. 2017; 33(1): 114-120 | DOI: 10.5222/otd.2017.114  

Post-Traumatic Stress in Terror and War

Vedat Şar
Koc University School of Medicine, Department of Psychiatry, Istanbul

Psychological trauma represents a discrepancy between external threat and individual’s capacity of coping with it. War and terrorism increase the risk of traumatic experiences due to potential bodily injury and other adversities. Beside singular events, war and terrorism may also lead to chronic psychological processes due to traumatization in childhood and adverse experiences affecting a large number individuals. They constitute Type I, Type II, and Type III traumatization, respectively. The prevalence of post-traumatic stress disorder is reported as approximately 10% during the first few months among individuals who were exposed to a terrorist act of bombing. These rates are higher among women and refugees who escape from war. Psychological interventions for those populations should consider the existent natural and social coping mechanisms as a way of healing. Hence, the response to these extraordinary events should not be pathologized and the role of survivor rather than victim should be supported. The window of tolerance in regard to emotions should be considered in all interventions, anger should be managed while mourning should be facilitated. Government, media, medical system, and legal institutions should participate in management of the crisis. Maladaptive reactions should be managed on an individual basis. Mental circulus vitious created by cumulative traumatization can be solved by re-organization of perceived priorities and by widening the perspective. Anger and social disintegration leading to disturbances of daily life are predictors of crisis in mass trauma. In well chosed cases, effective psychotherapeutic techniques tailored for processing of traumatic experiences may be of help. Eye Movement Desensitization and Reprocessing (EMDR) is one of these tools. Appropriate intervention to maladaptive developments would repair the broken cognitive and emotional links and assist in prevention of further damage which may exceed individual psychopathology and may affect the future of the society in subtle ways.

Keywords: Terrorism, war, psychological trauma, post-traumatic stress disorder


Savaş ve Terör Yaşantılarında Travma Sonrası Stres

Vedat Şar
Koç Üniversitesi Tıp Fakültesi Psikiyatri Bölümü, Istanbul

Dış dünyadan kaynaklanan tehdit ile kişinin bu tehditle başetme kapasitesi arasında ortaya çıkan yaşamsal bir dengesizlik ruhsal travmaya yol açar. Olağan gündelik yaşamı aşan şiddette stres verici olayları artırması nedeniyle (örn. bedensel yaralanma ve diğer olumsuz etkenler) savaş ve terör ruhsal travma riskini artırmaktadır. Bu gibi koşullar aniden ortaya çıkan tekil olaylara yol açabileceği gibi kronik ya da birikimli travma anlamına gelen gelişimsel nitelikli çocukluk çağı stres verici yaşantılarını ya da kitleleri topluca olumsuz yönde etkileyen olayları artırarak uzun vadeli zihinsel süreçlere de yol açmaktadır. Bunlar sırası ile Tip I, Tip II, ve Tip III travma yaşantısı oluştururlar. Terör kaynaklı bir bombalama olayına tanık olanlarda ilk aylarda travma sonrası stres bozukluğu sıklığı yaklaşık %10 olarak bildirilmekte olup kadınlarda bu tanıya daha sık rastlanmaktadır. Savaş ortamında bulunanlarda ve savaş ortamından kaçan sığınmacılarda bu oran %50 dolayına kadar tırmanmaktadır. Bu durumlara müdahelede öncelikle doğal ve toplumsal baş etme mekanizmalarından yararlanılması, ortaya çıkan tepkileri patolojik olarak görmekten kaçınma, kurbandan çok üstesinden gelen kişi rolünün desteklenmesi, duyguların kişinin kendisi için kabul edilebilir bir çerçevede tutulması, matem süreçlerinin yaşanabilmesine olanak tanınması yerinde olacaktır. Çok sayıda kişiyi aynı anda etkileyen travmatik yaşantılarda devlet kurumları, medya, sağlık ve hukuk sisteminin desteği önem taşırken görece maladaptif tepki geliştiren kişilere tedavi yaklaşımlarında bireysel yaşam öyküsü ön plana çıkmakta ve değişik türde travmatik olayların oluşturduğu örgünün yol açtığı tıkanıklık yaşanmış olayların kişi için öncelik sırasının yeniden düzenlenmesi ve geleceğe bakışı daraltmasını önüne geçilmesi başlıca işlemler olarak kendini göstermektedir. Son birkaç on yıldır gelişen psikotravmatolojinin ilkelerine uyulması yanısıra, göz hareketleri eşliğinde duyarsızlaştırma ve yeniden işleme (EMDR) gibi görece kısa sürede olumlu etki yaratabilen psikolojik destek yaklaşımlarından yararlanılmasının yaşamsal kırılmaya uğrayan zihinsel süreçlerin kişinin ve toplumun geleceğini karartmasını önlemede yararlı olduğu görülmektedir.

Anahtar Kelimeler: Terör, savaş, ruhsal travma, travma sonrası stres bozukluğu


Vedat Şar. Post-Traumatic Stress in Terror and War. . 2017; 33(1): 114-120

Corresponding Author: Vedat Şar, Türkiye


TOOLS
Full Text PDF
Print
Download citation
RIS
EndNote
BibTex
Medlars
Procite
Reference Manager
Share with email
Share
Send email to author

Similar articles
Google Scholar