Cilt: 24  Sayı: 1 - 2018
Özetleri Gizle | << Geri
KAPAK - İÇİNDEKİLER
1.
Kapak-İçindekiler
Cover-Contents
Pamukkale Üniversitesi Mühendislik Bilimleri Dergisi
Sayfalar I - VI
DOWNLOAD

2.
Isıl parametreleri değişken olan dairesel kanatların parametrelerin değişimi yöntemi kullanılarak optimizasyonu
Variation of parameters method for optimizing annular fins with variable thermal properties
Cihat Arslantürk
doi: 10.5505/pajes.2017.78736  Sayfalar 1 - 7
Bu çalışmanın amacı, ısıl özelliklerin sıcaklıkla değiştiği dairesel kanatların optimum tasarımı için, tasarımcıya kullanışlı korelasyon denklemleri sunmaktır. Kanatların optimum boyutlarını elde etmek için kanattan olan ısı transferinin mümkün olan en az kabulle hesaplanması gerekir. Bu nedenle, bu çalışmada ısı taşınım katsayısı ve ısıl iletkenliğin sıcaklıkla değişimi göz önüne alınmış ve lineer olmayan kanat denklemi, nonlinear problemlerin çözümünde kullanımı çok yeni olan parametrelerin değişimi yöntemi ile çözülmüş, elde edilen sıcaklık dağılımı yardımıyla kanattan çevreye olan ısı transfer hızı boyutsuz problem parametreleri cinsinden hesaplanmıştır. Verilen problem parametreleri için ısı transfer hızını maksimum yapan kanat geometrileri saptanmıştır. Kaynama, doğal taşınım ve zorlanmış taşınımla ısı transfer modları için kullanılabilecek bu sonuçlar iki eş korelasyon denklemi ile tasarımcının hizmetine sunulmuştur.
The aim of this study is to offer useful correlation equations to the designer for the optimum design of annular fins with thermal properties varying with temperature. In order to obtain the optimum size of the fins, the heat transfer from the fin must be calculated with the least assumptions possible. Therefore, the variation of the heat transfer coefficient and thermal conductivity with the temperature are considered in this study and a nonlinear fin equation is solved with the variation of parameters method, which is quite new in the solution of nonlinear heat transfer problems. Heat transfer rate from the fin to the environment is calculated in terms of dimensionless problem parameters with the help of the obtained temperature distribution. Fin geometries maximizing the heat transfer rate are determined for the given problem parameters. These results, which can be used for nucleate boiling, natural convection and forced convection heat transfer modes, are offered to the designer with two identical correlation equations.
Makale Özeti | Tam Metin PDF

3.
Kış sezonu köprü ısıtma sistemi için deniz suyu kaynaklı ısı pompası dizaynı
Design of a seawater-source heat pump for a bridge heating system in winter season
Gökay Kütükçü, Hakan Demir
doi: 10.5505/pajes.2017.06926  Sayfalar 8 - 12
Bu makalede, kış aylarında köprü ısıtmada kullanılan deniz suyu kaynaklı bir pompası dizayn edilmiştir. Kışın özellikle karlı havalarda köprü ve yolların donması pek çok kazaya neden olmaktadır. Bu nedenle muhtemel kazaların önlenmesi açısından kar eritme sistemlerinin kullanılması gereklidir. Optimum boru boyunun belirlenmesi denizden ısı transferinin maksimum olması için önemli bir kriterdir. Bu çalışmada boru çapı, et kalınlığı, sarmal çapı ve sarmal adımının ısı transferine etkileri incelenmiştir. Ayrıca, sarmal borulardaki sürtünme katsayısı ve pompaların enerji tüketimleri de hesaplanmıştır.
In this paper, a seawater source heat pump system is designed for a bridge heating in winters. It is probable to freeze of the ways and bridges which may cause many accidents in the cold and snowy weathers. Snow melting system is necessary to prevent the possible accidents and privative situations. Design of the optimum pipe length of seawater heat exchanger is a critical issue to transfer the maximum heat from the sea. Effects of the pipe diameter, wall thickness, radius of the coil and coil pitch on the heat transfer were shown in this paper. Moreover, friction factor of the helicoidal pipes and energy consumption of pumps were also calculated.
Makale Özeti | Tam Metin PDF

4.
Serbest akım içerisinde salınan bir silindir etrafındaki akışın ataletsiz koordinatlarda sayısal incelenmesi
Numerical investigation of the flow past an oscillating cylinder in a non-inertial reference frame
Utku Şentürk
doi: 10.5505/pajes.2017.92195  Sayfalar 13 - 18
Bu çalışmada, bir serbest akım içerisinde yer alan ve salınım hareketi yapmaya zorlanan bir silindirin etrafındaki akış, açık kaynaklı OpenFOAM ortamında geliştirilen bir çözücü ile sayısal olarak incelenmiştir. Akışkan hareketinin denklemleri, silindire yapışık, ataletsiz koordinat sistemi cinsinden yazılmış ve sonlu hacimler yöntemi ile çözülmüştür. Sıkıştırılamaz, daimi olmayan, iki boyutlu akış kabulleri altında çözüm yapılmıştır. Silindirin harmonik salınımı, tüm serbestlik dereceleri (dalıp çıkma, boyuna öteleme ve baş-kıç vurma) için ayrı ayrı ele alınmıştır. Çeşitli salınım frekansları taranarak, çevri kilitlenme davranışı yakalanmıştır. Hareketli silindir problemine dair bulunan literatür ile uyumlu sonuçlar, yöntemin, rijit ve hareketli cisimlerin dış akış simülasyonlarında kullanışlı bir araç olduğunu ortaya koymuştur.
In this study, the flow past a cylinder which is forced to oscillate in a free stream is numerically investigated using a solver developed within the framework of the open-source toolbox OpenFOAM. Governing equations are written in the non-inertial reference frame fixed to the cylinder and solved using the finite volume method. Flow is assumed to be incompressible, unsteady and two-dimensional. Harmonic oscillation of the cylinder is considered separately for each degree-of-freedom (heaving, surging and pitching). By spanning several oscillation frequencies, the lock-in behavior is captured. The agreement obtained in the moving cylinder problem demonstrates the convenience of the approach in the general flow simulations of moving rigid bodies.
Makale Özeti | Tam Metin PDF

