
Results: In 153 patients, a total of 450 FN episodes (FNEs) occurred. Eighty-four (54.9%) of these patients were male, the median age of the patients was 6.5 (range: 3-12.2) years, and 127 patients (83%) were diagnosed with acute lymphoblastic leukemia. Fever with a focus was found in approximately half of the patients, and an etiology was identified for 38.7% of the patients. The most common fever focus was bloodstream infection (n=74, 16.5%). Etiologically, a bacterial infection was identified in 22.7% (n=102), a viral infection in 13.3% (n=60), and a fungal infection in 5.8% (n=26) of the episodes. Twentysix (23.2%) of a total of 112 bacteria were multidrug resistant (MDR) The rate of severe complications was 7.8% (n=35) and the mortality rate was 2% (n=9). In logistic regression analysis, refractory/relapsed malignancies and high C-reactive protein (CRP) at first admission were found to be the most important independent risk factors for mortality. Prolonged neutropenia after chemotherapy, diagnosis of acute myeloid leukemia, identification of fever focus or etiological agents, invasive fungal infections, polymicrobial infections, and need for intravenous immunoglobulin treatment increased the frequency of severe complications.
Conclusion: We found that there was no significant change in the epidemiological distribution or frequency of resistant bacteria in our center in the last 10 years compared to previous years. Prolonged duration of fever, relapsed/refractory malignancies, presence of fever focus, and high CRP level were significant risk factors for poor clinical course and outcome.
Makale Özeti | Tam Metin PDF

2.
Circ_0001946 PDL1'in Düzenlenmesini Artırarak Akut Myeloid Lösemi Gelişimini Teşvik Eder
Circ_0001946 Promotes the Development of Acute Myeloid Leukemia by Upregulating PDL1
Guohui Li, Conghui Zhu, Dan Qiao, Renan Chen
doi: 10.4274/tjh.galenos.2023.2022.0484  Sayfalar 154 - 161
Amaç: Circ_0001946 onkojenik bir faktör olarak tanımlanmıştır ve bu çalışmanın amacı circ_0001946’nın akut myeloid lösemideki (AML) ayrıntılı rollerini ve varsayılan hedeflerini araştırmaktır.
Gereç ve Yöntem: AML doku ve hücrelerinde circ_0001946 düzeyleri incelenmiştir. Ayrıca, circ_0001946’nın AML’deki düzenleyici işlevleri araştırılmıştır. Circ_0001946 ekspresyonu AML örneklerinde ve eşleşen bir para-karsinom kontrolünde, ayrıca AML hücre hatlarında ve bir insan kemik iliği stromal hücre hattında ters transkripsiyonkantitatif polimeraz zincir reaksiyonu kullanılarak değerlendirilmiştir. Hücre proliferasyonu CCK-8 kiti kullanılarak incelenmiş ve migrasyon/ invazyon trans kuyu göç analizi ile ölçülmüştür. Ayrıca, ilişkili moleküller arasındaki etkileşimler RNA çekme analizi yapılarak değerlendirilmiş ve ilgili genin mRNA stabilitesi mRNA stabilite yöntemi ile incelenmiştir.
Bulgular: Verilerimiz circ_0001946’nın AML örneklerinde/ hücrelerinde düzenlenmesinde artış olduğunu göstermiştir. Ek olarak, circ_0001946’nın aşırı ifadesi AML hücrelerinin proliferasyonunu, göçünü ve invazyonunu sağlarken bunun tersi olarak, bu biyolojik süreçler circ_0001946’nın susturulması ile baskılanmıştır. Ayrıca, PDL1 AML’de circ_0001946’nın potansiyel bir aşağı akış molekülüdür ve stabilitesi circ_0001946 tarafından geliştirilmiştir. PDL1 ifadesi AML örneklerinde artmış ve circ_0001946 ifadesi ile pozitif korelasyon göstermiştir. Ayrıca, oe-circ_0001946 tarafından indüklenen AML hücrelerindeki biyolojik davranış değişiklikleri sh-PDL1 ile ortadan kaldırılmış ve sh-circ_0001946'nın etkileri sh-PDL1 ile tedavi edilerek artırılmıştır.
Sonuç: Birlikte ele alındığında, bu veriler AML’de circ_0001946 seviyelerinin yükseldiğini ve circ_0001946’nın AML hücrelerinin büyümesini destekleyebileceğini göstermektedir. Ayrıca PDL1, AML’de circ_0001946'nın yeni bir aşağı akış molekülüdür. Circ_0001946/PDL1 sinyali AML’de tümör ilerlemesinde önemli roller oynayabilir ve AML hastaları için hedefe yönelik tedavilerde yeni bir aday olabilir.
Objective: Circ_0001946 has been identified as an oncogenic factor, and the aim of this study was to explore the detailed roles and putative targets of circ_0001946 in acute myeloid leukemia (AML).
Materials and Methods: Levels of circ_0001946 were examined in AML tissues and cells. Furthermore, the regulatory functions of circ_0001946 in AML were explored. The expression of circ_0001946 was evaluated in AML samples and a matched para-carcinoma control, as well as in AML cell lines and a human bone marrow stromal cell line using reverse transcription-quantitative polymerase chain reaction. Cell proliferation was examined using a CCK-8 kit, and migration/ invasion was measured by transwell assay. Furthermore, interactions between associated molecules were assessed using RNA pulldown, and the mRNA stability of the relevant gene was examined by mRNA stability assay.
Results: Our data indicated that circ_0001946 was upregulated in AML specimens/cells. Additionally, overexpression of circ_0001946 promoted the proliferation, migration, and invasion of AML cells and, vice versa, these biological processes were suppressed by knockdown of circ_0001946. Furthermore, PDL1 is a potential downstream molecule of circ_0001946 in AML and its stability was improved by circ_0001946. The expression of PDL1 was increased in AML specimens and positively correlated with circ_0001946 expression. Moreover, biological behavioral alterations in AML cells induced by oe-circ_0001946 were abrogated by sh-PDL1 and the effects of sh-circ_0001946 were enhanced by treatment with sh-PDL1.
Conclusion: Taken together, these data suggest that levels of circ_0001946 are elevated in AML and that circ_0001946 could promote the growth of AML cells. Furthermore, PDL1 is a novel downstream molecule of circ_0001946 in AML. Circ_0001946/PDL1 signaling may play crucial roles in tumor progression in AML and could be a novel candidate for targeted treatments for AML patients.
Makale Özeti | Tam Metin PDF

