Cilt: 15  Sayı: 1 - 2009
Özetleri Gizle | << Geri
1.
Kapak-İçindekiler
Cover-Contents
Pamukkale Üniversitesi Mühendislik Bilimleri Dergisi
Sayfalar I - III
DOWNLOAD

2.
AISI 1030 ÇELİĞİNİN AŞINDIRICILI SU JETİ İLE KESİLMESİNDE YÜZEY PÜRÜZLÜLÜĞÜNÜN VE KESME ÖNÜ GEOMETRİSİNİN İNCELENMESİ
INVESTIGATION SURFACE ROUGHNESS AND CHARACTERIZATION OF CUTTING FRONT SIDE GEOMETRY IN THE CUTTING OF AISI 1030 MATERIAL WITH ABRASIVE WATER JET
Adnan AKKURT
Sayfalar 1 - 11
Alternatif bir üretim yöntemi olarak gündeme gelen aşındırıcı su jeti (ASJ) ile kesme, endüstriyel amaçlı malzemelerdeki gelişmelere paralellik gösterecek şekilde, işlenmesi güç malzemelerin biçimlendirilmesinde etkili bir yöntem olarak kullanılmaktadır. Bu çalışmada, endüstride yaygın kullanılan AISI 1030 malzemeden hazırlanan farklı kalınlıklardaki numuneler işleme parametrelerinden yanal hız değişken, diğer parametreler sabit tutularak, ASJ ile kesilmiş ve elde edilen yüzeylerin kesme önü geometrisi karakterize edilmiştir. Elde edilen sonuçlar dik kenar, keskin köşe ve benzeri yüzeylerin işlenmesinde aşındırıcılı su jeti ile kesme metodunun kullanılabileceğini göstermiştir.
Abrasive water jet (AWJ) is used as a new and alternative cutting technique in industry to form the materials that are hard to cut. In this study, AISI 1030 steel samples in different thickness were cut with AWJ process. The samples were cut with different cutting speeds. The effect of cutting speed on the surface characteristics was investigated. The results of the study show that AWJ can be used as an effective cutting process to form sharp corners and edges.
Makale Özeti | Tam Metin PDF

3.
BİLEZİKLİ ASENKRON MAKİNELERDE ANLIK YÜKSEK MOMENT VE HIZ DENETİMİ İÇİN ROTOR DEVRESİNE BULANIK MANTIK TABANLI GÜÇ ENJEKSİYONU
THE FUZZY LOGIC BASED POWER INJECTION INTO ROTOR CIRCUIT FOR INSTANTANEOUS HIGH TORQUE AND SPEED CONTROL IN INDUCTION MACHINES
Selami KESLER, A. Sefa AKPINAR, Ali SAYGIN
Sayfalar 13 - 23
Büyük güç gerektiren uygulamalarda yüksek moment üretimi ve rüzgâr santrallerinde sabit frekanslı sabit güç üretimi için kullanılan bilezikli asenkron makinelerde rotor devresi güç akışı farklı yöntemlerle denetlenir. Denetimli yüksek moment üretmek, en uygun güç katsayısı elde etmek ve hız denetimi için rotor devresine bilezikler üzerinden kayma frekanslı gerilim uygulanabilir. Bu çalışmada, öncelikle bilezikli bir asenkron makinede rotor sargılarına bilezikler üzerinden gerilim uygulanmasının dinamik etkileri araştırılmış ve yöntemin sakıncalı yönleri uygulama desteğiyle ortaya konulmuştur. Daha sonra bu dinamik etkileri iyileştirmek üzere, makinenin anlık zorlanmalarda yüksek moment üretimini denetlemek ve hızını ayarlamak için rotor tarafında bulanık mantık denetleyicili bir evirici modeli önerilmiştir. Sürekli çalışma durumunda stator sargıları doğrudan şebekeye bağlı olan sistemin benzetim modeli için C/C++ programı geliştirilmiş ve farklı yük şartları için elde edilen sonuçlar tartışılmıştır.
The power flow of the rotor circuit is controlled by different methods in induction machines used for producing high torque in applications involved great power and constant output power with constant frequency in wind turbines. The voltage with slip frequency can be applied on rotor windings to produce controlled high torque and obtain optimal power factor and speed control. In this study, firstly, the dynamic effects of the voltage applying on rotor windings through the rings in slip-ring induction machines are researched and undesirable aspects of the method are exposed with simulations supported by experiments. Afterwards, a fuzzy logic based inverter model on rotor side is proposed with a view to improving the dynamic effects, controlling high torque producing and adjusting machine speed in instantaneous forced conditions. For the simulation model of the system in which the stator side is directly connected to the grid in steady state operation, a C/C++ algorithm is developed and the results obtained for different load conditions are discussed.
Makale Özeti | Tam Metin PDF