5.
Mikrokanallarda cidar kayma gerilmesi ve basınç farkının sayısal olarak incelenmesi
Numerical investigation of wall shear stress and pressure difference in microchannels
Sertaç Çadırcı, Ufuk Demir, Semra Zuhal Birol, Levent Trabzon, Hasan Güneş
doi: 10.5505/pajes.2017.47639  Sayfalar 19 - 24
Bu çalışmada farklı geometrideki mikrokanallar içerisinde saf su akışı için elde edilen cidar kayma gerilmesi ve basınç farkı değerleri sayısal olarak elde edilmiştir. Çalışma, benzer bir laboratuvar ortamında farklı debilerde endotel ve immun sistem hücreleri üzerinde meydana gelebilecek farklı fiziksel etkileri ve bu hücrelerin davranışlarını inceleyebilmek için bir ön çalışma niteliğindedir. Belirlenen debi aralığında, endotel hücrelerinin ve monosit hücrelerinin in-vivo’da fizyolojik olarak maruz kaldıkları ya da kalabilecekleri alt ve üst cidar kayma gerilmesi değerleri sayısal olarak tahmin edilmeye çalışılmıştır. Bu kapsamda; farklı genişleme oranlarına sahip ani genişlemeli mikro- kanallar, bir cidarı kaviteli ve simetrik kıvrımlı mikrokanal olarak adlandırılan üç değişik konfigürasyonda ve farklı hacimsel debi değerlerinde analizler yapılarak, mikrokanal alt cidarlarında meydana gelen kayma gerilmesi değerleri ve kanal girişi ile çıkışı arasında oluşan basınç farkı değerleri sayısal olarak elde edilmiştir.
In this study, wall shear stress and pressure difference values for a pure water flow in various microchannel configurations are obtained numerically. Through simulations, physical effects of various flow rates on endothelium and immune system cells are predicted and case studies are carried out to investigate the behavior of such cells under similar laboratory conditions. In-vivo physiological behavior of endothelium and monocyte cells under real conditions can be predicted by pressure differences and wall shear stresses calculated for various flowrates. In this concept, various microchannel configurations such as sudden expanding microchannels with different expansion ratios, microchannels with cavities on one side and symmetrically curved microchannels are designed and CFD simulations are carried out to obtain computational values of the pressure drops between the inlet and outlet of the microchannels as well as wall shear stress distributions on the bottom walls of the configurations.
Makale Özeti | Tam Metin PDF

6.
Düşük boyutlu ve düşük maliyetli iklimlendirme sistemleri icin bir buz bulamaçı ısıl enerji depolama sisteminin termodinamik analizi
Thermodynamic analysis of an ice slurry thermal energy storage system for decreased size and cost of HVAC systems
Hasan Ozcan
doi: 10.5505/pajes.2017.32757  Sayfalar 25 - 29
Bu çalışmada kapalı alanların iklimlendirilmesi için buz bulamaçı (ice slurry) üretimi yapan bir buz depolama (ITES – Cold Thermal Energy Storage) sisteminin performans değerlendirmesi yapılmıştır. Temel alınan model için detaylı bir enerji ve ekserji analizi yapılmış, değişen çevre ve sistem koşulları için parametrik çalışmalar rapor edilmiştir. Ekserji konsepti aynı zamanda sürdürülebilirlik ile bağıntılanarak grafiksel olarak sunulmuştur. Bir kompresör – kondenser ünitesi buz bulamaç üreteçine entegre edilmiş ve üretilen buz-glikol bulamaçı günün belirli saatlerinde depolanmıştır. Depolanan enerji daha sonra kapalı alana bir düz-plaka ısı değiştiricisi yardımıyla deşarje edilmektedir. Termodinamik analiz sonuçları, ITES yardımıyla düşük kapasiteli buhar sıkıştırmalı sogutma sistemleri ile yüksek kapasiteli soğutma yapılabileceğini göstermektedir, ve bu entegrasyon düşük boyutlu ve düşük maliyetli iklimlendirme sistem kurulumuna öncülük etmektedir.
Performance assessment of a cold thermal energy storage (ITES – Ice thermal Energy Storage) system with ice slurry generation for closed space air conditioning purposes is conducted. A detailed energy and exergy analysis are performed for the baseline system and some parametric studies are also presented for varying environmental conditions. Exergy definition is linked to sustainability and reported with graphical representations. A compressor & condenser unit linked to an ice slurry generator and generated ice is stored at storage tank for specific hours of a day. Stored energy is then discharged to the building through a flat-plate heat exchanger. Thermodynamic analysis results suggest that high capacity cooling can be conducted with low capacity vapor compression refrigeration systems (VCR) by integrating ITES systems, leading to a signifıcantly lower size and lower cost HVAC systems.
Makale Özeti | Tam Metin PDF

7.
Dairesel bir kanalda soğutma şartları altında MHD sıvı lityum akışın sayısal olarak incelenmesi
Numerically investigation of MHD liquid lithium flow under cooling conditions in a circular channel
Murat Erdem, Müjdat Fırat, Yasin Varol
doi: 10.5505/pajes.2017.27146  Sayfalar 30 - 35
Bu çalışmada, lityum sıvısı dıştan manyetik alan indüksiyonuna maruz bırakılan üç boyutlu dairesel bir kanalda sayısal olarak incelenmiştir. Manyetik alan, kanala akış yönüne dik olarak uygulanmıştır. Re = 2250 ve manyetik alan kuvveti sırasıyla 0T, 0.04T, 0.08T ve 0.12T olarak seçilmiştir. Bunun yanında, akışkan sıcaklığı 473.15 K iken cidar sıcaklığı 373.15 K dir. Hesaplamalar ANSYS-Fluent ticari yazılımı ile gerçekleştirilmiştir. Manyetik alanın akışkan hızı, basınç ve sıcaklık üzerindeki etkileri grafiksel olarak sunulmuştur. Manyetik alan etkisinin akışkan hızını azaltırken, basıncı arttırdığı gözlemlenmiştir. Ayrıca, manyetik alan boru uzunluğu boyunca kanalın farklı bölgelerinde, sıcaklığı farklı bir şekilde etkilediği gözlemlenmiştir.
In this study, the lithium fluid was numerically analyzed in a three-dimensional circular channel exposed to external magnetic field induction. The magnetic field is applied perpendicular to the flow direction of the channel. Re = 2250 and the magnetic field strength was selected as 0T, 0.04T, 0.08T and 0.12T, respectively. Besides, while the fluid temperature is 473.15 K, the wall temperature is 373.15 K. Calculations were performed with ANSYS-Fluent commercial software. The effect of the magnetic field on the fluid velocity, pressure and temperature has presented graphically. While the magnetic field seriously has reduced the fluid velocity, the pressure has observed to increase. Also, it has been observed that the magnetic field affects the temperature differently in different regions of the channel along the pipe length.
Makale Özeti | Tam Metin PDF