3.
Diffüz Büyük B-Hücreli Lenfomada Germinal Merkez Fenotipinin Belirlenmesinde GCET1, HGAL (GCET2) ve LMO2’nin Değeri
Value of GCET1, HGAL (GCET2), and LMO2 in the Determination of Germinal Center Phenotype in Diffuse Large B-cell Lymphoma
Neslihan Berker, Yasemin Özlük, Gulcin Yegen, İbrahim Öner Doğan
doi: 10.4274/tjh.galenos.2023.2023.0110  Sayfalar 162 - 173
Amaç: Diffüz büyük B-hücreli lenfoma (DBBHL), germinal merkez B (GMB) hücre ve non-GMB hücre olmak üzere prognostik olarak farklı alt grupları olan biyolojik olarak heterojen bir hastalıktır. CD10, BCL6 ve MUM1 ekspresyonuna göre yapılan Hans algoritması ile GMB olgularının bazıları yanlış sınıflandırılmaktadır. Çalışmamızda, immünohistokimyasal olarak GMB hücre belirteçleri olan GCET1, HGAL ve LMO2’nin folikül merkez hücre fenotipini ne derecede yansıttığını, DBBHL’de GMB hücre fenotipini belirlemedeki rolünü ve Hans algoritmasına katkısını araştırmaktayız.
Gereç ve Yöntem: Altmış beş adet DBBHL-NOS, 40 adet foliküler lenfoma (FL) ve 19 adet non-GM kökenli lenfoma olgusu çalışmaya alındı. DBBHL olguları CD10+ (Grup A), sadece MUM1+ (Grup B) ve kalanlar ara grup (Grup C) olarak gruplandı. GCET1, HGAL ve LMO2 ekspresyonları değerlendirildi.
Bulgular: FL grubunda, GCET1, HGAL ve LMO2 sırasıyla %85, %77,5, %100 olguda pozitif saptandı. Küçük lenfositik lenfoma, plazmablastik lenfoma, periferik T-hücreli lenfoma ve anaplastik büyük hücreli lenfoma olgularında 3 antikor da negatifti. Marjinal zon lenfoma (MZL) ve mantle hücreli lenfoma (MHL) olgularında GCET1 ve HGAL negatifken; LMO2, 2 MZL ve 2 MHL’de pozitif bulundu. DBBHL olgularında, Grup A’da GCET1, HGAL and LMO2 pozitif olgu sayısı sırasıyla 18 (%90), 17 (%85), 20 (%100) iken, Grup B’de sırasıyla 0 (%0), 2 (%13,3), 2 (%13,3) idi (p<0,001). Bu oranlar göz önüne alınarak ara gruptaki olgular değerlendirildiğinde, Hans algoritmasına göre non-GMB olarak tiplendirilen 13 olgunun GMB fenotipli olabileceği sonucuna varıldı.
Sonuç: GCET1, HGAL ve LMO2, GMB fenotipini belirlemede duyarlı belirteçler olup, DBBHL’lerin (özellikle CD10 negatif olguların) doğru tiplendirilmesine katkı sağladıkları düşünülmüştür.
Objective: Diffuse large B-cell lymphoma (DLBCL) is a biologically heterogeneous disease that is classified into germinal center B-cell (GCB) and non-GCB subtypes, which are prognostically different. The Hans algorithm is the most widely used tool based on CD10, BCL6, and MUM1 expression, but some cases with the non-GCB phenotype are still known to be misclassified. In this study, we investigate the extent to which GCET1, HGAL, and LMO2 protein expressions reflect GCB phenotype together with their roles in determining the GCB phenotype of DLBCL and their contributions to the performance of the Hans algorithm.
Materials and Methods: Sixty-five cases of DLBCL-not otherwise specified, 40 cases of follicular lymphoma (FL), and 19 non-GC-derived lymphoma cases were included in this study. The DLBCL cases were grouped as CD10+ (Group A) or only MUM1+ (Group B), and the remaining cases constituted the intermediate group (Group C). GCET1, HGAL, and LMO2 expressions were evaluated.
Results: In the FL group, GCET1, HGAL, and LMO2 were positive in 85%, 77.5%, and 100% of the cases, respectively. Among the non-GCderived lymphoma cases, all three markers were negative in cases of small lymphocytic lymphoma, plasmablastic lymphoma, peripheral T-cell lymphoma, and anaplastic large cell lymphoma. GCET1 and HGAL were negative in cases of marginal zone lymphoma (MZL) and mantle cell lymphoma (MCL). Two of the 3 MZL and 2 of the 4 MCL cases were positive for LMO2. In the DLBCL group, the number of cases with GCET1, HGAL, and LMO2 positivity was 18 (90%), 17 (85%), and 20 (100%), respectively, in Group A and 0 (0%), 2 (13.3%), and 2 (13.3%), respectively, in Group B. Considering these rates, when the cases in the intermediate group were evaluated, it was concluded that 13 cases typed as non-GCB according to the Hans algorithm may have the GCB phenotype.
Conclusion: GCET1, HGAL, and LMO2 are highly sensitive markers for determining the germinal center cell phenotype and can increase the accuracy of the subclassification of DLBCL cases, especially for cases that are negative for CD10.
Makale Özeti | Tam Metin PDF