4.
ELEKTRİKLİ EV ALETLERİNDE CE UYUMLULUĞU VE BİR UYGULAMA
CE APPROVAL IN ELECTRICAL HOUSEHOLD APPLIANCES AND A CASE STUDY
Nazmi EKREN, Ercan AYKUT, Bahtiyar DURSUN
Sayfalar 25 - 32
Hızla gelişen teknoloji, artan rekabet ortamı ve kullanıcının bilinçlenmesi gibi nedenlerden dolayı kaliteli üretim yapmanın gerekliliği günümüzde daha da artmıştır. Ürün kalitesinin ve güvenilirliğinin belgelenmesi tüketici açısından şart olmuştur. Ürün güvenliğinin belgelenmesinde kullanılan birçok belge vardır. Bu belgelerden biri de CE belgesidir. Bu makalede, CE işareti ile ilgili temel bilgi verilmiş ve elektrikli ev aletleri için gerekli CE standartları ve testlerinden bahsedilmiştir. Örnek olarak elektrikli ev aletlerinden tost makinesi ele alınmış, incelenmiştir. Tost makinesine CE belgesi almak için EN60335-2-9 direktifine göre gerekli testler yapılmış ve CE belgesi alınmıştır.
Due to the reason for rapidly developing technology, increasing competition medium, and awareness of the consumers, nowadays, the exigency of production with good quality has gained more and more significance. Certification of the quality and safety of the products to the consumers is compulsory in terms of producers. There are some documents to certify safety of the products. One of them is CE certificate. In this paper, basic information about CE mark is given and CE standards and tests required for electrical household appliances are mentioned. As an application, one of an electrical household appliance, toaster grill is treated and examined. To obtain CE certificate for toaster grill, required tests are made according to EN60335-2-9 and CE certificate is obtained.
Makale Özeti | Tam Metin PDF

5.
ENDOSKOPİK GÖRÜNTÜLERİN DEĞERLENDİRİLMESİNDE GÖRÜNTÜ İŞLEME TEMELLİ AKILLI BİR KARAR DESTEK SİSTEMİ
AN INTELLIGENT DECISION SUPPORT SYSTEM BASED ON IMAGE PROCESSING FOR EVALUATING OF THE ENDOSCOPIC IMAGES
Abdülkadir ŞENGÜR, İbrahim TÜRKOĞLU, M. Cevdet İNCE
Sayfalar 33 - 42
Bu çalışmada, kolonoskopik video görüntülerindeki poliplerin yerlerini belirleyen, hekime yardımcı akıllı bir karar destek sistemi sunulmuştur. Sistem, dalgacık dönüşümü eş oluşum matrislerinden çıkarılan öznitelikler ile yapay sinir ağları sınıflandırıcısından oluşmaktadır. Önerilen sistem polip ve normal dokuların bulunduğu bir dizi kolonoskopik video görüntüsüne uygulanmıştır. Elde edilen deneysel sonuçlar özgüllük ve duyarlılık analizi ile değerlendirilmiştir. Kullanılan değerlendirme kriterince gerçekleştirilen bütün uygulamaların sonucunda ortalama % 90.2 duyarlılık ve % 88.7 özgüllük değerleri elde edilmiştir.
In this study, a decision support system which helps the physician to determine the location of a polyp on the colonoscopic video images is presented. The system is composed of neural network classifier and features extracted from wavelet transform co-occurrence matrices. The proposed methodology is applied to a sequence of colonoscopic video frames which have normal and abnormal formations. The application results are evaluated with respect to the sensitivity and specificity analysis. As a result of the evaluation criterion, 90.2 % sensitivity and 88.7 % specificity values are obtained by using statistical features of the wavelet transform co occurrence matrices and neural networks.
Makale Özeti | Tam Metin PDF

