Cilt: 13  Sayı: 1 - 2007
Özetleri Gizle | << Geri
1.
Kapak-İçindekiler
Cover-Contents
Pamukkale Üniversitesi Mühendislik Bilimleri Dergisi
Sayfalar I - III
DOWNLOAD

2.
YÜKSEK DAYANIMLI BETONDA AŞINMA DİRENCİNİN TAHMİNİ
ABRASION RESISTANCE ESTIMATION OF HIGH STRENGTH CONCRETE
Şemsi YAZICI, Gözde İNAN SEZER
Sayfalar 1 - 6
Bu çalışmada, silis dumanı ve/veya uçucu kül içeren basınç dayanımı 65-85 MPa olan yüksek dayanımlı betonların, aşınma direnci ile mekanik özelikleri (basınç ve eğilme dayanımı) arasındaki ilişkiyi belirleyebilmek amacıyla yapılan deneysel çalışma sonuçları sunulmuştur. Bir adet yüksek dayanımlı beton kontrol karışımı (C1) ve beş adet katkı içeren yüksek dayanımlı beton karışımı olmak üzere (C2, C3, C4, C5, C6), toplam altı adet beton karışımı hazırlanmıştır. Tüm karışımların 28 günlük basınç dayanımları, eğilme dayanımları ve aşınma dirençleri belirlenmiştir. Betonların basınç ve eğilme dayanımına bağlı olarak aşınma direncini tahmin eden matematiksel eşitlik önerilmiştir.
This study gives the results of a laboratory investigation undertaken to determine the relationship between mechanical properties (compressive and flexural strengths) and abrasion resistance of 65-85 MPa high strength concretes incorporating silica fume, fly ash and silica fume-fly ash mixtures as supplementary cementing materials. A series of six different concrete mixtures including a control high strength concrete mixture (C1), and five high strength concrete mixtures (C2, C3, C4, C5, C6) incorporating supplementary cementing materials, were manufactured. The compressive strength, flexural strength, and abrasion resistance were determined for each mixture at 28-days. Mathematical expressions were suggested to estimate the abrasion resistance of concrete regarding their compressive strength and flexural strength.
Makale Özeti | Tam Metin PDF

3.
BİNA İÇİ MEKANLARDA PROFIBUS-DP AĞI ÜZERİNDEN DİNAMİK AYDINLATMA DENETİMİ
DYNAMIC LIGHTING CONTROL INSIDE OF BUILDINGS OVER THE PROFIBUSDP NETWORK
Cemal YILMAZ
Sayfalar 7 - 13
Bu çalışmada, bina içi mekanlarda Profıbus-DP ağı üzerinden dinamik aydınlatma denetimi gerçekleştirilmiştir. Aydınlatmanın istenilen aydınlık düzeylerine göre ayarlanabilmesi için dimlenebilir armatürler kullanılmıştır. Bina içerisinde aydınlık düzeyini ölçen algılayıcılardan gelen bilgiler Profibus-DP ağı üzerinden merkezi denetim ünitesine aktarılmaktadır. Burada yapılan değerlendirme sonucuna göre aydınlatma armatürlerine kontrol sinyalleri yine Profibus-DP ağı üzerinden gönderilerek denetim sağlanmıştır. Tasarımda aydınlatma kontrolünün uzaktan denetimi ile enerjinin optimum kullanımı sağlanmıştır. Ayrıca günün değişik saatlerinde meydana gelen ışık değişimine göre aydınlatma seviyesi ayarlanarak sağlıklı bir aydınlatma ortamı elde edilmiştir.
In this study, dynamic lighting control inside of buildings has been implemented over the Profibus-DP network. Automatically adjustable luminaries were used to adjust lighting level to desired values. The data received from sensors measuring illuminance levels inside building are transferred to central control unit over the Profibus-DP network. These data are evaluated in the control unit and then control signals related to evaluation results are sent to the luminaries over the Profibus-DP network. As a reason of this design, optimum energy usage has been supplied by controlling the lighting remotely. Moreover, a healthy lighting environment has been obtained by means of adjusting the illuminance level related to lighting variations occurred in the various hours of a day.
Makale Özeti | Tam Metin PDF