4.
Philadelphia-Negatif Kronik Myeloproliferatif Neoplazide JAK2V617F Allel Yükünün Klinik Önemi
Clinical Impact of JAK2V617F Allele Burden in Philadelphia-Negative Myeloproliferative Neoplasms
İpek Yonal Hindilerden, Ezgi Şahin, Fehmi Hindilerden, Aynur Dağlar Aday, Meliha Nalçacı
doi: 10.4274/tjh.galenos.2023.2023.0169  Sayfalar 174 - 182
Amaç: Philadelphia-negatif myeloproliferatif neoplazilerde (Ph-negatif MPN) JAK2V617F allel yükünün klinik seyir üzerine etkisi net değildir. Uzun takip süresi olan bu çalışmada, Ph-negatif MPN’de JAK2V617F allel yükünün rölatif olarak büyük hasta serisi üzerindeki klinik etkisinin araştırılması amaçlanmıştır.
Gereç ve Yöntem: İki yüz yirmi sekiz Ph-negatif MPN tanılı olguda -118 esansiyel trombositemi (ET), 84 primer myelofibroz (PMF) ve 26 polisitemia vera (PV)- JAK2V617F allel yükü analiz edilmiştir. Genomik DNA’da JAK2V617F allel yükünün kantitatif ölçümü için “JAK2 MutaScreen assay” kullanılmıştır.
Bulgular: PV olgularında yüksek JAK2V617F allel yükü kötü sağkalıma eğilim yaratmıştır. ET’de yüksek JAK2V617F allel yükü, düşük hemoglobin ve hematokrit seviyeleri, yüksek laktat dehidrojenaz (LDH) düzeyi, dalak boyutunda artış, kanama ve ölüm sıklığında artışla ilişkili bulunmuştur. PMF tanılı olgularda yüksek JAK2V617F allel yükü, yüksek lökosit değeri ve dalak boyutunda artışla ilişkilidir. Tüm Ph-negatif MPN grubunda yüksek JAK2V617F allel yükü, yüksek lökosit değeri, düşük trombosit değeri, yüksek LDH düzeyi, dalak boyutunda artış, artmış kanama sıklığı, yüksek ölüm oranı ve kötü sağkalım ile ilişkili bulunmuştur.
Sonuç: Bu çalışmaya göre yüksek JAK2V617F allel yükünün PV ve ET tanılı olgularda kötü seyirle ilişkili olduğu ve PMF tanılı olgularda daha belirgin bir myeloproliferatif fenotiple ilişkili olduğu söylenebilir. Bunun yanında tüm Ph-negatif MPN grubunda, yüksek allel yükü daha agresif fenotiple ilişkili bulunmuştur. Uzun takip süreli bu çalışma, JAK2V617F allel yükünün Ph-negatif MPN tanılı olgularda klinik fenotipi öngörmek için kullanılabilecek bir belirteç olabileceğini desteklemektedir.
Objective: The impact of JAK2V617F allele burden on clinical course in Philadelphia-negative (Ph-negative) myeloproliferative neoplasms (MPNs) is not clear. We analyzed the clinical impact of JAK2V617F allele burden in a relatively large series of patients with Ph-negative MPNs and long-term follow-up.
Materials and Methods: A total of 228 patients with Ph-negative MPNs, including 118 with essential thrombocythemia (ET), 84 with primary myelofibrosis (PMF), and 26 with polycythemia vera (PV), were analyzed. The JAK2 MutaScreen assay was used to quantify JAK2V617F allele burden in genomic DNA.
Results: In PV cases, high JAK2V617F allele burden was associated with a trend towards inferior overall survival. In ET, high JAK2V617F allele burden was associated with lower hemoglobin and hematocrit levels, higher lactate dehydrogenase (LDH) levels, larger spleen size, and increased bleeding and mortality rates. In PMF, high JAK2V617F allele burden was associated with higher leukocyte counts and larger spleen size. In the entire cohort, high allele burden was associated with higher leukocyte and lower platelet counts, higher LDH levels, larger spleen size, higher percentage of bleeding events, higher death rate, and inferior overall survival.
Conclusion: Our results suggest that high JAK2V617F allele burdens are associated with more severe disease in PV and ET. In PMF, high JAK2V617F allele burdens were associated with more pronounced myeloproliferative phenotypes. In Ph-negative MPNs, high allele burdens were associated with more aggressive phenotypes. Our data with a long follow-up period support the possibility of JAK2V617F allele burden being used as a marker for predicting clinical phenotype in cases of Ph-negative MPNs.
Makale Özeti | Tam Metin PDF

