. 2013; 10(3): 143-150 | DOI: 10.5505/tjod.2013.10692  

Management of Placenta Invasion Anomaly and Cesarean Hysterectomy: Eight-year Experience of A Tertiary Center

Ibrahim Kalelioğlu1, Aytül Çorbacıoğlu Esmer1, Recep Has1, Halime Çalı1, Tülay Özkan Seyhan2, Mukadder Orhan Sungur2, Yusuf Kılıç1
1Department Of Obstetrics And Gynecology, Istanbul University Istanbul Faculty Of Medicine, Istanbul
2Department Of Anesthesiology, Istanbul University Istanbul Faculty Of Medicine, Istanbul, Turkey

Objective: We aimed to present our experience with the management of placenta invasion anomaly by reviewing clinical and operative features of the cases of cesarean hysterectomy performed due to placenta invasion anomaly.
Methods: In this retropective study, the charts of all patients who underwent cesarean hysterectomy with an indication of placenta invasion anomaly in Istanbul Faculty of Medicine Department of Obstetrics and Gynecology between 2005 and 2012 were reviewed.
Results: In this period a total of 85 patients underwent cesarean hysterectomy. 81 (95.3%) cases had experienced at least one cesarean delivery before. Majority of the operations (82.4%) were performed in elective conditions. In 16 (18.8%) cases bilateral hypogastric artery ligation was carried out because of profuse bleeding. There were no mortalities in the intra- or postoperative period. In 18 (21.2%) cases, intraoperative urology consultation was needed. Full- thickness bladder laceration occured in 17 patients, and partial cyctectomy was performed in one patient due to the placenta percreata invading posterior wall of the bladder. Transfusion was needed in 72 (84.7%) cases during and 50 (58.8%) patients after operation. Dilutional trombocytopenia developed in 17 (20%) patients due to massive transfusion. Histopathologically the diganosis was placenta accreata in 55 (64.7%), placenta increata in 1 (1.2%) and placenta percreata in 25 (29.4%) patients. The incidence of placenta invasion anomaly rose from 0.2% (7/3435) in 2005-2006 up to 0.8% (37/4344) in 2011-2012.

Conclusion: The incidence of placenta invasion anomaly is increasing progressively. Cesarean hysterectomy being its classical treatment is an operation with a high risk of morbidity and it should be performed by experienced teams after appropriate preparations in tertiary centers where multidiciplinary approach is possible.

Keywords: Placenta invasion anomaly, placenta accreata, placenta increata, placenta percreata, cesarean hysterectomy


Plasenta İnvazyon Anomalisinin Yönetimi ve Sezaryen Histerektomi: Tersiyer Bir Merkezin Sekiz Yıllık Deneyimi

Ibrahim Kalelioğlu1, Aytül Çorbacıoğlu Esmer1, Recep Has1, Halime Çalı1, Tülay Özkan Seyhan2, Mukadder Orhan Sungur2, Yusuf Kılıç1
1Istanbul Üniversitesi Istanbul Tıp Fakültesi, Kadın Hastalıkları Ve Doğum Anabilim Dalı, Istanbul
2Istanbul Üniversitesi Istanbul Tıp Fakültesi, Anesteziyoloji Anabilim Dalı, Istanbul

Amaç: Kliniğimizde plasenta invazyon anomalisi nedeniyle sezaryen histerektomi yapılmış olan hastaların klinik ve operatif özelliklerini inceleyerek bu olguların yönetimi ile ilgili deneyimlerimizi sunmayı amaçladık.
Yöntemler: Bu retrospektif çalışmada 2005-2012 yılları arasında İstanbul Tıp Fakültesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Anabilim Dalı’nda plasenta invazyon anomalisi endikasyonuyla sezaryen histerektomi yapılmış olan tüm hastaların dosyaları retrospektif olarak incelendi.
Bulgular: Bu süre zarfında toplam 85 hastaya plasenta invazyon anomalisi nedeniyle sezaryen histerektomi uygulandı. Olguların 81’ini (%95.3) daha önce en az bir defa sezaryen geçirmiş hastalar oluşturmaktaydı. Operasyonların büyük çoğunluğu (%82.4) elektif şartlarda yapıldı. Onaltı (%18.8) olguda operasyon sırasında kanamanın çok şiddetli olması nedeniyle bilateral hipogastrik arter ligasyonu uygulandı. Hastaların hiçbirisinde operasyon sırasında veya sonrasında mortalite izlenmedi. Onsekiz (%21.2) olguda operasyon sırasında üroloji hekimlerinden konsültasyon istendi. Onyedi olguda tam kat mesane laserasyonu reparasyonu, bir olguda mesane arka duvarına invaze olan plasenta perkreata nedeniyle parsiyel sistektomi yapıldı. Olguların 72’sine (%84.7) operasyon sırasında, 50’sine (%58.8) operasyon sonrasında kan ürünü transfüzyonu yapıldı. Masif transfüzyona bağlı olarak 17 (%20) hastada dilüsyonel trombositopeni gelişti. Histopatolojik olarak olguların 55’inde (%64.7) plasenta akreata, 1’inde (%1.2) plasenta inkreata ve 25’inde (%29.4) plasenta perkreata tanısı koyuldu. 2005-2006 yıllarında %0.2 (7/3435) olan plasenta invazyon anomalisi insidansı giderek artarak 2011-2012 yıllarında %0.8 (37/4344)’e ulaştı.
Sonuç: Plasenta invazyon anomalisi giderek artan sıklıkla görülmektedir. Klasik tedavisi olan sezaryen histerektomi morbiditesi yüksek bir operasyondur ve multidisipliner yaklaşımın sunulabileceği tersiyer merkezlerde tecrübeli bir ekip tarafından ve iyi planlanmış bir şekilde gerçekleştirilmelidir.

Anahtar Kelimeler: Plasenta invazyon anomalisi, plasenta akreata, plasenta inkreata, plasenta perkreata, sezaryen histerektomi.


Ibrahim Kalelioğlu, Aytül Çorbacıoğlu Esmer, Recep Has, Halime Çalı, Tülay Özkan Seyhan, Mukadder Orhan Sungur, Yusuf Kılıç. Management of Placenta Invasion Anomaly and Cesarean Hysterectomy: Eight-year Experience of A Tertiary Center. . 2013; 10(3): 143-150

Corresponding Author: Aytül Çorbacıoğlu Esmer, Türkiye


TOOLS
Full Text PDF
Print
Download citation
RIS
EndNote
BibTex
Medlars
Procite
Reference Manager
Share with email
Share
Send email to author

Similar articles
Google Scholar