8.
Genleştirilmiş perlitin ısı yalıtım teknolojilerinde kullanılabilirliğinin incelenmesi
An investigation of usability of expanded perlite in heat insulation technologies
Onuralp Uluer, İbrahim Karaağaç, Mustafa Aktaş, Gökhan Durmuş, Ümit Ağbulut, Ataollah Khanlari, Damla Nur Çelik
doi: 10.5505/pajes.2017.61687  Sayfalar 36 - 42
Artan nüfusla birlikte enerji ihtiyacındaki artış, enerji kaynaklarının etkili ve verimli değerlendirilmesini zorunlu hale getirmektedir. Uluslararası projeksiyonlara göre, bilinen rezervlerle dünyadaki en etkili enerji kaynaklarının yaklaşık 100 yıllık ömrü olduğu öngörülmektedir. Enerji kullanımının büyük bir kısmının binalarda olduğu gerçeği, birçok araştırma ile tespit edilmiş olup en büyük kayıp, ısı enerjisinde olmaktadır. Binalardaki ısı enerjinin korunması açısından ısı yalıtım malzemelerine olan ihtiyaç her geçen gün artmaktadır. Bu ihtiyaçları karşılamak için yeni teknoloji ve yeni malzeme arayışları sürmektedir. Bu çalışmada, dünya rezervlerinin %74’ü ülkemizde bulunan perlitin yapı sektöründe ısı yalıtımı amacıyla doğrudan ve/veya diğer yapı malzemelerinin ısıl özelliklerini iyileştirilmek amacıyla takviye malzemesi olarak kullanılabilirliği araştırılmıştır.
The growth of global human population has increased the world energy demand and made it necessary to evaluate effectively and efficiently usage of energy sources. According to the international energy research projections’ data, world’s energy reserves will be ended in the next 100 years. The fact that the large portion of energy consumption is used in buildings for heating. Therefore, saving that energy is so important in buildings and the need for thermal insulation materials has increased day by day. The investigation of new technologies and new materials has already been continued for thermal insulation. In this study, using of the perlite, whose 74% of the world reserves are in Turkey, in building sector directly as an insulation material and/or reinforcing material in other building materials has been investigated.
Makale Özeti | Tam Metin PDF

9.
Mekanik parçaların tersine mühendislik ile modellenmesinin değerlendirilmesi ve bir uygulama
Assessment and application of modeling mechanic parts with reverse engineering
Ali Çağlar Önçağ, Çağdaş Tekcan, Hüseyin Özden
doi: 10.5505/pajes.2017.05925  Sayfalar 43 - 49
Bu çalışmada, günümüz endüstri alanlarının birçoğunda uygulanan tersine mühendislik yöntemi ile ilgili mekanik parçalara yönelik literatürde yapılmış çalışmalar incelenmiş ve bir iş akışı oluşturulmuştur. Bu akış dikkate alınarak hem yüzey hem katı modelleme yapılabilecek bir otobüs turboşarj dirseği-çıkış üzerinden taşınabilir koordinat ölçüm makinası (KÖM)’na entegre edilmiş bir üç boyutlu (3B) lazer tarayıcısıyla taranmış ve parça modellenmiştir. Tarama sonucu elde edilen nokta bulutu kullanılarak tasarlanan bilgisayar destekli tasarım (BDT) modeli üzerinden bire bir ölçekte 3B baskı alınmıştır. Çalışma sonunda uygulamanın akışa göre değerlendirilmesi yapılmıştır. Böylelikle tersine mühendislik yazılımlarında hem yüzey modelleme çalışmalarının hem de katı model tasarımların birbirine entegre edilebildiği görülmüştür. Ayrıca serbest formlu yüzeylere sahip parçaların tersine mühendislik uygulamalarına üç boyutlu yazıcıların kolaylıkla entegre edilebileceği görülmüş, ve 3B yazıcı kullanımının tersine mühendislik uygulamalarının standart bir parçası haline gelebileceği görülmüştür.
In this study, several reverse engineering applications which mainly being used in many industrial areas have been investigated and a workflow has been formed. According to this workflow, a bus turbo unit outlet/connection with both surface and solid model capabilities has been scanned by a three dimension (3D) laser scanner integrated to a portable coordinate measuring machine (CMM) and a digital model has been created. A 1/1 scale three dimension part has been printed via computer aided design (CAD) model created from the point cloud acquired from laser scanning operation. This application has been evaluated according to the workflow. Therefore, it has seen that surface modelling and solid design methods can be integrated with reverse engineering software in various applications. In addition, it has seen that 3D printers can be adopt easily to the applications of reverse engineering of the parts having freeform surfaces and the use of 3D printers can be a standard part of the reverse engineering process.
Makale Özeti | Tam Metin PDF