4.
BÜKME KALIPLARINDA 0.75 MM KALINLIĞINDAKİ ÇELİK SAC MALZEMENİN GERİ ESNEME MİKTARLARININ BELİRLENMESİ
DETERMINING SPRINGBACK AMOUNT OF STEEL SHEET METAL HAVE 0.75 MM THİCKNESS IN BENDING DIES SHEET MATERIALS
Özgür TEKASLAN, Ulvi ŞEKER, Nedim GERGER
Sayfalar 13 - 22
Bükme kalıplarının sac metal endüstrisindeki önemi büyüktür. Kalıptan çıkacak olan parçaların istenilen tolerans sınırları içinde olması için, bükme kalıplarında bükülen malzemelerin geri esneme miktarlarının bilinmesi de bir o kadar önem kazanmaktadır. Bu nedenle bu çalışmada bükme kalıpları ve bükmede geri esneme konusu araştırılmıştır. Bükmede geri esneme miktarının tespiti için bir “V” kalıbı tasarlanmış ve bu kalıpta 0,75 mm kalınlıktaki sac malzemelerin farklı açılarda ne kadar geri esneyebilecekleri tespit edilerek geri esneme grafikleri elde edilmiştir. Geri esneme farklı kalıpta, her açıda 10’ ar adet parça bükülmek suretiyle, kalıptan çıkan parçaların geri esneme miktarları optik profili metre ile ölçülmüştür. Deney sonuçları bilgisayar ortamında excel programının yardımı ile grafiklere dönüştürülmüş ve değerlendirilmiştir.
Bending dies is very important in sheet metal industry. Since the material leaving the die should be obtained within the allowed tolerance limits, the amount of springback of bending material in bending dies is as important as the die itself. In this study springback amount of the materials in bending process were investigated. In order to obtain the springback in bending, a “V” shaped die was designed. It was aimed to obtain the springback amounts of steel sheet metal have 0.75 mm thickness for various bending angles and the springback graphics in 6 different dies and 10 samples, were bent in different angles and after bending process final bent angles were measured with a optical profile meter. Experimental results were statistically evaluated in a computer media and converted to graphics.
Makale Özeti | Tam Metin PDF

5.
ÇELİK LİFLERİN BETON BASINÇ VE EĞİLME ÖZELİKLERİNE ETKİSİ
EFFECT OF STEEL FIBER ON PROPERTIES OF CONCRETE IN COMPRESSION AND BENDING
Osman ÜNAL, Tayfun UYGUNOĞLU, Osman GENÇEL
Sayfalar 23 - 30
Bu çalışmada, çelik lif katkılı betonlarda farklı lif tipi ve miktarının, basınç ve eğilme altındaki betonun mekanik özelikleri üzerindeki etkisi araştırılmıştır. Beton serilerinin üretiminde, en büyük tane çapı 22 mm olan dört farklı agrega kullanılmıştır. Çimento dozajı 325 kg/m3, su/çimento oranı 0.60 olarak sabit tutulmuştur. Karışımlarda narinlik oranları 60 ve 80 olan iki farklı lif tipinde ve 0 (kontrol), 15, 30, 45 ve 60 kg/m3 olarak 5 farklı lif içeriğinde olmak üzere toplam 10 farklı seri üretilmiştir. Lif katkılı betonların basınç ve eğilme altındaki mekanik özeliklerinin belirlenmesi amacıyla Ø150 x 300 mm. boyutlarında silindir numuneler ile 100 x 100 x 350 mm. boyutlarında prizmatik numuneler kullanılmıştır. Silindir numuneler üzerinde basınç altında gerilmeşekil değiştirme davranışı, prizmatik numuneler üzerinde de eğilme dayanımları belirlenmiştir. Sonuç olarak betona ilave edilen lifler, betonun basınç altındaki gerilme-şekil değiştirme yeteneğini ve eğilme dayanımını arttırdığı gözlenmiştir.
In this study, effect of steel fiber type and content on the mechanical properties of fiber concrete in bending and compression was investigated. In the production of concrete series, four different aggregates which have in 22 mm max. diameter were used. Cement content and water/cement ratio were kept at 325 kg/m3 and 0.60, respectively. In mixes, totally ten different series were produced as in two different fiber types at 60 and 80 aspect ratio, and five different fiber contents at 0 (control), 15, 30, 45 and 60 kg/m3. For define to mechanical properties of fiber concretes in bending and compression, Ø150 x 300 mm. cylindrical specimens and 100x100x350 mm. prismatic specimens were used. Stress-strain behavior in compression and flexure strength in bending were defined on the cylindrical and prismatic specimens, respectively. As a result, it was observed that the stress-strain in compression and flexure strength of concrete were increased by adding of fibers in the concrete.
Makale Özeti | Tam Metin PDF