6.
FARKLI FREN DİSKLERİNDE OLUŞAN ISI DEĞİŞİMİNİN FRENLEME KUVVETLERİNE ETKİLERİ
THE EFFECT OF HEAT VARIATION ON DIFFERENT BRAKE DISK BRAKING FORCES
Mesut DÜZGÜN
Sayfalar 43 - 48
Bu çalışmada iki farklı soğutmalı fren diski üretilerek bunların normal fren diski ile frenleme performansları ve ısı oluşumları deneysel olarak incelenmiştir. Ani frenlemeler ile frenleme kuvvetleri ve sürekli frenleme şartlarında sıcaklıklar ölçülmüştür. On dört farklı pedal kuvvetinde ani frenleme testleri ve sekiz farklı frenleme şartlarında ise frenleme sıcaklıkları test edilmiştir. Test sonuçlarına göre hava soğutma uygulaması, frenleme kuvvetini % 42,6 artırmakla birlikte şartlara bağlı olarak oluşan ısıyı da % 31,5 azaltmaktadır.
In this study, two different ventilated brake discs were manufactured and their braking force performances and heat generations were investigated experimentally together with a solid disc. Braking force outputs were examined in sudden and continuous braking conditions and disc temperatures were simply measured in continuous braking conditions. Fourteen pedal forces were used in sudden braking tests and eight periodic measurements were executed in continuous braking tests. Experiment results showed that ventilation applications not only increased the brake force outputs up to 42.6 %, but also reduced the heat formation on discs up to 31.5 % depending on test conditions.
Makale Özeti | Tam Metin PDF

7.
FARKLI ZEMİN ORTAMLARINA YERLEŞTİRİLEN ESNEK GÖMÜLÜ BORULARIN DÜŞEY YÜKLER ALTINDAKİ ŞEKİL DEĞİŞİMİMİN DENEYSEL VE AMPRİK YÖNTEMLERLE İNCELENMESİ
EXPERIMENTAL AND NUMERICAL INVESTIGATION OF FLEXIBLE BURIED PIPE DEFORMATION BEHAVIOR UNDER VARIOUS BACKFILL CONDITIONS
Niyazi Uğur TERZİ, Sönmez YILDIRIM
Sayfalar 49 - 58
Esnek boruların şekil değişimi ve zamana bağlı davranış biçimleri çelik ve betondan malzemelerden üretilen rijit borular ile kıyaslandığında bir çok yönden farklılıklar gösterir. Düşey yükler altındaki deformasyon davranışları; geri dolgu mazlemesi ve yerleştirme koşulları ile doğrudan ilişkilidir. Bu çalışmada 100 mm yarıçapındaki bir HDPE esnek borunun düşey yükler altındaki davranışı labaratuvar ortamında incelenmiştir. Çalışmalarda, deney kutusu, şişebilen membran yastıklar, yağmurlama sistemi, pozisyon ve şekil değişimi ölçerler kullanılmıştır. İnceleme kapsamında farklı zemin ortamları dikkate alınmıştır. Matematiksel analizler için Geliştirilmiş Iowa yöntemini temel alan Masada Derivasyonu kullanılmış ve deney sonuçları ile matematiksel sonuçlar birbirleri ile karşılaştırılmıştır. Yapılan değerlendirmeler sonucunda geri dolgu malzemesinin boru davranışında önemli bir etken olduğu görülmüş, Masada Derivasyonunun boru dayanımının kestiriminde güvenilir çözümler ortaya koyduğu saptanmıştır.
Deformation characteristics of polyethylene based flexible pipes are different than rigid pipes such as concrete and iron pipes. Deflection patterns and stress-strain behaviors of flexible pipes have strict relation between the engineering properties of backfill and its settlement method. In this study, deformation behavior of a 100 mm HDPE flexible pipe under vertical loads is investigated in laboratory conditions. Steel test box, pressurized membrane, raining system, linear position transducers and strain gauge rosettes are used in the laboratory tests. In order to analyze the buried pipe performance; Masada Derivation Formula which is mostly used by designers is employed. According to the test and mathematical studies, it is understood that relative density of backfill and its settlement method is a considerable effect on buried pipe performance and Masada Derivation method is very efficient for predicting the pipe performance.
Makale Özeti | Tam Metin PDF