10.
Aktif bir bilek ortezin kinematik ve kinetik analizleri
Kinematics and kinetics analyses of an active wrist orthosis
Ergin Kılıç, Erdi Doğan
doi: 10.5505/pajes.2017.22230  Sayfalar 50 - 62
Aktif bilek ortezi, ön kol ve bilek ile etkileşim halinde çalışabilen elektromekanik bir cihaz olup, bu cihaz özellikle mesleği gereği gün içerisinde çok fazla tekrarlı bilek hareketleri yapmak zorunda kalan kimseler için tasarlanmıştır. Bu çalışma kapsamında dirsek bölgesinde tendon yırtığı olan (tenisçi ve golfçü dirseğine sahip) hastaların hem rehabilitasyonları hem de günlük ve mesleki hayat aktivitelerinin devamı için tasarlanmış olan aktif bilek ortezin performansının incelenmesi için kinematik ve kinetik analizleri gerçekleştirilmiştir. Ayrıca rehabilitasyon robotların denetiminde tercih edilen iki farklı (admitans ve empedans) kontrol mimarileri içinde cihaz performansı simulasyon ortamında test edilmiştir. Yapılan analizlerden ve performans testleri sonuçlarından tasarım sürecinin başarıyla sonuçlandırldığı görülmüş olup ileriye dönük çalışmalar için cihazın üretim aşamasına geçilebilecektir.
Active wrist orthosis is an electromechanical device which can work interacting with forearm and wrist, and this device is especially designed for the ones who should perform excessively repetitive wrist motions due to their profession. In the scope of this study, kinematics and kinetics analyses of the active wrist orthosis,which is designed for the rehabilitation and the continuance of daily and professional activities of patients having a tendon torn at their elbow location, are realized in order to show the performance of the device. Furthermore, the performance of the device under the control of two different control architectures (admittance and empedance) is also tested in a simulation environment. The results of the performance tests and the analyses show that the design process has been successfully accomplished and it can pass through the production stage of the device for the future work studies.
Makale Özeti | Tam Metin PDF

11.
Elektrik direnç nokta kaynağı ile birleştirilen yüksek mukavemetli çeliklerin mekanik özelliklerinin incelenmesi
Investigation of mechanical properties of high strength steel welded by resistance spot welding
Sedat Aras, Rukiye Ertan, Hande Güler Özgül
doi: 10.5505/pajes.2017.88972  Sayfalar 63 - 68
Bu çalışmada farklı kalınlıklardaki DP 800, Usibor 1500 ve Ductibor 500P olmak üzere üç farklı yüksek mukavemetli çelik sac malzeme elektrik direnç nokta kaynağı ile birleştirilmiştir. Kaynak işlemi elektrik akımı, basıncı ve süresi gibi sabit parametreler altında farklı malzeme kombinasyonlarında yapılmıştır. Aynı ve farklı malzeme çiftleri için bindirme şeklinde elektrik direnç nokta kaynağı uygulanarak standartlara uygun çekme numuneleri hazırlanmıştır. Bağlantıların mekanik özellikleri sertlik ve çekme-makaslama testleri ile değerlendirilmiştir. Elde edilen sonuçlar Ductibor 500P malzemenin kaynak sonrasında en yüksek mukavemet ve sertlik değerlerine sahip olduğunu göstermiştir. Ayrıca farklı tür çelikler birbirileriyle kaynak edildiğinde ulaşılan maksimum çekme-makaslama kuvveti ve uzama miktarı aynı tür malzemelere göre daha yüksek değerlerde elde edilmiştir.
In this study, DP 800, Usibor 1500 and Ductibor 500P three different high strength steel sheet materials with different thicknesses were joined with electrical resistance spot welding. Welding process is carried out in different material combinations under constant parameters such as electric current, pressure and duration. Tensile specimens for the same and different material pairs welded by resistance spot welding in the form of overlay were prepared according to the standards. Mechanical properties of the welded specimens were evaluated by hardness and tensile-shear tests. The results show that Ductibor 500P material has the highest strength and hardness values. Furthermore, when different types of steels are welded together, the maximum tensile-shear force and elongation achieved are higher than those of the same type of materials.
Makale Özeti | Tam Metin PDF

12.
Elektro erozyon ile delik delmede işleme tamlığının deneysel incelenmesi
Experimental investigation of machining accuracy in electrical discharge drilling
Yakup Yıldız
doi: 10.5505/pajes.2017.13471  Sayfalar 69 - 75
İşleme tamlığı, elektro erozyon ile delik delme işlemlerinin en önemli ölçütlerden birisidir ve bu olay aşırı elektrot aşınmalarından dolayı çok önemlidir. Bu çalışmada iş parçaları, kör delikler elde edebilmek için elektro erozyon parametrelerine bağlı olarak işlenmiştir. İşleme tamlığı deneysel olarak işleme derinliği ve deliklerin şekillerine bağlı analiz edilmiştir. Deneysel sonuçlar varyans analizi ve regresyon analizi gibi istatistiksel metotlar ile değerlendirilmiştir. Ek olarak, işleme tamlığını geliştirmek ve en uygun işleme şartlarını belirlemek için grey ilişki analizi kullanılmıştır. Çalışma akımının belirleyici parametre olduğu gözlemlenmiştir. Malzemelerin elektro erozyon ile delme işlemlerinde daha doğru delik şekli elde edebilmek için daha düşük çalışma akımı ve daha yüksek vurum süresi tavsiye edilmiştir.
Machining accuracy is one of the most important criteria of electro discharge drilling (EDD) processes and this phenomenon is serious due to excessive electrode wears. In this study, the workpieces were machined with regard to EDD parameters to obtain blind holes. The machining accuracy was analyzed experimentally based on machining depth and shape of the holes. Experimental results were assessed by statistical methods such as analysis of variance and regression analysis. In addition, grey relation analysis was used to determine optimal machining condition and to improve the machining accuracy. It has been observed that working current is the determinative parameter. The lower working current and the higher pulse time are suggested to obtain the more accurate shape of the drilled holes in EDD of materials.
Makale Özeti | Tam Metin PDF