6.
ÇİFT BAZLI KATI ROKET YAKITININ EKSTRÜZYON İŞLEMİYLE ŞEKİLLENDİRMESİNİN SONLU ELEMAN METODUYLA MODELLENMESİ
EXTRUSION FORMING OF A DOUBLE BASE SOLID ROCKET PROPELLANT BY FINITE ELEMENT METHOD
Barış KALAYCIOĞLU, M. Hüsnü DİRİKOLU, Veli ÇELİK
Sayfalar 31 - 37
Bu çalışmada çift bazlı katı roket yakıtlarının üretimlerinde önemli bir aşamayı oluşturan ekstrüzyonla şekillendirme safhasının, Ansys® sonlu eleman benzetim paketi yardımıyla 3-boyutta modellemesi gerçekleştirilmiştir. Direkt ekstrüzyona tabi tutulan katı yakıtın mekanik davranışı, temel modeli oluşturmak ve sonradan gerçekleştirilecek elastoviskoplastik modellemeyle karşılaştırma yapmak üzere elastik-plastik şeklinde alınmıştır. Coulomb sürtünmeli kontakt yüzeyleri, doğrusal olmayan geometrik ve malzeme davranışları ele alınan modelde, büyük şekil değiştirmeler adımsal bir çözüm yaklaşımıyla hesaplanmıştır. Simülasyon yardımıyla ekstrüzyon sırasında katı yakıtta oluşan hidrostatik basınç, gerilme, gerinim ve yer değiştirme değerleri belirlenmiştir.
In this study, three dimensional modelling of extrusion forming of a double base solid rocket propellant is performed on Ansys® finite element simulation package. For the purpose of initial model construction and later comparisons with elastoviscoplastik model, the solid propellant is assumed to obey the elastic-plastic material response during the direct extrusion process. Taking into account the contact surface behavior with Coulomb friction and geometric and material nonlinearities, an incremental large large strain solution methodology has been adapted in the simulation. The hydrostatic pressure, stress, strain, and displacement values during extrusion of the solid rocket propellant are obtained from the simulation.
Makale Özeti | Tam Metin PDF

7.
ÇİFT CİDARLI KOMPOZİT KİRİŞLERİN SONLU ELEMANLAR YÖNTEMİYLE GERİLME ANALİZİ
STRESS ANALYSIS OF DOUBLE SKIN COMPOSITE BEAMS BY FINITE ELEMENT ANALYSIS
Orhan DOĞAN, Alper BÜYÜKKARAGÖZ
Sayfalar 39 - 45
Çift cidarlı kompozit (ÇCK) yapı, eleman derinliği boyunca ve üst üste kapanan, kaynatılmış kesme çivileriyle tutturulmuş nispeten ince iki çelik plaka arasında sandviç edilmiş donatısız beton bloktan oluşan bir yapı formudur. Geleneksel yapı formlarına oranla daha dayanıklı ve etkin kullanım avantajına sahiptir. Bu çalışmanın esas amacı daha önce yapılmış olan çalışmalara ilaveten sayısal bir yaklaşımla çözümler üretmek, karşılaştırma yapmak ve çift cidarlı kompozit kirişin optimum tasarımı için yaklaşık fonksiyonlar elde etmektir. Sonlu eleman analizleri için ANSYS 5.4 programı kullanılmıştır.
Double skin composite (DSC) construction consists of a layer of a plain concrete, sandwiched between two layers of relatively thin steel plate, connected to the concrete by welded stud shear connectors. This results in a strong and efficient structure with certain potential advantages over conventional forms of construction. The main aim of the present study is to provide additional numerical solution to compare with previous researches and to develop appropriate functions of optimum design depending on double skin composite beams. Ansys 5.4 program has been used for finite element analysis.
Makale Özeti | Tam Metin PDF