8.
HARMONİK VE SIÇRAMA İÇEREN ELEKTRİK GÜÇ ŞEBEKESİ GERİLİM İŞARETİNE KİLİTLENMENİN YİNELENEN EN KÜÇÜK KARELER METODUYLA İNCELENMESİ
INVESTIGATION OF TRACKING OF VOLTAGE SIGNAL CONTAINING HARMONICS AND SPIKE BY USING RECURSIVE LEAST SQUARES METHOD
H. Hüseyin SAYAN, İlhan KOŞALAY, Cemal YILMAZ
Sayfalar 59 - 68
Bu çalışmada, klasik uyarlanabilir metotlardan Yinelenen En Küçük Kareler Metodu (YEKK) kullanılmıştır. Öncelikle YEKK metoduna unutma faktörü algoritması adapte edilmiştir. Geliştirilen yaklaşım kullanılarak bir elektrik güç şebekesinin harmonik ve sıçrama içeren faz gerilim sinyalinin faz bilgileri elde edilerek; gerilim göçmesi, faz kayması ile ani gerilim sıçramaları’na algoritmanın tepkileri incelenmiştir. Benzetim işlemi MATLAB® yardımıyla gerçekleştirilmiş olup benzetim sonuçları ve metodun etkinliği incelenmiştir.
In this study, recursive least squares method (RLSM) that is one of the adaptable classical methods was used. Firstly forgetting factor was adapted to RLSM. Phase information of voltage signal belonging to an electric power network that contains harmonics and spike was obtained by developed approach. Then responses of the algorithm were investigated for voltage collapse, phase shift and spike. Simulation was implemented by using MATLAB® code. Results of simulation were examined and efficiency of method was presented.
Makale Özeti | Tam Metin PDF

9.
İÇME SULARINDA ARSENİK KİRLİLİĞİ : ÜLKEMİZ AÇISINDAN BİR DEĞERLENDİRME
ARSENIC CONTAMINATION IN DRINKING WATER: AN ASSESSMENT FOR TURKEY
Meltem BİLİCİ ÇALIŞKAN, Ayşegül PALA
Sayfalar 69 - 79
Metal ile ametal arasında bir özelliğe sahip olan arsenik yerkabuğunda en çok bulunan elementlerden biridir. Doğada hem doğal hem antropojenik kaynaklı olarak bulunabilen arsenik toksik ve kanserojen bir maddedir. Suda en çok bulunan inorganik arsenik türleri arsenit (As(III)) ve arsenattır (As(V)). Arseniğin türünü ve dağılımını suyun pH’ı, redoks potansiyeli ve sülfür, demir ve kalsiyum gibi kompleks iyonların varlığı belirler. Dünyada birçok bölgede doğal olarak oluşan yeraltı suyu arsenik kirliliği nedeniyle çok sayıda kişi arsenik zehirlenmesi riski ile karşı karşıya kalmıştır. Türkiye’de de özellikle batı bölgelerde, içme sularında arsenik için belirlenen maksimum kirletici seviyesi olan 10 ?g/L’den daha yüksek miktarda arsenik konsantrasyonlarına rastlanmıştır. Bu çalışma kapsamında ülkemizde arsenik sorununun boyutları ve nedenleri araştırılmıştır. Bu amaçla İzmir’e bağlı bazı ilçelerde yapılan analizler sonucunda standartların üzerinde arsenik bulunmuştur. Kuyu sularında doğal olarak oluşan arsenik kirliliği suyun bulunduğu derinlikteki kaya türü, mineral ve cevher yapıdan kaynaklanmaktadır.
Arsenic is one of the most abundant elements in the earth’s crust and classified as a non-metal or a metalloid. Arsenic is toxic and carcinogen and in the environment occurs from both natural and anthropogenic sources. In the aqueous environment inorganic arsenic appears commonly in forms of arsenite (As(III)) and arsenate (As(V)). pH, redox potential, and the presence of complexing ions such as ions of sulfur, iron, and calcium determine the arsenic valence and speciation. Because of the naturally occurring arsenic contamination in groundwater in many parts of the world many people have faced with risk of arsenic poisoning. In Turkey especially in the west regions, natural water sources contained much higher levels of arsenic than maximum contaminated level (MCL) set (10 ?g/L) were determined. In this study, arsenic problem and its reasons in Turkey were investigated. For this purpose, arsenic analyses were carried out and higher levels of arsenic than MCL was detected in some regions of Izmir. High levels of arsenic in these natural waters were considered to be associated with the dissolution of some minerals and rock formation.
Makale Özeti | Tam Metin PDF