KISA RAPOR
5.
Siprofloksasin Profilaksisi Alan Lösemili Çocuklarda Febril Nötropeni için Risk Faktörlerinin Belirlenmesi ve Önleyici Stratejilerin Geliştirilmesi
Identifying Risk Factors and Improving Preventive Strategies for Febrile Neutropenia in Children with Leukemia Receiving Ciprofloxacin Prophylaxis
Zühre Kaya, Nurettin Alıcı, Serap Kırkız, Ülker Koçak
doi: 10.4274/tjh.galenos.2023.2023.0116  Sayfalar 183 - 186
Bu çalışmanın amacı, siprofloksasin profilaksisi alan lösemili çocuklarda febril nötropeni (FEN) için risk faktörlerini belirlemek ve önleyici stratejileri geliştirmektir. Çalışmaya lösemili 100 çocuk dahil edildi (akut lenfoblastik lösemi n=80 ve akut myeloid lösemi (AML) n=20). Hastalar üç ve üçten az FEN atağı (Grup 1) veya üçten fazla FEN atağı (Grup 2) geçirmelerine göre 2 gruba ayrıldı. Yüz hastanın 63’ünü (%63) Grup 1, kalan 37’sini (%37) Grup 2 oluşturdu. İleri yaş (≥7 yaş), lösemi tipi, uzamış nötropeni (>10 gün), tanı anında nötropeni ve hipogamaglobulinemi varlığı üçten fazla FEN atağı için anlamlı risk faktörleriydi. Bulgularımız, siprofloksasin profilaksisine ek olarak, lösemili çocuklarda risk faktörlerinin belirlenmesinin ve önleyici stratejilerin geliştirilmesinin FEN atağını azaltmaya yardımcı olabileceğine işaret etmektedir.
The purpose of this study was to identify risk factors and improve preventive strategies for febrile neutropenia (FEN) in children with leukemia who were receiving ciprofloxacin prophylaxis. The study included 100 children with leukemia [n=80 with acute lymphoblastic leukemia and n=20 with acute myeloblastic leukemia (AML)]. Patients were divided into two groups based on whether they had three or fewer FEN episodes (Group 1) or more than three FEN episodes (Group 2). Group 1 contained 63 (63%) of the 100 patients, while Group 2 contained 37 (37%). Older age (≥7 years), leukemia type, prolonged neutropenia (>10 days), and the presence of neutropenia and hypogammaglobulinemia at diagnosis were all risk factors for having more than three FEN episodes. Our findings suggest that, in addition to ciprofloxacin prophylaxis, identifying risk factors and improving preventive strategies could help reduce FEN episodes in children with leukemia.
Makale Özeti | Tam Metin PDF