8.
ELIN FİLTRELERİN GENEL SENTEZ TEORİSİ VE GERÇEKLENME ŞARTLARI
A GENERIC SYNTHESIS THEORY AND REALIZATION CONDITIONS FOR ELIN FILTERS
Remzi ARSLANALP, Abdullah Tahsin TOLA
Sayfalar 47 - 56
Bu makalede, Doğrusal Olmayan Elemanlarla Doğrusal Davranışlı (ELIN, Externally Linear Internally Nonlinear) filtrelerin genel sentezine ait bir yöntem ele alınmıştır. Daha önce geliştirilen teoriler özetlenmiş; bu teorilerin zayıf yönleri tartışılmıştır. Durum uzayı yöntemi esas alınarak ELIN filtreler için n. derece bir sentez yöntemi geliştirilmiştir. Bu yeni teori sadece önceki geliştirilen teorileri kapsamamakta, aynı zamanda onların sorunlarının da üstesinden gelmektedir. Bu makalede, bu filtrelerin statik ve dinamik şartları tartışılmıştır. Ön şartlar, gerek ve yeter şartlar tanımlanmıştır. Geliştirilen teori bu şartları sağlamayan sistem denklemlerinin modifiye edilmesine olanak tanımaktadır. Bu işlem için fark alıcı yapıda AB sınıfı filtreler tercih edilmiştir. Geliştirilen yaklaşımın geçerliliğini doğrulamak için, teori iki örnek üzerinde uygulanmıştır.
In this paper, a generic synthesis method of Externally Linear Internally Nonlinear (ELIN) filters is considered. Previously developed theories are summarized and the weak sides of these theories are discussed. Based on the state space synthesis method, an nth order filter synthesis method is developed for ELIN filters. This new theory does not only cover the previously proposed theories but also overcomes their problems. In this paper, static and dynamic constraints associated with these filters are discussed. Prerequisites, necessary conditions and satisfactory conditions are defined. The developed theory gives one to modify system equations of a filter that does not satisfy these conditions. For this process, differential type Class AB filters are preferred. The theory is applied to two examples to verify the validity of the proposed approach.
Makale Özeti | Tam Metin PDF

9.
ENDÜSTRİYEL NİSİN ÜRETİMİNDE ETKİLİ FAKTÖRLER VE MODEL SİSTEMLER
EFFECTIVE FACTORS AND MODEL SYSTEMS IN THE INDUSTRIAL PRODUCTION OF NISIN
Ömer ŞİMŞEK, Ahmet Hilmi ÇON, Mustafa AKÇELİK
Sayfalar 57 - 67
Nisin tip I lantibiyotik grubuna dahil olan ve Lactococcus lactis’de tanımlanan ilk bakteriyosindir. Kültür ortamlarında yüksek miktarda nisin üretimi; fermentasyon ortamının kompozisyonu, pH, ortamda üretilen nisin konsantrasyonu ve en önemlisi hücrenin gelişimi ile ilişkilidir. Bu faktörler dikkate alınarak endüstriyel üretim amacıyla kesikli, yarı kesikli ve sürekli fermentasyon sistemleri geliştirilmiştir. Gıda koruyucusu olarak önemli potansiyele sahip olan nisinin daha verimli üretiminin sağlanması, hem endüstriyel açıdan ve hem de bu suşların starter kültür olarak kullanımı açısından önem taşımaktadır. Bu derlemede nisin üretimi üzerinde fermentasyon faktörlerinin etkileri belirtilerek kurulmuş model sistemler karşılaştırılmıştır.
Nisin is the first bacteriocin identified in Lactococcus lactis and belongs to type 1 lanthibiotic group. High nisin production in cultured media is related with the composition of fermentation medium, pH, produced nisin concentration and most importantly growth amount of cell. For industrial purpose, batch, fed-batch and continue fermentation systems were developed by regarding these factors. Maintaining efficient production of nisin having important potential at preservation of foods is important for both industrial production and using as starter culture. In this review the fermentation factors at nisin production were outlined and constructed model systems were compared.
Makale Özeti | Tam Metin PDF