10.
SİMÜLASYON TEKNİĞİ İLE ELASTİK KÜTLE-YAY SALINIMINLARININ İNCELENMESİ
INVESTIGATION OF ELASTIC PENDULUM OSCILLATIONS BY SIMULATION TECHNIQUE
Zekeriya GİRGİN, Ersin DEMİR
Sayfalar 81 - 86
Bu çalışmada, elastik kütle-yay sarkaç salınımları incelenmiştir. Sistemin lineer olmayan diferansiyel denklemlerini çözmek için Dymola, SimulationX gibi Modelica dili tabanlı Simülasyon Tekniği kullanılmıştır. Sistemdeki yayın direngenliği lineer ve kütlesi ihmal edilmiştir. Bu şartlar altındaki sarkacın kinematik davranışı incelenmiştir. Sistemi ifade eden genel denklem iki tane lineer olmayan ve birbirini etkileyen diferansiyel denklemden oluşmaktadır. Bu denklemler Simülasyon Tekniği ile çözülmüştür. Elde edilen sonuçlar önceki çalışmalarla kıyaslanmış ve uyumlu olduğu görülmüştür.
In this study, elastic spring-mass pendulum oscillations are investigated. In order to solve a nonlinear differential equation system, Simulation Technique based on Modelica Language such as Dymola, SimulationX etc., is used. It's assumed that the spring coefficient in this system is linear and spring mass is neglected. Under these conditions, kinematic behavior of the pendulum was investigated. The governing equation of the system possessing two nonlinear differential equations which interacts each other are solved simultaneously. The obtained results are compared with previous works and seemed good agreements with others.
Makale Özeti | Tam Metin PDF

11.
PIC TABANLI BİR PI DENETLEYİCİ İLE SENKRON MOTOR KULLANILARAK BİR KOMPANZATÖR UYGULAMASI
A COMPENSATOR APPLICATION USING SYNCHRONOUS MOTOR WITH A PI CONTROLLER BASED ON PIC
Ramazan BAYINDIR, Alper GÖRGÜN
Sayfalar 87 - 99
Bu çalışmada PIC 18F452 mikro denetleyici kullanılarak senkron motorun PI kontrolü gerçekleştirilmiş ve değişik uyartım akımlarında endüktif, kapasitif ve omik çalıştırılması sağlanmıştır. Sayısal sistemlere dönüşümü karışık olan PI kontroldeki integral algoritmasını gerçekleştirmek için integral alma işlemi yerine, belirli bir zaman dilimi içerisinde alınan tüm hata değerlerinin toplamının örnekleme periyodu ile çarpılması kullanılmıştır. Çalışmada PI parametrelerinin referans değerleri Ziegler-Nichols ayarlama yöntemi ile tespit edilmiştir. Sistemin çalışması esnasında bu parametreler, tasarlanan yazılım ile mikro denetleyici içerisinde hesaplanarak belirlenen algoritma çerçevesinde eş zamanlı olarak değiştirilmiştir. Ayrıca kullanıcıya LCD ekran üzerinden anlık olarak sisteme ait akım, gerilim, frekans ve güç katsayısı büyüklüklerin gösterilmesi sureti ile çalışmaya görsel bir boyut kazandırılmıştır.
In this paper, PI control of a synchronous motor has been realized by using a PIC 18F452 microcontroller and it has been worked as ohmic, inductive and capacitive with different excitation currents. Instead of solving integral operation of PI control which has difficulties with conversion to the digital system, summation of all error values of a defined time period are multiplied with the sampling period. Reference values of the PI algorithm are determined with Ziegler-Nicholas method. These parameters are calculated into the microcontroller and changed according to the algorithm. In addition, this work designed to provide visualization for the users. Current, voltage and power factor data of the synchronous motor can be observed easily on the LCD instantly.
Makale Özeti | Tam Metin PDF