6.
Diffüz Büyük B-hücreli Lenfomalı Hastalarda Periferik Kimerik Antijen Reseptör T-hücresi (CAR-T Hücresi) mRNA Ekspresyon Düzeylerinin Toksisiteler ve Sonuçlarla Korelasyonu
Correlation of Peripheral Chimeric Antigen Receptor T-cell (CAR-T Cell) mRNA Expression Levels with Toxicities and Outcomes in Patients with Diffuse Large B-cell Lymphoma
Christian Messerli, Gertrud Wiedemann, Naomi Porret, Michael Nagler, Katja Seipel, Barbara Jeker, Urban Novak, Sacha Zeerleder, Ulrike Bacher, Thomas Pabst
doi: 10.4274/tjh.galenos.2023.2023.0136  Sayfalar 187 - 196
Sitokin salımı sendromu (CRS) ve immün efektör hücre ile ilişkili nörotoksisite sendromu (ICANS), kimerik antijen reseptörü T-hücresi (CAR-T hücresi) tedavisi gören nüksetmiş/refrakter diffüz büyük B-hücreli lenfoma hastalarında önemli komplikasyonlardır. Bununla birlikte, CAR-T hücre ifadesinin klinikle ilişkili olup olmadığı belirsizliğini korumaktadır. Ondört CAR-T hücre alıcısından periferik kanda dijital damlacık PCR’ı ile CAR-T hücresi mRNA ekspresyonunu ve DNA konsantrasyonunu değerlendirdik. Hastalar, CAR-T hücre pik ifadesine göre gruplandırıldı. Yüksek CAR-T hücre pik ekspresyonu olan hastalar (8 hasta; %57) daha yüksek ICANS (p=0,0308) ve yoğun bakıma yatış (p=0,0404), daha uzun hastanede yatış süreleri (p=0,0077) ve istatistiksel olarak anlamlı olmasa da, daha yüksek CRS oranına sahipti (p=0,0778). CAR-T hücresi mRNA ekspresyonu ile DNA konsantrasyonu arasında bir korelasyon vardı, ancak CAR-T hücresi ekspresyon seviyeleri, yanıt veya hayatta kalma ile korelasyon göstermedi. Verilerimiz, daha yüksek CAR-T hücre zirvesi mRNA ekspresyonunun, daha büyük çalışmalarda daha fazla araştırmayı gerektiren, artan ICANS ve muhtemelen CRS riski ile ilişkili olduğunu göstermektedir. Anahtar Sözcükler
Cytokine-release syndrome (CRS) and immune effector cell-associated neurotoxicity syndrome (ICANS) are significant complications in patients with relapsed/refractory diffuse large B-cell lymphoma undergoing chimeric antigen receptor T-cell (CAR-T cell) therapy. However, it remains unclear whether CAR-T cell expression itself is clinically relevant. We assessed CAR-T cell mRNA expression and DNA concentration by digital droplet PCR in peripheral blood from 14 sequential CAR-T cell recipients. Patients were grouped according to CAR-T cell peak expression. Patients with high CAR-T cell peak expression (8 patients; 57%) had higher rates of ICANS (p=0.0308) and intensive care unit admission (p=0.0404), longer durations of hospitalization (p=0.0077), and, although not statistically significant, a higher rate of CRS (p=0.0778). There was a correlation of CAR-T cell mRNA expression with DNA concentration, but CAR-T cell expression levels failed to correlate to response or survival. Our data suggest that higher CAR-T cell peak mRNA expression is associated with increased risk for ICANS and possibly CRS, requiring further investigation in larger studies.
Makale Özeti | Tam Metin PDF