10.
İNDİREKT SINIR ELEMANLARI YÖNTEMİNİN ELEKTROSTATİK ALAN PROBLEMLERİNE UYGULANMASI
THE APPLICATION OF INDIRECT BOUNDARY ELEMENT METHOD ON ELECTROSTATIC FIELD PROBLEMS
Sami EKİCİ, Selçuk YILDIRIM
Sayfalar 69 - 73
Bu çalışmada, İndirekt Snır Elemanları Yöntemi (ISEY) iki boyutlu elektrostatik alan problemlerinin analizi yapılmıştır. Çalışmanın temel amacı, sayısal bir çözüm tekniği olan indirek sınır elemanları yönteminin elektrostatik alan problemlerinin çözümünde kullanılan etkili bir yöntem olduğunu göstermektir. Bu amaçla, ilk olarak yöntemin matematiksel formülasyonları gösterilmiştir. Uygulama bölümünde ise, paralel iki iletkenden oluşan sonsuz uzunluktaki bir iletim hattı geometrisi ele alınarak, MATLAB programlama dilinde yazılan ve ISEY adı verilen bir program ile analizi gerçekleştirilmiştir. Elde edilen sonuçlar ELECTRO paket programı sonuçları ile karşılaştırılmıştır. Sonuçlar incelendiğinde, indirek sınır elemanları yönteminin iki boyutlu elektrostatik alan problemlerinin çözümünde oldukça doğru sonuçlar verdiği ve kulanıcıya çözüm kolaylıyı sağladığı görülmüştür.
In this study, the analysis of the electric field problems has been performed by using indirect boundary element method. The main purpose of this study is to demonstrate indirect boundary element method which is a numerical method used in the electrostatic field calculations is an effective method. Firstly, the mathematical formulations of the method have been demonstrated. In application section, the analysis of transmission line model which has parallel two wires and infinite length has been performed by using ISEY. The obtained results are compared with ELECTRO software’s results. According to result, it is seen that the indirect boundary element method performs more accurate calculations for two dimensional electrostatic field problems; on the other hand it provides user easiness of solution.
Makale Özeti | Tam Metin PDF