13.
Gezgin satıcı problemlerinin çözümü için rassal anahtar temelli elektromanyetizma sezgiselinin uygulanması
Application of the random key based electromagnetism-like heuristic for solving travelling salesman problems
Vildan Ç. Özkır, Burak Topçu
doi: 10.5505/pajes.2017.85698  Sayfalar 76 - 82
Ağ optimizasyonu problemleri içerisinde, gezgin satıcı problemi literatürde yaygın bir şekilde çalışılan problemlerden biridir. Problemin hesaplama açısından zor olması dolayısıyla, optimal çözümü elverişli zamanda elde edebilmek için pek çok sezgisel algoritma geliştirilmiştir. Bu çalışma, simetrik gezgin satıcı problemlerinin çözümü için melez bir elektro-manyetizma sezgiseli sunmaktadır. Esasında, elektro-manyetizma sezgiseli, fizikteki elektromanyetizma teorisinden ilham alan, popülasyon tabanlı global bir arama algoritmasıdır. Önerilen mekanizma, fizibil alanda rassal olarak oluşturulan partikülleri optimal çözüme yaklaştırma prensibine dayanır. Bu çalışmada, araç rotalama problemlerini çözebilmek için rassal anahtar yaklaşımı elektromanyetizma sezgiseline adapte edilmiştir. 15 kıyaslama örneği üzerinde test edilen sezgisel yöntem küçük boyuttaki problemler için en iyi çözümleri üretmektedir. Ayrıca, ağdaki nokta sayısı arttıkça, önerilen algoritma optimale yakın çözümler üretmektedir. Sonuçların etkinliği, önerilen algoritmanın kombinatoryal optimizasyon problemleri çözümü için de değerlendirilebileceğini göstermektedir.
Among network optimization problems, travelling salesman problem is widely studied one in the literature. Since the problem is computationally hard, many heuristics have been developed to obtain the optimal solution in reasonable time. This paper introduces a hybrid electromagnetism-like heuristics to solve symmetric travelling salesman problems. Originally, electromagnetism-like heuristic is a population based global search algorithm that is inspired by electromagnetism theory in Physics. The proposed mechanism is based on the principle of encouraging randomly generated particles to move toward to optimal solution in the feasible area. In this paper, random-key approach is adapted to electromagnetism-like heuristic to solve vehicle routing problems. Regarding 15 benchmark instances, proposed heuristic procedure produces optimal solutions for small instances. Moreover, as the number of vertices increase in the network, the proposed algorithm generates near optimal solutions. Efficiency of results shows that the proposed algorithm can be evaluated for the solution of combinatorial optimization problems.
Makale Özeti | Tam Metin PDF

14.
Kural tabanlı bulanık yaklaşımla talep tahmini ve hızlı tüketim sektöründe bir uygulama
Fuzzy rule based demand forecasting and an application on fast moving consumer industry
Beyzanur Çayır Ervural, İrem Uçal Sarı, Berk Koçyiğit
doi: 10.5505/pajes.2017.00936  Sayfalar 83 - 93
Talep tahmin çalışmaları hem sektörel hem de akademik anlamda karar vericiler için önemli kabul edilen stratejik konulardan biridir. Sürekli değişen politik, kültürel, yasal ve ekonomik gelişmeler işletmeleri belirsizlik altında tahmin etmeye itmiştir. Karmaşık, çok boyutlu ve belirsizliğin yüksek olduğu ortamlarda klasik yöntemlerle problemleri modellemek oldukça güçtür. Bulanık yaklaşımlar daha esnek yapıda olduğu için daha kolay modelleme imkanı sağlamaktadır. Bu çalışmada hızlı tüketim sektöründe faaliyet gösteren bir firmanın talep tahmin çalışması, bulanık küme teorisi, bulanık eğer-ise kuralları ve bulanık çıkarım kavramlarına dayanan kural tabanlı bulanık mantık yaklaşımıyla ele alınmıştır. Kural tabanlı bulanık yaklaşımla elde edilen sonuçlar gerçekleşen değerler ile karşılaştırılmış ve düşük mutlak sapma değerlerine ulaşılmıştır. Ayrıca elde edilen sonuçlar zaman serileri yaklaşımıyla da karşılaştırılmış, yöntemlerin üstünlükleri gösterilmiştir.
Demand forecasting studies are one of the strategic issues which are considered as significant for academicians and decision makers. Constantly changing political, cultural, legal and economic developments have pushed the companies to predict under uncertainty. It is very difficult to model some problems with traditional methods in complex, multi-dimensional and highly uncertain environment. Fuzzy approaches provide an easier modelling owing to their flexible nature. In this study, a demand forecasting study in a FMCG (fast-moving consumer goods) company has been applied using a rule based fuzzy logic approach which utilizes fuzzy set theory, fuzzy if-else rules and fuzzy inference concepts. The obtained results have been compared with real demands and low MAPE (mean absolute percentage error) values have been calculated. Also the obtained results have been compared with time series approach and the superiorities of the methods are discussed.
Makale Özeti | Tam Metin PDF

15.
Bir çokamaçlı filo konuşlandırma probleminin NSGA-II ve SMS-EMOA evrimsel algoritmalarının uyarlanması ile çözümü
A multiobjective fleet location problem solved by adaptation of evolutionary algorithms NSGA-II and SMS-EMOA
Ertan Yakıcı
doi: 10.5505/pajes.2017.20688  Sayfalar 94 - 100
Donanma platformlarının, radar toplam kapsama alanları ve radar kritik kapsama alanlarının ençoklanması amacı ile harekat bölgesinde konuşlandırılması problemi çok amaçlı evrimsel algoritmalar kullanılarak çözülmüştür. Bu kapsamda, literatürde Non-Dominated Sorting Genetic Algorithm-II (NSGA-II) ve S-Metric Selection Evolutionary Multiobjective Optimization Algorithm (SMS-EMOA) adı verilen yöntemler kullanılmıştır. Deney uygulamasında, bu yöntemlerin Pareto-optimal cepheye oldukça yakın olduğu değerlendirilen iyi ve istendiği gibi birbirinden farklı çözümler ürettiği görülmüştür. Kullanılan yöntemlerin performansları hipervolüm gösterge tekniği kullanılarak karşılaştırılmış, NSGA-II yönteminin daha iyi performans gösterdiği tespit edilmiştir.
The problem of locating naval platforms in the operation region with the aim of maximizing both total radar coverage and critical radar coverage is solved by using Multiobjective Evolutionary Algorithms (MOEA). Non-Dominated Sorting Genetic Algorithm-II (NSGA-II) and S-Metric Selection Evolutionary Multiobjective Optimization Algorithm (SMS-EMOA) procedures are implemented. Experiments show that evolutionary algorithms provide good and diverse alternatives that are considered to be very close to Pareto-optimal front. The performances of NSGA-II and SMS-EMOA approaches are compared employing the hypervolume indicator technique. The performance of NSGA-II is found better in terms of both convergence and diversity.
Makale Özeti | Tam Metin PDF

