. 2018; 15(1): 28-32

Are the skin scar characteristics and the closure of parietal peritoneum associated with pelvic adhesion?

Numan Cim1, Erkan Elci2, Gulhan Gunes Elci2, Necat Almalı3, Recep Yildizhan1
1Department of Gynecology and Obstetrics, Van Yuzuncu Yil University Medical Faculty, Van, Turkey
2Clinic of Gynecology and Obstetrics, Van Education and Research Hospital, Ministry of Health of The Turkish Republic, Sağlık Bilimleri University, Van, Turkey
3Department of General Surgery, Yuzuncu Yil University Medical Faculty, Van, Turkey

Aim: The objective is to assess whether the abdominal scar characteristics and the closure of peritoneum associated with pelvic adhesion.

Material and Method: The patients who had undergone cesarean section between December 2015 - February 2016 were assessed prospectively in terms of age, gravida, body mass index, number of living children, number of cesarean sections, time passed since the last cesarean section, closure status of peritoneum in the last cesarean section, presence of other diseases, smoking status, location of incision in abdomen (medial, pfannenstiel, etc) scar dimensions (length, width), scar’s status with respect to skin (hypertrophic, flat, depressive), scar’s color (color change/no color change [hyperpigmented/hypopigmented]), adhesion of bowel-omentum-uterus, omentum-anterior abdominal wall, uterus-anterior abdominal wall, uterus-bladder, bladder-anterior abdominal wall, fixed uterus, and uterus-omentum-anterior abdominal wall in abdominal exploration.

Results: 105 pregnant women who had been operated by the same physician, had undergone cesarean section, were at least in their 30th gestational week, had surgery notes about their previous operation, and had no chronic diseases were included in the study. Age, gravida, body mass index, number of children, number of cesarean sections, time passed since the previous cesarean section, closure/non-closure of peritoneum in the previous cesarean section, and smoking status did not have an effect on pelvic adhesion. Intraabdominal adhesion was not found to be associated with the scar length (OR: 1.54, 95%CI 1.1, 2.2; p=0.02), depressive scar (OR: 9.3, 95%CI 3.2, 27.2; p<0.001), or hypopigmented scar (OR: 0.01, 95% 0.003-0.11; p<0.001 ).

Conclusion: Adhesion following surgical operations is of great importance due to complications for the patient, complications in relaparotomy, and high costs. Depressive and hypopigmented abdominal scars may be associated with pelvic adhesion. We believe that closure or non-closure of the parietal peritoneum is not associated with pelvic adhesion.

Keywords: skin scar, pelvic adhesion, closure of parietal peritoneum


Cilt skarı özellikleri ile parietal peritonun kapatılması pelvik adhezyonlar ile ilişkili mi?

Numan Cim1, Erkan Elci2, Gulhan Gunes Elci2, Necat Almalı3, Recep Yildizhan1
1Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Tıp Fakültesi, Kadın Hastalıkları ve Doğum Anabilim Dalı, Van, Türkiye
2Türkiye Cumhuriyeti Sağlık Bakanlığı, Sağlık Bilimleri Üniversitesi, Van Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Kadın Hastalıkları ve Doğum Kliniği, Van, Türkiye
3Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Tıp Fakültesi, Genel Cerrahi Anabilim Dalı, Van, Türkiye

Amaç: Batın skar özelliklerinin ve periton kapatılmasının pelvik adezyon ile ilişkisinin olup-olmadığının değerlendirilmesi.

Gereç ve Yöntem: Bu çalışma 2015 Aralık - 2016 Şubat tarihleri arasında, daha önce gebelik nedeniyle sezaryen olan hastaların yaşları, gravidaları, vücut kitle indeksi, yaşayan çocuk sayısı, olduğu sezaryen sayısı, son operasyondan sonra geçen süre, bir önceki operasyonda periton kapatılıp kapatılmadığı, ek hastalığının olup olmadığı, sigara içip içmediği, skarın batındaki insizyon yeri (medial, pfannenstiel gibi), skarın boyutu (uzunluğu, genişliği) skarın deri seviyesine (hipertrofik, düz, depresif) göre durumu, skarın rengi (renk değişikliği yok,/var (hiper-hipopigmente)), batın eksplerasyonda barsak-omentum-uterus, omentum-batın ön duvarı, uterus-batın ön duvarı, uterus-mesane, mesane batın ön duvarı, fikse uterus ve uterus-omentum-batın ön duvarı yapışıklarına bakılarak prospektif olarak değerlendirildi.

Bulgular: Aynı hekimler tarafından operasyonu yapılan ve en az bir kere sezaryen operasyonu olan 30 hafta ve üzeri gebeliği olan önceki ameliyatı hakkında ameliyat notu olan ve kronik hastalığı olmayan 105 gebe çalışmaya alındı. Pelvik adezyon üzerinde hastaların yaşları, gravidaları, vücut kitle indeksi, çocuk sayısı, olduğu sezaryen sayısı, son operasyondan sonra geçen süre, bir önceki operasyonda periton kapatılıp kapatılmadığı ve sigara içip içmediği ilişkisi bulunamadı. batın içi yapışıklığı sezeryan scar uzunluğu ile (OR: 1.54, 95%CI 1.1, 2.2; p=0.02), depresif skar ile (OR: 9.3, 95%CI 3.2, 27.2; p<0.001), ve hipopigmente skar ile ilişkili bulunmuştur (OR: 0.01, 95% 0.003-0.11; p<0.001).

Sonuç: Cerrahi operasyonlar sonrası adezyon hem hasta açısından oluşturduğu komplikasyonlar, hem de relaparatominin getirdiği komplikasyonlar ve yüksek maliyetler nedeniyle oldukça önem taşımaktadır. Batın skarının deprese ve hipopigmente olması pelvik adezyonlar ile ilişkili olabilir. Parietal peritonun kapatılıp- kapatılmamasının pelvik adezyonla ilişkisinin olmadığı görüşündeyiz.

Anahtar Kelimeler: cilt skarı, pelvik adezyon, parietal peritonun kapatılması


Numan Cim, Erkan Elci, Gulhan Gunes Elci, Necat Almalı, Recep Yildizhan. Are the skin scar characteristics and the closure of parietal peritoneum associated with pelvic adhesion?. . 2018; 15(1): 28-32

Corresponding Author: Numan Cim, Türkiye


TOOLS
Print
Download citation
RIS
EndNote
BibTex
Medlars
Procite
Reference Manager
Share with email
Share
Send email to author

Similar articles
Google Scholar