11.
ERZURUM İÇİN KISA SÜRELİ YAĞIŞ ŞİDDETİ DENKLEMLERİNİN MODELLENMESİ
MODELLING OF SHORT DURATION RAINFALL (SDR) INTENSITY EQUATIONS FOR ERZURUM
Serkan ŞENOCAK, Reşat ACAR
Sayfalar 75 - 80
Bu çalışmanın amacı, Erzurum yağış istasyonunda bazı dönüş periyodları için bir yağış şiddeti-süre-tekerrür (IDF) denklemi geliştirmektir. 5, 10, 15, 30 ve 60 dakikalar için maksimum yıllık yağış değerleri Genelleştirilmiş Ekstrem Değerler (GEV), Gumbel, Normal, iki parametreli Lognormal, üç parametreli Lognormal, Gamma, Pearson tip III ve Log-Pearson tip III dağılımları gibi bazı istatistiksel dağılımlar kullanılarak 1956-2004 aralığı için istatistiksel olarak analiz edildi. Bütün dağılımlar arasından en iyi istatistiksel dağılımı seçmek için ?2 uyum testi kullanıldı. Her amprik fonksiyon için IDF denklem sabitleri ve korelasyon katsayıları (R) bütün dönüş periyodları için (T = 2, 5, 10, 25, 50, 75 ve 100 yıl) lineer olmayan tahmin metodu kullanılarak hesaplandı. En yüksek korelasyon katsayısından dolayı, T = 100 yıl hariç, en uygun IDF denkleminin ( )B max i (t) = A/ t + C olduğu gözlendi.
The scope of this study is to develop a rainfall intensity-duration-frequency (IDF) equation for some return periods at Erzurum rainfall station. The maximum annual rainfall values for 5, 10, 15, 30 and 60 minutes are statistically analyzed for the period 1956 – 2004 by using some statistical distributions such as the Generalized Extreme Values (GEV), Gumbel, Normal, Two-parameter Lognormal, Three-parameter Lognormal, Gamma, Pearson type III and Log-Pearson type III distributions. ?2 goodness-of-fit test was used to choose the best statistical distribution among all distributions. IDF equation constants and coefficients of correlation (R) for each emprical functions are calculated using nonlinear estimation method for each return periods (T = 2, 5, 10, 25, 50, 75 and 100 years). The most suitable IDF equation is observed that ( )B max i (t) = A/ t + C , except for T=100 years, because of the highest coefficients of correlation.
Makale Özeti | Tam Metin PDF

12.
ORTA YÜKSEKLİKTEKİ BETONARME BİNALARIN DEPREM PERFORMANSLARININ AFET YÖNETMELİĞİNE GÖRE TAYİNİ
SEISMIC EVALUATION OF EXISTING MID-RISE REINFORCED CONCRETE BUILDINGS ACCORDING TO SPECIFICATION FOR BUILDING STRUCTURES TO BE BUILT IN DISASTER AREAS
Mehmet İNEL, Hüseyin BİLGİN, H. Baytan ÖZMEN
Sayfalar 81 - 89
Aktif bir deprem kuşağı üzerinde yer alan ülkemizde çok kısa denebilecek zaman aralıkları içerisinde yıkıcı depremler meydana gelmiş ve birçok betonarme yapı hasar görmüştür. Bu çalışmanın amacı, deprem riski yüksek olan ülkemiz yapı stoğunun büyük bir bölümünü oluşturan orta yükseklikteki betonarme binaların deprem performanslarını Deprem Bölgelerinde Yapılacak Binalar Hakkında Yönetmelik esaslarına göre değerlendirmektir. Orta katlı yapıları temsil etmesi için 4- ve 7-katlı 14 adet bina seçilmiştir. Yapısal parametreler belirlendikten sonra, her bir yapı statik itme analizine tabi tutulmuş, yapılara ait kapasite veya “artımsal itme analizi” eğrileri hesaplanmıştır. Deprem Yönetmeliği esas alınarak, hesaplanan kapasite eğrileri ışığında her bir yapıya ait deprem performansları belirlenmiştir.
Over the past several decades, Turkey has been hit by devastating earthquakes and remarkable number of reinforced concrete buildings has been damaged in the high seismicity regions of our country. The aim of this study is to evaluate the seismic performance of the mid-rise reinforced concrete buildings that are major part of building stock of our earthquake-prone country, according to recent Turkish Earthquake Code. 4- and 7-story buildings were selected to represent mid-rise building stock. After determining the structural parameters, each building was subjected to pushover analysis and the capacity curves were obtained. Earthquake performance of each building was determined in the light of their capacity curves according to the recent Turkish Earthquake Code.
Makale Özeti | Tam Metin PDF