16.
Benzetim modelleme ve deneysel tasarım ile sinyal kontrollü kentsel trafik akışının en iyilenmesi
Optimization of signal controlled urban traffic flow using simulation modeling and an experimental design
Rahime Sancar Edis, Pınar Mızrak Özfırat
doi: 10.5505/pajes.2016.29000  Sayfalar 101 - 107
Kentsel alanlardaki trafik akışı, hem sürücü hem de yayalar için temel problemlerden biridir. Trafik yoğunluğu ve trafik ışıkları büyük zaman kayıplarına yol açmaktadır. Trafikte beklemelerle oluşan bu zaman kayıpları, ülkeler için boşa harcanmış önemli yakıt miktarlarına ve dolayısıyla önemli maliyet kayıplarına neden olmaktadır. Bu çalışmada, İzmir, Türkiye’de bir anayoldaki trafik akışı incelenmiştir. Kentsel trafikte boşa harcanmış kaynakları azaltmak üzere; sinyal kontrollü trafik akışını etkileyen faktörleri dikkate alan bir deneysel tasarım çalışması yapılmıştır. Tasarım faktörleri; trafik ışıklarının sinyal süreleri, trafik yoğunluğu ve araçların hızı olarak belirlenmiştir. Bu faktörlerin, sistemde geçirilen süre, kırmızı ışıkta bekleme süreleri ve sistemden çıkabilen araç sayısı amaçları üzerindeki etkileri incelenmiştir. Seçilen 486 tasarım noktasının sonuçları, oluşturulan benzetim modelinden elde edilmiştir. Sonuç olarak, tasarım noktaları içinden toplam bekleme süresini en küçükleyen en iyi faktör düzeyleri belirlenmiştir.
Traffic flow in urban areas is one of the major problems both for drivers and pedestrians. Traffic congestion and traffic lights constitute a large portion of the time spent in traffic. This wasted time for waiting in traffic also costs countries considerable amount of wasted fuel and hence considerable amount of money. In this study, traffic flow of a road in Izmir, Turkey is considered. In order to decrease all the wasted resources in urban traffic, an experimental design is conducted on the factors affecting the signal controlled traffic flow. The design factors are determined to be signal times of traffic lights, traffic intensity and the speed of vehicles. The effects of these factors on the three performance measures of time in system, waiting time in red light and number of vehicles going out of the system are analyzed. A fractional factorial design is carried out on the 486 design points evaluated using simulation modeling. In results, among the design points, best level of factors to minimize total waiting time in traffic flow are determined.
Makale Özeti | Tam Metin PDF

17.
Özdeş olmayan paralel makina çizelgeleme problemlerinin çözümü için bir karar destek sistemi
A decision support system for non-identical parallel machine scheduling
İnci Sarıçiçek
doi: 10.5505/pajes.2017.48658  Sayfalar 108 - 116
İşletmelerin üretim planlama faaliyetlerinde makina çizelgeleme kısa dönem planlamada sık tekrarlanan bir faaliyet olup kaynakların etkin kullanımı açısından çok önemlidir. Gerek darboğaz problemleri gerek kapasiteyi arttırma amaçlı aynı işi yapabilen birden fazla makina bulanan atölyelerde atölye ortamı ne olursa olsun bir paralel makina çizelgeleme probleminin de çözülmesi gereği ortaya çıkmaktadır. Özellikle özdeş olmayan paralel makinalarda işin hangi makinada işleneceği birçok faktöre bağlı olarak belirlenmek istenmektedir. Bu tür durumlara genel yazılımlar cevap verememektedir. Ayrıca plastik akıtma, fırınlama gibi paralel makina ortamlarında iş sırasına bağlı olarak hazırlık sürelerinin değişmesi durumu söz konusu olduğunda sıraya bağımlı hazırlık sürelerini de dikkate alan çizelgeler hazırlamak planlamacılar için önem arz etmektedir. Bu kapsamda, çalışmada sıraya bağımlı hazırlık süreli özdeş olmayan paralel makina çizelgeleme problemleri için bir karar destek sistemi tasarlanmıştır. Karar verici ilgili sistemi kullanarak, durumsallık yaklaşımıyla ilgili dönemde atölyede hangi amaç için işlerin çizelgelenmesi gerekiyorsa ilgili amaca göre çizelgeyi elde edebilir. Ayrıca, işleri en kısa sürede bitirmek ve geciken iş sayısını en küçüklemek gibi farklı amaç fonksiyonları için çizelgeleri elde etme ve sonuçlarını karşılaştırma imkânı bulabilir. Karar destek sisteminin model temelinde, büyük boyutlu gerçek hayat çizelgeleme problemlerine kısa sürede çözüm üretebilen ileri sezgisel algoritmalar kullanılmıştır.
Machine scheduling in the production planning activities of enterprises is an activity that is frequently repeated in short periods and is very important in terms of efficient use of resources. It is necessary to solve a parallel machine scheduling problem regardless of the workshop environment in workshops where more than one machine that can do the same job to increase the capacity and solve the bottleneck problems. Especially in non-identical parallel machines, it is desired to determine which machine will process the job depending on many factors. A general software cannot respond to such situations. In addition, it is important for planners to prepare charts that take into account sequence dependent setup times in parallel machine environments such as plastic injection and oven scheduling problems. In this context, the study is focused on designing a decision support system for non-identical parallel machine scheduling problems with sequence dependent setup times. By using the decision support system, the decision maker can obtain the schedule for the jobs need to be scheduled for the relevant period and purpose according to situation of workshop. The system makes it possible to find and compare schedules for different objective functions such as minimizing makespan and minimizing the number of tardy jobs. On the basis of the model of the decision support system, meta-heuristic algorithms that can produce a solution to large scale real-life scheduling problems in a short time have been used.
Makale Özeti | Tam Metin PDF