7.
Türkiye’deki Hekimlerde Edinsel Hemofili A Hakkında Farkındalık Düzeyi: Anket Çalışması
Level of Awareness of Acquired Hemophilia A Among Physicians in Türkiye: A Survey Study
Ahmet Muzaffer Demir, Muhlis Cem Ar, Fahri Sahin, Merve Altunbaş
doi: 10.4274/tjh.galenos.2023.2023.0236  Sayfalar 197 - 201
Bu anket çalışması, çeşitli uzmanlık alanlarından hekimler arasında edinsel hemofili (AHA) hakkındaki farkındalık ve bilgi düzeyini değerlendirmeyi amaçlamıştır. Veriler, farklı uzmanlık alanlarından hekimlerin yaklaşımlarını değerlendirmek için iki hasta profili hakkında sorular içeren bir anket uygulanarak toplandı. Çalışmaya toplam 945 hekim katılmıştır. Klinik hasta profili için en çok şüphelenilen tanı immün trombositopeniydi ve bunu hemofili izliyordu. İkinci laboratuvar hasta profili için en sık şüphelenilen tanı hemofili olmuştur. Hekimlerin sadece %9,4’ü bu hastalık hakkında iyi bilgiye sahip olduğunu belirtirken, sadece %21,6’sı AHA hakkında daha fazla bilgi edinmek istediğini ifade etmiştir. Hekimlerin çoğu, AHA’nın klinik ve laboratuvar bulgularına sahip bir hastada ayırıcı tanıda AHA’yı ilk sıraya koymamaktadır. AHA hakkında farkındalığı artırmaya yönelik uygun eğitim faaliyetleri, hastalıkla ilişkili morbidite ve mortalitenin azaltılmasına yardımcı olacaktır.
This survey study aimed to evaluate the level of awareness and knowledge of acquired hemophilia A (AHA) among physicians from various specialties. Data were collected by administering a questionnaire containing questions about two patient profiles to evaluate the approaches of physicians from different specialties. The study included a total of 945 physicians. The most common suspected diagnosis for the clinical patient profile was immune thrombocytopenia, followed by hemophilia. For the laboratory patient profile, the most common suspected diagnosis was hemophilia. While only 9.4% of the physicians stated that they had good knowledge of this disease, only 21.6% wanted to learn more about AHA. Most of the participating physicians do not rank AHA first in the differential diagnosis of a patient with clinical and laboratory findings of AHA. Appropriate educational activities to raise awareness of AHA will help reduce disease-related morbidity and mortality.
Makale Özeti | Tam Metin PDF