13.
OTOMATİK PARMAKİZİ TANIMA SİSTEMLERİNDE ÖZELLİK NOKTALARININ TESPİTİNDE YAPAY SİNİR AĞLARININ KULLANILMASI
MINUTIAE EXTRACTION BASED ON ARTIFICIAL NEURAL NETWORKS FOR AUTOMATIC FINGERPRINT RECOGNITION SYSTEMS
Necla ÖZKAYA, Şeref SAĞIROĞLU
Sayfalar 91 - 101
Otomatik parmakizi tanıma sistemleriyle kimliklendirme yapılırken, özellik noktaları olarak bilinen parmakizi resimlerindeki hat çizgisi karakteristiklerinden ve bunların birbirleriyle olan ilişkilerinden faydalanılır. Bu yüzden giriş parmakizi resminden özellik noktalarının sorunsuz, güvenilir, hızlı ve otomatik olarak elde edilebilmesi kimliklendirme için çok önemlidir. Bu çalışmada, parmakizi tanımada kullanılan özellik noktalarının tespit edilmesine yönelik yapay sinir ağları temelli yeni bir yaklaşım geliştirilmiş ve sunulmuştur. Elde edilen sonuçlar parmakizi resminde özellik noktalarının bulunmasında yapay sinir ağlarının başarılı olduğunu göstermiştir.
Automatic fingerprint recognition systems are utilised for personal identification with the use of comparisons of local ridge characteristics and their relationships. Critical stages in personal identification are to extract features automatically, fast and reliably from the input fingerprint images. In this study, a new approach based on artificial neural networks to extract minutiae from fingerprint images is developed and introduced. The results have shown that artificial neural networks achieve the minutiae extraction from fingerprint images with high accuracy.
Makale Özeti | Tam Metin PDF

14.
RÜZGAR ENERJİSİ POTANSİYELİNİN TAHMİNİNDE KULLANILAN İKİ FARKLI İSTATİSTİKSEL DAĞILIMIN KARŞILAŞTIRMALI ANALİZİ
THE COMPARATIVE ANALYSIS OF TWO DIFFERENT STATISTICAL DISTRIBUTIONS USED TO ESTIMATE THE WIND ENERGY POTENTIAL
Mehmet KURBAN, Fatih Onur HOCAOĞLU, Yeliz MERT KANTAR
Sayfalar 103 - 109
Bu çalışmada, Anadolu Üniversitesi tarafından desteklenen “A. Ü. İki Eylül Kampusu’nda Rüzgar ve Güneş Potansiyelini Belirleyerek Hibrid (Rüzgar-Güneş) Enerji Santral Modeli Kurmak” başlığı altındaki bilimsel araştırma projesi kapsamında kurulan rüzgar gözlem istasyonundaki 30 metrelik ölçüm direğinin 10 metre yüksekliğinden 2005 yılı Temmuz, Ağustos, Eylül ve Ekim aylarında 15 sn aralıklarla ölçülen rüzgar hızı verileri kullanılarak Weibull ve Rayleigh istatistiksel dağılım fonksiyonları ile bölgenin rüzgar enerjisi potansiyeli analiz edilmiştir. Bu dağılımların parametrelerinin bulunmasında Maximum Likelihood Metodu kullanılmıştır. Ele alınan aylar için yapılan bu analizler sonucunda, Weibull dağılımının Rayleigh’e göre rüzgar hızını daha iyi modellediği görülmüştür. Ayrıca, Weibull dağılımından hesaplanan aylık güç yoğunluğu değerlerindeki hata oranı, Rayleigh dağılımından hesaplanan değerlere oranla daha küçük çıkmıştır.
In this paper, the wind energy potential of the region is analyzed with Weibull and Reyleigh statistical distribution functions by using the wind speed data measured per 15 seconds in July, August, September, and October of 2005 at 10 m height of 30-m observation pole in the wind observation station constructed in the coverage of the scientific research project titled “The Construction of Hybrid (Wind-Solar) Power Plant Model by Determining the Wind and Solar Potential in the Iki Eylul Campus of A.U.” supported by Anadolu University. The Maximum likelihood method is used for finding the parameters of these distributions. The conclusion of the analysis for the months taken represents that the Weibull distribution models the wind speeds better than the Rayleigh distribution. Furthermore, the error rate in the monthly values of power density computed by using the Weibull distribution is smaller than the values by Rayleigh distribution.
Makale Özeti | Tam Metin PDF