18.
Çok amaçlı karma tam sayılı tesis yerleşim problemi modeli ve askeri tesiste uygulama
Multi objective mixed integer facility layout problem and application at military facility
Murat Akça, Ramazan Şahin
doi: 10.5505/pajes.2017.26928  Sayfalar 117 - 123
İşletmelerde günlük işlerin yerine getirilmesi için malzemeler, ürünler ve personel hareket etmek zorundadır. Motorlu araçlarla veya tesis içerisindeki taşıma sistemleriyle gerçekleşen bu hareketler, iş yerleri için önemli bir maliyet unsurudur. İyi bir tesis tasarımı yapılması durumunda, bölümler arasında gerçekleşen taşımaların azaltılmasıyla, bu maliyetler önemli oranlarda düşürebilmektedir. Fakat şimdiye kadar yapılan çalışmalar, üretim tesisleri üzerine yoğunlaşmıştır. Diğer taraftan, askeri tesislerde yakıt tüketimi yüksek araçların ve sürekli hareket halinde olan personelin bulunması, burada da tesis yerleşiminin dikkate alınması gerektiğini göstermektedir. Bu çalışmada, literatürdeki bu eksikliği gidermek üzere, askeri tesislerin tasarımı üzerinde durulmuştur. Taşıma maliyetine ek olarak, insan sağlığı ve personel güvenliğini etkileyen revir ve müdahale merkezi gibi bölümlerin yerleşimi de dikkate alınmıştır. Bu iki amaçlı tesis yerleşim problemi için çok amaçlı karma tam sayılı matematiksel model kurulmuş ve gerçek verilerden yola çıkılarak bir uygulama çalışması yapılmıştır.
Materials, products and workers have to move in order to perform the daily schedule of the organizations. This movement which is done by vehicles or material handling systems is an important cost element for the organizations. A good facility layout design may reduce this cost by minimizing the interdepartmental flow. Till today, most of the facility layout planning studies have been focused on production facilities. On the other hand, having vehicles with high fuel consumption and having continuously moving personnel makes facility layout important for also military facilities. In this study, in order to remedy this deficiency in the literature, we focused on military facilities. In addition to conventional transportation costs, the allocation of infirmary and quick reaction team which affects human health and personnel safety has also considered. We presented a multi-objective mixed integer programming model for this bi-objective facility layout problem. We applied this model on a military facility problem which is created by utilizing real data.
Makale Özeti | Tam Metin PDF

19.
Ortalama-Varyans portföy optimizasyonu için parçacık sürü optimizasyonu algoritması: Bir Borsa İstanbul uygulaması
Particle swarm optimization algorithm for mean-variance portfolio optimization: A case study of Istanbul Stock Exchange
Hasan Akyer, Can B. Kalayci, Hakan Aygören
doi: 10.5505/pajes.2017.91145  Sayfalar 124 - 129
Geçmişte, yatırımcılar portföylerini geleneksel portföy teorisi yaklaşımına göre oluştururken, günümüzde, modern portföy teorisi yaklaşımı daha yaygın tercih edilmektedir. Modern portföy teorisinin temelleri, Harry Markowitz tarafından geliştirilen ortalama varyans modeli ile atılmıştır. Fazla sayıda menkul kıymetten oluşan bir portföyün işlem maliyeti artacak ve kontrolü zorlaşacaktır. Bu nedenle, ortalama-varyans modeline portföydeki menkul kıymet sayısı kısıtı eklenmelidir. Eleman sayısı kısıtlı portföy optimizasyonu problemi NP-Zor sınıfındadır. Bu sınıftaki problemlerin, kesin çözüm üreten algoritmalar ile kabul edilebilir zaman diliminde çözümü zor olduğundan sezgisel yöntemlere genellikle başvurulmaktadır. Bu çalışmada, portföy optimizasyonu problemi çözümü için bir parçacık sürü optimizasyonu algoritması uyarlanarak ve Borsa İstanbul endeksine uygulanmıştır. Elde edilen deneysel bulgular göstermektedir ki, kısıtsız etkin sınıra yaklaşabilmek için düşük risk seviyelerinde daha fazla hisseye yatırım yapılması gerekirken, risk seviyesi arttıkça elde tutulması gereken hisse senedi sayısı azalmaktadır.
While investors used to create their portfolios according to traditional portfolio theory in the past, today modern portfolio approach is widely preferred. The basis of the modern portfolio theory was suggested by Harry Markowitz with the mean variance model. A greater number of securities in a portfolio is difficult to manage and has an increased transaction cost. Therefore, the number of securities in the portfolio should be restricted. The problem of portfolio optimization with cardinality constraints is NP-Hard. Meta-heuristic methods are generally preferred to solve since problems in this class are difficult to be solved with exact solution algorithms within acceptable times. In this study, a particle swarm optimization algorithm has been adapted to solve the portfolio optimization problem and applied to Istanbul Stock Exchange. The experiments show that while in low risk levels it is required to invest into more number of assets in order to converge unconstrained efficient frontier, as risk level increases the number of assets to be held is decreased.
Makale Özeti | Tam Metin PDF