HEMATOLOJIK GÖRÜNTÜLER
8.
Kronik Lenfositik Lösemide Periferik Lenfositlerin “Rod Like” Sitoplazmik Kristalleri
“Rod-Like” Cytoplasmic Crystals of Peripheral Lymphocytes in Chronic Lymphocytic Leukemia
Jihong Hao, Gao Jie, Yiping Yang, An Ziyi, Xiaoqiang Lian
doi: 10.4274/tjh.galenos.2023.2023.0051  Sayfalar 202 - 203
Makale Özeti | Tam Metin PDF

9.
BCR: : ABL1 Füzyon Geni Amplifikasyonu: B-hücreli Akut Lenfoblastik Lösemide Nadir Bir Olgu
Amplification of the BCR: : ABL1 Fusion Gene: A Rare Phenomenon in B-cell Acute Lymphoblastic Leukemia
Debadrita Ray, Praveen Sharma, Arihant Jain, Sreejesh Sreedharanunni
doi: 10.4274/tjh.galenos.2023.2023.0212  Sayfalar 204 - 205
Makale Özeti | Tam Metin PDF

EDITÖRE MEKTUP
10.
Mantar Enfeksiyonları ve Myelom: Destekler
Fungal Infections and Myeloma: Supports
İrfan Yavaşoğlu
doi: 10.4274/tjh.galenos.2023.2023-0255  Sayfalar 206 - 207
Makale Özeti | Tam Metin PDF

11.
Aşırı Hemofagositozla Ortaya Çıkan ve PML-RARA mutasyonu Taşımayan Bir Akut Promiyelositik Lösemi Olgusunda HNRPC-RARA Füzyon Geni
HNRNPC-RARA Fusion Gene in Acute Promyelocytic Leukemia Lacking PML-RARA Rearrangement Presented with Abundant Hemophagocytosis
Jing Tan, Yonggang Zhang
doi: 10.4274/tjh.galenos.2023.2023.0207  Sayfalar 208 - 209
Makale Özeti | Tam Metin PDF

12.
Blast Sayısı %20’nin Altında Olan RUNX1: : RUNX1T1 Pozitif Akut Myeloid Lösemi Olgusunda Hemofagositik Lenfohistiositoz
Hemophagocytic Lymphohistiocytosis in RUNX1: : RUNX1T1 Positive AML with Blast Count Below 20%
Xingqin Huang, Long Fang, Yun Zhang, Xiaopeng Gao, Ting Li
doi: 10.4274/tjh.galenos.2023.2023.0155  Sayfalar 210 - 212
Makale Özeti | Tam Metin PDF

13.
Hematopoetik Kök Hücre Nakli Sonrası Nüks Eden Akut Myeloid Lösemide Venetoklaks ve Azasitidin Tedavisi: Üçüncü Basamak Kohortunda Gerçek Yaşam Deneyimi
Venetoclax and Azacitidine Treatment in Relapsed Acute Myeloid Leukemia after Hematopoietic Stem Cell Transplantation: A Cohort Study in the Real-World Setting of a Tertiary Center
Hakan Göker, Olgu Erkin Çınar, Haluk Demiroğlu, Ümit Yavuz Malkan, Elifcan Aladağ Karakulak, Yahya Büyükaşık
doi: 10.4274/tjh.galenos.2023.2023.0089  Sayfalar 213 - 215
Makale Özeti | Tam Metin PDF