15.
SOĞUK ŞEKİLLENDİRİLMİŞ ÇELİK ÇUBUKLARIN EĞİLMESİ DURUMUNDA OLUŞAN ARTIK GERİLMELERİN HESABI
CALCULATION OF RESIDUAL STRESSES RESULTING FROM BENDING OF COLD FORMED STEEL BARS
Gökmen ATLIHAN, Muzaffer TOPÇU, Hasan ÇALLIOĞLU, Gürkan ALTAN
Sayfalar 111 - 118
Bu çalışmada, ferforje yapımında kullanılan çelik kozanın imalatı esnasında ortaya çıkan artık gerilmeler hesaplanmıştır. Bu artık gerilmeler, çelik kozanın imalatında kullanılan 8 mm çaplı dairesel çubukların, 6 x 6 mm2’lik kare profil kesitli çubuklara dönüştürülmesi işleminde ortaya çıkmaktadır. Bu dönüştürme, gerçekte üç kademeli haddeleme işlemidir. Her kademede malzemenin plastik deformasyon sabiti ve sertleşme üsteli hesaplanmıştır. Daha sonra eğmeye maruz bırakılan çubukların elasto-plastik gerilme analizi, Newton-Cotes formülasyonu kullanılarak analitik olarak yapılmıştır. Bu çalışmada, çelik çubuk üzerinde artık gerilmeyi oluşturan yük değeri sabit tutulmuş ve bu yük değerine karşılık gelen elastik, plastik ve artık gerilme değerleri tesbit edilmiş ve sonuçlar grafikler halinde verilmiştir.
In this study, the residual stresses in the forming of the seed capsule which used in manifacturing the ferforje was carried out. These residual stresses were made up in the process which bars with 8 mm diameter were converted to 6 x 6 mm2 square profiles. This process was actually a Rolling process performed at three levels. Plastic constant and strain hardening parameter were calculated at each level . Then, elasto-plastic stress analysis of the bar subjected to bending was analzed by means of Newton Cotes formulation. The load value that cause residual stresses on the steel bar was assumed to be constant in elasto-plastic analysis. Elastic, plastic and residual stresses under the load value were determined in each level and results were presented in the graphical format.
Makale Özeti | Tam Metin PDF

16.
YÜZEY İLİŞKİLERİ TABANLI PARÇA TANIMA YAKLAŞIMI İÇİN BİLGİ TABANI TASARIMI
THE DESIGN OF KNOWLEDGE BASE FOR SURFACE RELATIONS BASED PART RECOGNITION APPROACH
Adem ÇİÇEK, Mahmut GÜLESİN
Sayfalar 119 - 127
Bu çalışmada, parça tanıma algoritmasında kullanılan bir uzman sistem için yeni bir bilgi tabanı tasarlanmıştır. Geliştirilen bilgi tabanındaki kurallarda temsil edilen her bir parçaya ait yüz komşuluk ilişkileri ve nitelikler parçanın STEP dosyasından elde edilen yüz komşuluk ilişkileri ve nitelikleri ile karşılaştırılarak parçalar bilgisayar programı tarafından tanınmaktadır. Ayrıca, sistemde geliştirilen bir otomatik kural yazma modülü ile bilgi tabanında temsil edilen kurallar türetilerek kural yazma işlemi oldukça kolaylaştırılmıştır. Parça tanıma sisteminde kullanılan bilgi tabanı ve otomatik kural yazma modülü ile basit, orta düzey ve karmaşık parçalar bir parça tanıma programı tarafından kolayca tanınabilmektedir.
In this study, a new knowledge base for an expert system used in part recognition algorithm has been designed. Parts are recognized by the computer program by comparing face adjacency relations and attributes belonging to each part represented in the rules in the knowledge base developed with face adjacency relations and attributes generated from STEP file of the part. Besides, rule writing process has been quite simplified by generating the rules represented in the knowledge base with an automatic rule writing module developed within the system. With the knowledge base and automatic rule writing module used in the part recognition system, simple, intermediate and complex parts can be recognized by a part recognition program.
Makale Özeti | Tam Metin PDF