12.
SVPWM İNVERTERİN ÇOKLU DARBELER YÖNTEMİYLE HARMONİK ANALİZİ
HARMONIC ANALYSIS OF SVPWM INVERTER USING MULTIPLE-PULSES METHOD
Mehmet YUMURTACI, Seydi Vakkas ÜSTÜN, Seçil VARBAK NEŞE
Sayfalar 101 - 106
Uzay Vektör Modülasyon (SVM) tekniği asenkron motor kontrolünde üç fazlı gerilim beslemeli inverter için popüler ve önemli bir PWM tekniğidir. Bu çalışmada Uzay Vektör PWM (SVPWM) inverterin çoklu darbeler yöntemini kullanarak yapılan harmonik analizi incelenmiştir. Çoklu darbeler yöntemi çıkış PWM dalga şeklinin her bir pozitif ve negatif darbesinin Fourier katsayılarını hesaplamakta ve tüm PWM çıkış sinyalinin Fourier katsayılarını hesaplamak için süperpozisyon ilkesini kullanarak birbirleriyle toplamaktadır. Harmonik genlikleri; doğrusallaştırma, tarama tabloları kullanımı ya da Bessel fonksiyonları olmaksızın bu yöntemle doğrudan hesaplanabilir. Bu çalışmada, değişken parametre değerleri için SVPWM uygulamasından elde edilen sonuçlar, çoklu darbeler yöntemiyle elde edilen sonuçlarla karşılaştırılmıştır.
Space Vector Modulation (SVM) technique is a popular and an important PWM technique for three phases voltage source inverter in the control of Induction Motor. In this study harmonic analysis of Space Vector PWM (SVPWM) is investigated using multiple-pulses method. Multiple-Pulses method calculates the Fourier coefficients of individual positive and negative pulses of the output PWM waveform and adds them together using the principle of superposition to calculate the Fourier coefficients of the all PWM output signal. Harmonic magnitudes can be calculated directly by this method without linearization, using look-up tables or Bessel functions. In this study, the results obtained in the application of SVPWM for values of variable parameters are compared with the results obtained with the multiple-pulses method.
Makale Özeti | Tam Metin PDF

13.
ULUSLARARASI LİSANSLI MÜHENDİSLİK SİSTEMLERİNİN İNCELENMESİ
NVESTIGATION OF INTERNATIONAL ENGINEERING LICENSURE SYSTEMS
Selim BARADAN, Gülben ÇALIŞ
Sayfalar 107 - 117
Dünyanın bir çok ülkesinde mühendislerin kamuya hizmet verebilmeleri ve mühendis sıfatını kullanabilmeleri için eğitim ve iş deneyimi gibi kriterlerin istendiği ve yasanın yetki verdiği bir teşkilat tarafından yürütülen bir “lisanslı mühendislik” sistemine kayıt olmaları gerekir. Küreselleşmenin gündemden düşmediği şu günlerde FEANI, APEC ve EMF gibi uluslararası topluluklar mesleğini uluslararası platformda icra etmek isteyen mühendislere bu fırsatı uluslararası tanınmaya dayalı bir sistem dahilinde, Avrupalı, APEC ve Uluslararası Profesyonel mühendis gibi unvanlar vererek sağlamaktadır. Bu makalede, bu uluslararası sistemlerin nasıl yürütüldüğü, hangi kriterler istendiği incelenmiş ve Türkiye’nin Avrupa Birliği gibi uluslararası bir topluluğa girmesi halinde mevcut olan uygulamaların hangi düzeye getirilmesi gerektiği tartışılmaktadır.
In many countries, engineers are legally required to register to a “licensure” system, which is founded on education and experience criteria and administered by a government body, to use the “engineer” title and offer professional services to the public. In today’s globalized world, international alliances such as FEANI, APEC and EMF award engineers with European, APEC and International Professional engineer titles within a framework of mutual recognition of qualifications enabling them to practice outside their own country. This article examines such international licensure systems, particularly their administration processes and registration criteria, and discusses how current licensure procedures in Turkey should be revamped in case of joining an international alliance such as European Union.
Makale Özeti | Tam Metin PDF