20.
Basit düz ve U-tipi montaj hattı dengeleme problemleri için diferansiyel evrim algoritması
A differential evolution algorithm for simple straight and U-type assembly line balancing problems
Feriştah Özçelik
doi: 10.5505/pajes.2017.47487  Sayfalar 130 - 140
Montaj hattı, seri olarak birbirine bağlı istasyonlardan oluşan bir akış tipi üretim sistemidir. Montaj hatlarının etkin olarak tasarımı, standart ürünlerin büyük miktarlarda üretiminde oldukça önemlidir. Bu çalışmada, düz ve U-tipi basit montaj hattı dengeleme problemlerinin çözümü için bir diferansiyel evrim algoritması geliştirilmiştir. Popülasyon temelli evrimsel bir algoritma olan diferansiyel evrim algoritması, son yıllarda eniyileme problemlerinin çözümünde etkin olarak kullanılan bir yöntem olarak karşımıza çıkmaktadır. Önerilen algoritmanın çözüm başarısı, literatürde yaygın olarak kullanılan çok sayıda test problemi kullanılarak gerçekleştirilen deneyler ile değerlendirilmiştir. Sonuçlar algoritmanın etkinliğini göstermektedir.
An assembly line is a flow-oriented production system in which the productive units performing the operations, referred to as stations, are aligned in a serial manner. Design of efficient assembly lines has considerable importance for the production of high-quantity standardized products. In this paper, a differential evolution algorithm is proposed to solve simple straight and U-type assembly line balancing problems. As a population-based evolutionary algorithm, differential evolution algorithm is seen as an effective method to solve optimization problems in recent years. A computational study is conducted by solving a large number of benchmark problems available in the literature to compare the performance of the proposed approach. The results show that the proposed approach performs quite effectively.
Makale Özeti | Tam Metin PDF

21.
Uyumsuz iş setlerini içeren karmaşık montaj hattı dengeleme problemi için bastırılmamış sınıflandırmalı karınca koloni optimizasyonu algoritması
A nondominated sorting ant colony optimization algorithm for complex assembly line balancing problem incorporating incompatible task sets
Ibrahim Kucukkoc
doi: 10.5505/pajes.2017.02350  Sayfalar 141 - 152
İki-taraflı montaj hatları otomotiv endüstrisinde otobüs, kamyon ve otomobil gibi geniş hacimli ürünlerin üretiminde yoğunlukla kullanılmaktadır. Karışık modelli hatlar ise üreticilere müşterilerin kişiselleştirilmiş talebini uygun maliyetle ve istenen kalitede ulaştırmak için yardımcı olmaktadır. Bu çalışma uyumsuz iş gruplarını içeren karışık-modelli iki taraflı montaj hatlarını konu almaktadır ve hat etkinliğini maksimize etmek için birbiriyle çelişen iki amacı (çevrim zamanı ve istasyon sayısı) minimize eden yeni bir yöntem önermektedir. Böyle bir yaklaşım montaj hattı alanında tip-E olarak adlandırılan probleme işaret etse de önerilen bastırılmamış sınıflandırmalı karınca koloni algoritması (NSACO) diğer çözümleri her iki amaç açısından da bastıran çözüm seti sunmaktadır (pareto yüzey çözümler). Çözümler arasından en yüksek hat etkinliğine sahip olanı en iyi çözüm olarak belirlenmektedir. İki farklı çözüm her iki amaç açısından da aynı değerlere sahip olduğu zaman, ilave bir performans kriteri uygulanmaktadır. Her iki amaç da aynı değerlere sahip olduğu zaman daha düzgün iş yükü dağılımına sahip olan çözüm tercih edilmektedir. NSACO tanımlanmıştır ve çalışma prensibi bir sayısal örnek üzerinden anlatılmıştır. Algoritmanın performansı, uyumsuz iş seti kısıtlarını dikkate alarak ve almayarak iki durum altında test edilmiştir ve araştırma sonuçları ilk defa sunulmuştur. Sonuçlar göstermektedir ki NSACO ümit verici çözüm kapasitesine sahiptir.
Two-sided assembly lines are heavily used in automotive industry for producing large-sized products such as buses, trucks and automobiles. Mixed-model lines help manufacturers satisfy customized demands at a reasonable cost with desired quality. This paper addresses to mixed-model two-sided lines incorporating incompatible task groups and proposes a new method for minimizing two conflicting objectives, namely cycle time and the number of workstations, to maximize line efficiency. While such an approach yields to a so-called type-E problem in the line balancing domain, the proposed nondominated sorting ant colony optimization (NSACO) approach provides a set of solutions dominating others in terms of both objectives (pareto front solutions). The solution which has the highest line efficiency among pareto front solutions is then determined as the best solution. An additional performance criterion is also applied when two different solutions have the same values for both objectives. The solution which has the smoother workload distribution is favoured when both criteria are the same. NSACO is described and a numerical example is provided to exhibit its running mechanism. The performance of the algorithm is tested through test problems in two cases, i.e. incompatible task sets are considered and not considered, and computational results are presented for the first time. The results indicate that NSACO has a promising solution capacity.
Makale Özeti | Tam Metin PDF

22.
Sağlık sistemlerinde yöneylem araştırması teknikleri: 2007-2017 yılları arası literatür taraması
Operations research in healthcare systems: literature review of years 2007-2017
Gül Didem Batur, Serpil Erol
doi: 10.5505/pajes.2017.44389  Sayfalar 153 - 166
Yöneylem Araştırması tekniklerinin sağlık alanındaki problemlerin çözümünde kullanımının son yıllarda dikkat çekici boyutlara ulaştığı görülmektedir. Bu çalışmada, sağlık sistemlerinde karşılaşılan problemler ele alınmış ve planlama, yönetim ve uygulama başlıkları altında sınıflandırılmıştır. Bu konularda çalışma yapacak araştırmacılara yön göstermesi amacıyla, 2007-2017 yılları arasında yayınlanan çalışmalar, konu başlıklarına göre, çözüm yöntemleri ve gerçek hayat problemleri üzerindeki uygulamaları açısından değerlendirilmiş ve Yöneylem Araştırması’nın bu tür problemlerin çözümünde uygulanabilirliği ortaya koyulmuştur.
The use of Operations Research techniques for problems in healthcare systems is observed to get remarkable attention in recent years. In this study, problems encountered in healthcare systems are taken into consideration and are classified under the headings of planning, management and application. In order to guide the researchers who will work on these issues, studies published between the years 2007-2017 are evaluated according to their headings, solution methods and applications on real life problems, and the applicability of Operation Research over these problems is presented.
Makale Özeti | Tam Metin PDF