14.
Del (7)(q31) Alösemik Mast Hücre Lösemisi Varyantı: Yaşlı bir Çinli Erkeğin Nadir Olgu Sunumu
Aleukemic Variant of Mast Cell Leukemia with del (7)(q31): Rare Case Report of an Elderly Chinese Man
Xiaoying Song, Yiping Yang, Zhanlong Wang, Jihong Hao
doi: 10.4274/tjh.galenos.2023.2022.0456  Sayfalar 216 - 219
Makale Özeti | Tam Metin PDF

15.
Polistemia Vera Hastalarında Kan Kökenli Olmayan DNA'da JAK2 p.V617F Varyantları
JAK2 p.V617F Variants in Non-Blood DNA from Patients with Polycythemia Vera
Naoki Mori, Mari Ohwashi Miyazaki, Kentaro Yoshinaga, Masayuki Shiseki, Junji Tanaka
doi: 10.4274/tjh.galenos.2023.2023-0159  Sayfalar 220 - 222
Makale Özeti | Tam Metin PDF

16.
Otoenflamasyon ve Myelofibrozis: Olgu Sunumu
Autoinflammation and Myelofibrosis: Report of a Case
Prasad Koduri, Amina Shaik, Durga Rao Vegulada
doi: 10.4274/tjh.galenos.2023.2023.0064  Sayfalar 223 - 224
Makale Özeti | Tam Metin PDF

17.
Yaşlı Bir Hastadaki Agresif Doğal Öldürücü Hücre Lösemi’sinde, Chidamide’in Siklofosfamid, Vindesin, Prednizon ve Etoposid İndüksiyon Tedavisine eklenmesiyle Akut ve Kalıcı Remisyon Sağlanması
Acute and Persistent Remission of Aggressive Natural Killer Cell Leukemia in an Older Patient Induced by Chidamide Combined with Cyclophosphamide, Vindesine, Prednisone, and Etoposide Therapy
Qingqing Lin, Renzhi Pei, Ying Lu
doi: 10.4274/tjh.galenos.2023.2023.0227  Sayfalar 225 - 226
Makale Özeti | Tam Metin PDF

18.
Erken T-hücre Öncü Akut Lenfoblastik Lösemi/Lenfoma (ETP-ALL)’da Ortaya Çıkan, Miyeloid Mutasyon Analizi Gerekliliği
Emerging Necessity of Myeloid Mutational Analysis in Early T-cell Precursor Acute Lymphoblastic Leukemia/Lymphoma (ETP-ALL)
Hamza Tariq, Sindhu Shetty
doi: 10.4274/tjh.galenos.2023.2023.0139  Sayfalar 227 - 229
Makale Özeti | Tam Metin PDF

19.
Burkitt Lenfoma Morfolojisine Benzeyen T-Hücreli Akut Lenfoblastik Lösemi/Lenfomada Anormal Lenfoid Hücreler
Abnormal Lymphoid Cells in T-Cell Acute Lymphoblastic Leukemia/Lymphoma Resembling Burkitt Lymphoma Morphology
Ying Yu, Xueyan Chen
doi: 10.4274/tjh.galenos.2023.2023.0148  Sayfalar 230 - 231
Makale Özeti | Tam Metin PDF

20.
Ciddi Makrotrombositopeni ile Prezente Olan MYH-9 İlişkili Hastalıkta Başarılı Böbrek Nakli
Successful Kidney Transplantation in MYH-9-Related Disease Presenting with Severe Macrothrombocytopenia
Mustafa Cem Bülbül, Şahin Avcı, Berna Yelken, Burak Koçak, Olga Meltem Akay
doi: 10.4274/tjh.galenos.2023.2023-0138  Sayfalar 232 - 233
Makale Özeti | Tam Metin PDF

21.
Bir Türk Ailesinde Hb Andrew-Minneapolis Varyantı
Hb Andrew-Minneapolis Variant in a Turkish Family
Hamza Sümter, Soycan Mızrak, Serdar Ceylaner, Duran Canatan
doi: 10.4274/tjh.galenos.2023.2023-0239  Sayfalar 234 - 235
Makale Özeti | Tam Metin PDF