14.
YANAL YÜKLÜ BİR MODEL KAZIĞIN KUM ORTAMINDAKİ DAVRANIŞININ DENEYSEL VE NÜMERİK YÖNTEMLERLE İNCELENMESİ
INVESTIGATION OF A LATERALLY LOADED MODEL PILE BEHAVIOUR IN SAND BY MEANS OF EXPERIMENTAL AND NUMERICAL METHODS
Niyazi Uğur TERZİ, Havvanur KILIÇ, Sami GÜLTEKİN
Sayfalar 119 - 127
Bu çalışmada, farklı kum ortamlarında yerleştirilmiş olan bir kazık modelinin yanal yüklemeler altındaki gerilme-şekil değiştime ve yerdeğiştirme davranışı incelenmiştir. Labaratuvar ortamında yürütülen çalışmada, dairesel bir alüminyum kazık, deney kutusu, yükleme düzeneği, yer değişimi ve şekil değişimi ölçerler kullanılmıştır. Yağmurlama sistemi kullanılarak eşdeğer sıkılık ve homojen bir dolgu ortamı oluşturulmuştur. Deneysel çalışmalarda model kazığın kademeli yüklemeler altındaki gösterdiği davranışı deneysel olarak saptanmıştır ve daha sonra kazık davranışı, tasarımcılar tarafından yaygın olarak kullanılan p-y ve yatak katsayısı yöntemleri kullanılarak analiz edilmiştir. Nümerik çalışmalar LPILE ve SAP 2000 programlarında gerçekleştirilmiştir. Yapılan çalışmalar sonucunda, p-y yönteminin yatak katsayısı yönteminden daha güvenilir sonuçlar ortaya koyduğu saptanmıştır. Kumun sıkılık derecesinin zemin reaksiyonu üzerindeki etkisi görülmüştür. Son olarak ölçüm aygıtlarının kalibrasyonunda kullanılan Daley yönteminin güvenilir olduğu anlaşılmıştır.
In this study, stress-strain relation and deformation behavior of laterally loaded pile which is located in different sand embedment is investigated. A circular aluminum pile, test box, loading system, strain gauge rosettes and linear position transducers were used in the laboratory test. Uniform relative density and homogeneous embedment medium in the test box were achieved by using sand pluviation system. The behavior of aluminum pile loaded incrementally at its head is obtained experimentally and then p-y method and subgrade reaction method which is commonly used by designers are employed to model the numerical behavior of the pile. Numerical studies were performed by using LPILE and SAP 2000 computer programs. Based on the findings, the p-y method estimates the pile head deflection more accurately than subgrade reaction method particularly high lateral deflections of pile head. The experimental test studies show that relative density of sand embedment is very effective on occurrence of soil reaction. Finally the reliability of Daley calibration method which is used in instrumentation was evaluated.
Makale Özeti | Tam Metin PDF

15.
YERALTI KÖMÜR DAMARLARINDAN ÜRETİLEN METANIN KULLANIM TEKNOLOJİLERİ
THE UTILIZATION TECHNOLOGIES OF METHANE PRODUCED FROM UNDERGRAUND COAL SEAMS
Gökhan AYDIN, İzzet KARAKURT
Sayfalar 129 - 136
Kömür işletmelerinin çok azı kömür damarlarından elde ettikleri gazı kullanmaktadır. Gazın kullanılamaması ekonomik yönden karlı olabilecek bir kaynağın israf edilmesi anlamına gelmesinin yanısıra, küresel ısınmaya da katkıda bulunmaktadır. Kömür damarlarından elde edilen gazlar, metan konsantrasyonuna bağlı olarak doğal gaza alternatif bir kaynak yada elektrik üretimi gibi çeşitli uygulamalarda kullanılabilmektedir. Gazın kullanılmasının ve/veya satışının mümkün olmadığı durumlarda, gaz emisyonunun azaltılması için en iyi yol, gazın yanma yoluyla bertaraf edilmesidir. Bu çalışmada, kömür damarlarından elde edilen metan gazının kullanım teknolojileri detaylı bir şekilde ele alınmış ve uygulamalar hakkında örnekler verilmiştir.
A few coal mines use coalbed methane recovered from coal seams. As well as being unable to use gas means waste of an economically valuable source, it contributes to global warming. Gases recovered from coal mines can be used for various applications as an alternative source to natural gas or such as generation of power related to methane concentration. In cases the sale and/or use of gas would not be profitable, the best way for decreasing gas emissions is to destroy methane via flaring. In this study, the utilization technologies of methane are defined in detail and the examples being in practice are given.
Makale Özeti | Tam Metin PDF